Logo

8. Hukuk Dairesi2024/30 E. 2024/4406 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir kadastro tespitine itiraz davası hükmünde, taşınmazın kullanıcı şerhleriyle tescil hükmünün bulunmaması nedeniyle ek karar verilmesi talebinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu yapılmamış olması ve uyuşmazlığın teknik anlamda bir kadastro işlemi olmayıp idari bir işlem niteliğinde bulunması, ayrıca kesinleşmiş kadastro tespitine itiraz davası sonucu sicilin zaten oluşmuş olması gözetilerek, ek karar talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

KARAR : Davacının davasının feragat nedeniyle reddine, müdahil davacıların davasının görevsizlik nedeniyle reddine

EK KARAR : Talebin kabulüne

Taraflar arasındaki 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun (2924 sayılı Kanun) uyarınca yapılan hak sahipliğinin tespitine itiraz davasında verilen ve kesinleşen hükümde sicil oluşturulmadığından bahisle ek kararla bu eksikliğin giderilmesinin istenilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinin 25.10.2023 tarihli ek kararıyla, talebin kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen ek karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar ve müdahil davacı vekili dilekçelerinde özetle; dava konusu Antalya ili, Kepez ilçesi, ... Mahallesi 897 parsel (yeni 28254 ada 499 parsel) sayılı Hazine adına kayıtlı taşınmazda Orman Bakanlığı hak sahipleri tespit komisyonunca 2924 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmada, taşınmaz üzerinde hak sahibi olarak davalıların tespit edildiğini, bu belirlemenin hatalı olduğunu ileri sürerek, tespitin iptali ile müvekkilleri adına tespit yapılmasını talep ve dava etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, davacının davasının feragat nedeniyle reddine, müdahil davacının davasının ise Antalya İdare Mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, temyiz edilmeksizin 22.12.1999 tarihinde kesinleşmiştir.

Hükmün kesinleşmesinden sonra, davalı ... mirasçıları vekili 03.05.2023 havale tarihli dilekçesi ile, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2022/1624 Esas - 2022/1017 Karar sayılı kararında; 1998/153 Esasında görülen ve kesinleşen eldeki davanın hüküm kısmında 2/B ve kullanıcı şerhlerine ilişkin belirtme olmadığını ve kararın eksik bırakıldığının belirtildiğini açıklayarak, kararda eksik bırakılan 2/B ve kullanıcı şerhleri hakkında ek karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 25.10.2023 tarihli ek kararıyla, "Talepte bulunanlar vekili tarafından Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2022/1624 Esas - 2022/1017 Karar sayılı ilamı ile Antalya İli Merkez İlçesi ... mahallesi 897 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Antalya Kadastro Mahkemesinin 1998/153 Esas - 1999/239 Karar sayılı ilamında davanın reddine karar verilmesine rağmen Kadastro Komisyon Kararındaki gibi tespit gibi tescil ve kullanıcı şerhlerinin beyanlar hanesinde işlenilmek üzere tescil hükmü kurulması gerekirken hükmün eksik bırakıldığı için bu hususta Kadastro Mahkemesince ek karar alınmasının sağlanılmasına karar verildiğini, ortadan kaldırma ilamı incelendiğinde, 897 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Antalya Kadastro Mahkemesinin 1992/271 Esas - 1996/207 Karar sayılı ilam ile açılan davanın reddine ve taşınmazın tespit gibi hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, fakat ortadan kaldırma kararında belirtilen 2924 sayılı Kanuna göre hazırlanan 22.06.1998 tarihli hak sahipliği listesine göre konulan şerhler hakkında hüküm kurulmadığı belirtilmiş ise de 22.06.1998 tarihli hak sahipliği listesinin yargılama aşamasından ve kararın kesinleşme tarihi olan 21.02.1997 tarihinden sonra oluşturulduğu nazara alınarak dosya arasına getirtilen Antalya Kadastro Mahkemesinin 03.12.1996 tarihli ve 1992/271 Esas, 1996/207 Karar sayılı ilamındaki tescil hükmünün hatalı olmadığı kanaatine varıldığından Mahkemenin bu dosyası ile ek karar kurulması cihetine gidildiği, Mahkemenin 1998/153 Esas - 1999/239 karar sayılı dosyasında davacının davasının feragat nedeniyle reddine, müdahil davacıların davasının görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesine rağmen dava konusu edilen taşınmazın kullanıcı şerhleri ile beraber tescil hükmünün sehven kurulmadığının anlaşıldığı, Kadastro mahkemesinin görevinin, düzenli sicil oluşturmak olup, bu kapsamda davaya konu taşınmazların ada, pafta ve parsel numaraları açıkça belirtilerek taşınmazın kim ya da kimler adına tesciline karar verildiğininin hükümde gösterilmesi gerektiği, bu nedenle dava konusu ... Mahallesi 897 parsel sayılı taşınmazın Hazine adine tescil hükmü ile beraber 22.06.1998 tarihli hak sahipliği listesindeki isimlerin kullanımında olduğunun tespitine ilişkin hüküm eklenmesi gerektiği" gerekçesiyle, Mahkemenin gerekçeli kararının 1. bendinden sonra gelmek üzere; dava konusu Antalya ili Merkez ilçesi ... Mahallesi 897 parsel sayılı taşınmazın 2924 sayılı Kanunu'na göre hazırlanan 22.06.1998 tarihli hak sahipliği listesine göre taşınmaz toplam 66 hisse kabul edilerek, 6 hissesi ... (Kaplan), 6 hissesi ... (Kaplan), 6 hissesi ..., 12 hissesi ..., 12 hissesi ..., 12 hissesi Ramazan Kaplan, 12 hissesi ... oranında kullanıcı olduklarının tespit ile Kadastro Komisyon Kararındaki gibi çalılık vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya tesciline şeklinde ek karar kurulmuş, iş bu ek karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince; 897 parselle ilgili olarak, eldeki davada verilen hükümde sicil oluşturulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde ek karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç dosya kapsamı ile usûl ve kanuna aykırılık oluşturmaktadır.

