Logo

8. Hukuk Dairesi2024/3630 E. 2024/7353 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı ve asli müdahil tarafından imar ve ihya yoluyla kazanıldığı iddiasıyla açılan tespit davasında, imar ve ihya şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucunda, taşınmaz üzerindeki imar ve ihya çalışmalarının 20 yıllık zilyetlik süresini doldurmadığı ve taşınmazın tarıma elverişli hale gelmediği, dolayısıyla imar ve ihya yoluyla kazanma şartlarının oluşmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1393 E., 2024/56 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2022/207 E., 2023/80 K.

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davacının davasının davalı Hazine yönünden kısmen kabulüne ve kısmen reddine, davalı-asli müdahil ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı-asli müdahil ...' in davasının reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Antalya ili Kepez ilçesi Kızıllı mahallesi çalışma alanında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) Geçici 8 inci maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışması sırasında, 29704 ada 16 parsel sayılı 2144,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla davalı Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Antalya ili Kepez ilçesi Kızıllı mahallesi 29704 ada 16 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının uzun yıllardır müvekkili olan davacının kullanımında olduğunu, taşınmaz üzerinde davacı tarafından yapılan muhdesatlar bulunduğunu açıklayarak, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tespit ve tescilini, bu talep yerinde görülmediği takdirde davacı tarafından yaptırılan muhdesatlar hakkında şerh konulmasına karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında asli müdahil ..., taşınmazın diğer yarısının uzun yıllardır kendi kullanımında olduğunu açıklayarak, kadastro tespitinin tespitin iptali ile taşınmazın 1/2 hissesinin kendi adına tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle davaya katılmıştır.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "... davacı ... Kundakçı ve müdahil ...'in Maliye Hazinesine yönelik tescil istemi yönünden davası değerlendirildiğinde, bir yerin imar - ihya ile kazanılabilmesi için öncelikle taşınmazın orman sayılmayan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık, orman sayılmayan çalılık, makilik, fundalık, nehir ve çay gibi akarsuların eski (terk edilmiş, metruk) yatakları gibi arazilerden olması ve emek ve para sarfedilerek tarım arazisi haline getirilmesi gerektiği, ekime, dikime ve ürün yetiştirmeye müsait olmayan yerlerin ihya edilecek taşınmazlar oldukları, emek ve masraf gerektirmeyen, zilyetliğin sürdürülmesi seviyesindeki taşınmazın daha verimli hale getirilmesi gibi çalışmaların imar ve ihya sayılmayacağı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. Maddeleri uyarınca taşınmazın emek ve masraf sarfı suretiyle imar - ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin (20 yıl) geçmesinin zorunlu olduğu, keşif tarihi itibari ile dahi dava konusu taşınmazın zemininin taşlık olduğu, bilirkişi heyet raporunda, hava fotoğrafları incelendiğinde imar ihya çalışmalarının 2016 tarihinde başlanıldığının ve taşınmazın tarım toprağı sıfatının oluşmadığının anlaşılmış olduğu, netice olarak davacı ve müdahil yararına 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. madde koşullarının oluşmadığı, davacının ve asli müdahilin dava konusu taşınmazın tesciline yönelik davasının sübut bulmadığının değerlendirildiği, davacının kullanıcı ve muhdesat şerhi verilmesine yönelik istemi değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazların ... adına tespitinin yapıldığı, Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında (Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 2014/13954 esas, 2015/2883 karar, 2016/9326 esas 2019/652 karar sayılı ilamı) belirtildiği üzere, özel mülkiyete konu taşınmazlarda zilyetlik şerhi verilmesinin mümkün bulunmadığı, somut olayda 3402 sayılı Yasa' nın Ek-4. maddesinin uygulamasının söz konusu olmadığı, mahkemece beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesinin geçerliliğinin bulunmadığı değerlendirilerek davacının terditli olan kullanıcı şerhi verilmesine yönelik isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, fakat taşınmazın üzerindeki zeytin ağaçlarının 2 yaşında olduğu ve tespit tarihi olan 2022 tarihinden önce dikildiğinin anlaşıldığı ..." gerekçesiyle, davacının davalı ...'e yönelik davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazineye yönelik tescile ilişkin davasının sübut bulmadığından reddine, kullanıcı şerhi verilmesine yönelik isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine, muhdesat şerhine ilişkin istem yönünden davasının kabulüne, müdahil davacı ...'in davasının sübut bulmadığından reddine, dava konusu 29704 ada 16 parsel sayılı taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8.maddesine göre yapılan kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın tarla vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine: "Taşınmazın 04/05/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda A harfi ile gösterilen 1224.67 m² bölümü üzerindeki 34 adet zeytin ağacı Abdullah Kundakçı'ya aittir." şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hükme karşı, davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "... İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda, çekişmeli 29704 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. Maddesi uyarınca edinme sebebinde ...'in kullanımında oldukları belirtilerek davalı Hazine adına tespit edildiği, davacı .......'nın taşınmazın bir bölümü üzerinde zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının kendisi lehine gerçekleştiği gerekçesiyle tespitin iptali ve taşınmazın adına tescili istemiyle eldeki davayı açtığı, müdahil ...'in aynı gerekçelerle taşınmazın bir bölümü yönünden dosyaya müdahil olduğu, mahkemece icra edilen keşifte dinlenen yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanık beyanları her ne kadar öncesinde murislerinin arpa buğday ektiğini sonrasında davacıların zeytin diktiğini beyan etmişlerse de, keşif neticesi alınan bilirkişi raporlarına göre taşınmazların eğimi, üzerindeki ağaçların yaşı, incelenen 1953,1977,1981 ve 1992 tarihli hava ve 2009,2011,2016,2021 tarihli uydu fotoğraflarında taşınmazların görünüşü dikkate alındığında öncesi çalılık, taşlık olan ve tarla niteliği ile tespit gören taşınmazlarda tespit tarihine kadar imar ihyanın tamamlanmadığının ve kazanma koşullarının oluşmadığının, A bölümü üzerindeki zeytinlerin tespitin öncesinde dikildiğinin anlaşıldığı, hal böyle olunca ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığının anlaşıldığı ..." gerekçesiyle istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.