Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3252 E. 2024/8047 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosunda Hazine adına kayıtlı taşınmazdan yol terk edilmesi işleminin hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro paftasında yer alan yolun tesis kadastrosundan önce mevcut olduğunun tespit edilmesi ve bu durumun teknik bilgi, belgeler ve hava fotoğraflarıyla desteklenmesi gözetilerek mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2298 E., 2024/411 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Urla Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2021/57 E., 2022/58 K.

Taraflar arasındaki uygulama kadastrosu davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

İzmir ili Seferihisar ilçesi Atatürk (Doğanbey) Mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonucunda, tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 2602 parsel sayılı 42776 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 5994 ada 1 parsel numarasıyla 1622,73 metrekare ve 5632 ada 10 parsel numarasıyla 40348,18 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

Davacı Hazine vekili; Hazine'ye ait eski 2602 parsel sayılı taşınmazın kadastro paftasında yol bulunmadığı halde; uygulama kadastrosu sırasında taşınmazdan yol terk edilerek, taşınmazın 5632 ada 10 ve 5994 ada 1 parsel olarak iki parçaya ayrıldığını, muvafakat alınmadan yapılan yola terk işleminin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, uygulama kadastrosunun iptali ile taşınmazların terk ve ifraz öncesindeki haliyle Hazine adına tescilini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Keşif sırasında dinlenen mahalli ve tespit bilirkişilerinin dava konusu eski 2602 parselin ortasından geçerek taşınmazı 2 parça olarak ayıran yolun devamlılığının bulunduğunu, kadim yol olduğunu, sonradan açılmadığını beyan ettikleri, bu soyut beyanların dosya içerisinde mevcut somut teknik bilgi, belgeler ve 1979 yılına ait memleket haritası ve 1986 tarihine ait hava fotoğraflarının incelenmesiyle desteklendiği, bu yolun tesis kadastrosunun yapıldığı 1984 tarihinden önce de zeminde var olduğunun anlaşıldığı, tapulama/kadastrodan sonra açılan yol olmadığının sabit olduğu, bu sebeple Kadastro Güncelleme Yönetmeliği'nin 15/6 ncı maddesinde belirtilen muvafakatin gerekmeyeceği, 15/5 inci maddesi gereğince 22/a çalışmalarında yol olarak sınırlandırılmasının usul ve yasaya uygun olduğu" gerekçesiyle davanın reddine, çekişmeli 5632 ada 10 ve 5994 ada 1 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastrosu tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hükme karşı, davacı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.