Şöyle ki; dava konusu edilen 897 parsel sayılı taşınmaz; 112.700 metrekare yüzölçümlü olarak kullanım kadastrosu çalışması yapılmaksızın çalılık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, tespite karşı ... tarafından Antalya Kadastro Mahkemesinin 1992/271 Esas, 1996/207 Karar sayılı dosyasında itiraz edilmiş ve taşınmazın bir kısmının davacı adına tescili istenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "Dava konusu taşınmazın 1980 yılında orman sınırları dışına çıkarıldığı ve tespit tarihi olan 1988 tarihine kadar zilyetlik süresinin dolmadığı" gerekçesiyle, davanın reddine, dava konusu 112.700 metrekare büyüklüğündeki 897 parselin tespit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş, iş bu karar, temyiz edilmeksizin 21.02.1997 kesinleşmiş ve taşınmaz tapuya tescil edilerek sicil oluşturulmuştur.

Daha sonra, dava konusu yer 2/B alanında kaldığından bahisle 22.06.1998 tarihinde Orman Bakanlığı hak sahipliği tespit komisyonu tarafından hak sahipleri belirlenmiş ve ilan edilmiştir. Komisyonca belirlenen hak sahiplerine karşı, davacılar ... ve müşterekleri ile müdahil davacı ... tarafından itiraz edilmiş; Antalya Kadastro Mahkemesinin 1998/153 Esas, 1999/239 Karar sayılı eldeki dava dosyasında yapılan yargılama sonucu, "2924 sayılı Kanun ile uygulama yönetmeliğinde, Orman Kanun'un 2/B maddesi hükmü uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan alanların orman köylülerine verilmesi sırasında uygulanacak usul ve esasların düzenlendiği, bu düzenlemeler gereğince Orman Bakanlığınca oluşturulan hak sahipleri tespit komisyonlarınca hak sahiplerinin belirlendiği, hak sahipliği listelerinin Orman Bakanlığı tarafından onaylanarak yürürlüğe girdiği ve bu listelere göre satış işlemlerinin yapıldığı, belirtilen bu yasal düzenlemeye göre, hak sahipliği tespit komisyonunca hak sahiplerinin belirlenmesine ilişkin işlem, Orman Bakanlığının idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemi niteliğinde olduğundan, bu işlem hakkındaki yargısal denetimin idare hukuku kuralları çerçevesinde yapılacağının tartışmasız olduğu, dava konusu işlemin Kadastro Kanunu ile ilgisi bulunmadığı gibi, orman ve kadastro tutanaklarının hak sahibi tespit komisyonunca hak sahipliğinin belirlenmesi sırasında yararlanılacak belgeler arasında sayılmış olmasının, uyuşmazlığın Kadastro Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği sonucunu doğurmayacağı" gerekçesiyle, davacının davasının feragat nedeniyle reddine, müdahil davacının davasının ise Antalya İdare Mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, temyiz edilmeksizin 22.12.1999 tarihinde kesinleşmiştir.

Hal böyle olunca; anlatılanlar çerçevesinde somut olay değerlendirdiğimizde, dava konusu 897 parsel hakkında kullanım kadastrosu yapılmadığından, başka bir ifade ile kullanım kadastrosuna tabi tutulmadığından bu yerler için kullanıcı şerhi verilebilmesi için idareye başvurularak kullanım kadastrosu yapılmasının sağlanması gerekir. Mahkemenin idare yerine geçerek kullanım kadastrosu yapması mümkün bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Kaldı ki; ek karar talep edenlerin, eldeki 1998/153 Esas sayılı dosyada dava konusu taşınmaz hakkında kullanıcı şerhleri yönünden sicil oluşturulmadığı iddiası da yersizdir. Zira, eldeki davada uyuşmazlık konusu husus, teknik anlamda bir kadastro işlemi olmayıp, Orman Bakanlığı tarafından yapılan hak sahiplerinin tespiti yönündeki idari işlem olduğundan ve bu işlemde de herhangi bir kadastro tutanağı düzenlenmediğinden, Antalya Kadastro Mahkemesince 1998/153 Esasında verilen kararda eksik bir husus, diğer bir deyişle, kullanıcı şerhleri yönünden sicil oluşturulacak bir durum bulunmamaktadır. Yine, 897 parsel sayılı dava konusu taşınmaza ilişkin sicil de, 1992/271 Esas, 1996/207 Karar sayılı, kesinleşen kadastro tespitine itiraz davası sonucu oluştuğundan bu yönden de sicil eksikliği söz konusu değildir.

Bu itibarla; yazılı gerekçelerle, ek karar talep edenlerin, bu istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ek kararının 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.