"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu Kırklareli ili Merkez ilçesi ... köyü 124 ada 45 parselin ham toprak vasfı ile 5040,21 m2 yüzölçümü ile, 124 ada 78 parselin tarla vasfı ile 2000,45 m2 yüzölçümü ile tespit gördüğü anlaşılmıştır.
Davacı Hazine vekili özetle; davacıya ait Kırklareli Merkez ilçesi ... köyü 124 ada 45 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yazılı yüzölçümünde uygulama kadastrosu sırasında azalma olmasına rağmen davalı parselde artış söz konusu olduğunu ileri sürerek, yapılan kadastro tespitinin iptali ile eksik kalan kısmın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...davacı taşınmazının ilk tesis kadastrosundaki sınırları tespit edilerek bu sınırlar esas alınarak yapılan ölçümde, davacı ... Hazinesine ait 124 ada 45 parsel sayılı taşınmazın senetsizden tespit edildiği, dava konusu 124 ada 45 parselin tüm sınırlarının geçerli sınır olduğu, uygulama kadastrosu sırasında davalıya ait 124 ada 78 parsel sayılı taşınmazın batı sınırında bulunan 124 ada 47 parsel ile ortak sınırının sabit sınıra çevrilmesi nedeni ile miktarının azaldığı, bu nedenle davalı 124 ada 78 parselde oluşan miktar eksikliğinin dava konusu 124 ada 45 parsel sayılı taşınmazdan tamamlandığı, Kadastro Müdürlüğünce yapılan uygulama kadastrosu işleminde davacı 124 ada 45 parsel ile davalı 124 ada 78 parselin ortak sınırının geçerli sınıra uyulmadan hatalı tespit edildiği, davacıya ait 124 ada 45 parsel ile davalıya ait 124 ada 78 parsel sayılı taşınmazı kapsar ortofoto ve hava fotoğrafı haritalarında parsellerin ortak sınırında sabit ve belirgin bir işaretin bulunmadığının gözlemlendiği, nitekim keşif sırasında da dava konusu parsellerin bir bütün halinde kullanıldığının zemin durumu ve mahalli bilirkişi beyanlarından tespit edildiği, Diğer taraftan her ne kadar davacı vekili 14.09.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde "583 numaralı noktanın zeminle uyumsuz olmadığı, paftanın el ile tersim edildiği, hata olabileceği bu nedenle mülkiyeti Hazineye ait 124 ada 45 parsel sayılı taşınmazın 583 numaralı nokta da dikkate alınarak yeniden yüzölçümünün hesaplanması gerektiğinden bahsetmişse de dosya arasında mevcut 30.08.2021 tarihli asıl bilirkişi raporunun ek-1 nolu krokisinde de görüleceği üzere 583 numaralı noktanın dava dışı 124 ada 56 parsel sınırları içesinde olduğu, davacıya ait 124 ada 45 parsel ile dava dışı 124 ada 56 parselin ortak sınırlarının bulunmadığı, 30.08.2021 tarihli asıl bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dava konusu 124 ada 45 parsel sayılı taşınmazın ölçüm değerleri ile pafta tersimatının uyumsuz olduğu, dava konusu konusu 124 ada 45 parselin tesis kadastrosunda 7.679,00 m2 miktar ile tespit edildiği, oysa tesis kadastrosuna ait paftadan yüz ölçümü hesaplandığında 5.084,08 m2 miktarının bulunduğu, netice itibari ile bilirkişilerce 14.10.2021 tarihli ek raporda 124 ada 78 parselde (A) harfi ile gösterilen 43,87 m2'lik kısmın davacı parsel sınırları içerisinde kaldığının bildirildiği" gerekçesiyle davanın kabulüyle, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 43,87 m2' lik kısmının 124 ada 78 parsel sayılı taşınmazdan çıkartılarak dava konusu 124 ada 45 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, 124 ada 78 parsel sayılı taşınmazın 1.956,58 m2 ve dava konusu 124 ada 45 parsel sayılı taşınmazın 5.084,08 m2 olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hükmün davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve işbu karar, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.