Logo

8. Hukuk Dairesi2024/2784 E. 2024/7384 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu yüzölçümü azalan taşınmazın sınırlarının düzeltilmesi talebiyle açılan davada, taşınmazın fiili kullanım olmaksızın sahiplenilmesinin 7143 sayılı Kanun uyarınca yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın yerleşim alanında bulunması nedeniyle fiili kullanımının şart olmadığı, taşınmazın sahiplenilmesinin 7143 sayılı Kanun uyarınca yeterli olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/479 E., 2024/621 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/75 E., 2022/72 K.

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Sultanbeyli ilçesi ... ... Mahallesi 8936 ada 12 parsel sayılı 275,18 m2 yüzölçümlü taşınmaz, 7143 sayılı Kanun gereği Sultanbeyli Belediyesi adına tescil edilmiş olup, beyanlar hanesinde taşınmazın 5 yılı aşkın süredir davacıların kullanımında olduğu belirtilmiştir.

Davacılar vekili özetle; taşınmazı 360 m2 olarak dava dışı şahıstan davacıların satın aldığını, emlak vergisi beyannamesinde de taşınmazın 360 m2 olarak yazıldığını ancak kadastro çalışmasında taşınmazın 275 m2 olarak tespit gördüğünü, taşınmazın bir kısmının komşu taşınmazda kaldığını ileri sürerek bu hususun düzeltilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... tüm bilirkişi ve tanıklarca 12 ve 15 nolu parselin yaklaşık sınırı aynı şekilde gösterilmiş ve rapora aktarılmış olup, davacılara satış yapan ... adına olan kayıtlarda da 360 m2 lik bir yerin Belediye kayıtlarının olduğu, özel parselizasyon planın taşınmazların kadastral sınırından farklı olduğu tespit edilmiştir. Hal böyle olunca davcıların sınır itirazında bulundukları 15 nolu parselde fiili kullanımları bulunmamış ise de, İstinaf tarafından eksiklik olarak belirtilen kayıtların, mahalli bilirkişi ve tanık beyanın mahkememizce tamamlandığı, özel parselizasyon planı sınırlarının ve mahalli bilirkişi beyanlarının davacılarca aynı sınırı göstermesi ile davacıların iddialarını destekler nitelikte bulunduğu,...'' gerekçesiyle davanın kabulüne, komşu 8936 ada 15 nolu parselin bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 105,34 m2 lik kısmın ayrılmasına, 8936 ada 15 nolu parsel sayılı taşınmazın 152,70 m2 olarak sınırlarının belirlenmesine, beyanlar hanesindeki şerhin korunmasına, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 105,34 m2 lik kısmın 8936 ada 12 nolu parsele eklenerek bu taşınmazın 380,52 m2 olarak sınırlarının belirlenmesine, beyanlar hanesindeki diğer şerhlerin korunmasına karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın, davacıların taşınmazı satın aldıkları dava dışı şahıs adına düzenlenen belediye emlak kayıt kapsamında kaldığı, davacıların ve satın aldıkları dava dışı şahsın taşınmazı yatırım amacıyla satın alıp fiilen kullanmadıkları, taşınmazın yerleşim alanında bulunması nedeniyle fiilen kullanımının şart olmadığı, sahiplenilmesinin 7143 sayılı Kanun uyarınca yeterli olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL davalı tarafından yatırılan peşin harcın onama harcına mahsubuna,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.