"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1082 E., 2024/610 K.
KARAR : İstinaf başvuru dilekçesinin reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bozkır Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2021/35 E., 2022/12 K.
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; Konya ili Hadim ilçesi Beyreli köyünde 3402 sayılı Kadastro Kanunu (3402 sayılı Kanun) ve bu Kanunda değişiklik yapan 5304 Sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5304 Sayılı Kanun) hükümleri doğrultusunda orman sınırlandırılması yapılarak kısmi ilana çıkarıldığını, ilan ve haritaların incelenmesi sonucu çalışma alanı içerisinde komisyon tarafından belirlenerek askıya çıkarılan orman parselleri dışında da orman sayılan sahalar olduğunun tespit edildiğini belirterek, ekli haritada 1-2-3....58-59-60 rakamları ile belirlenen alanların 101 ada 1 parsel sayılı orman sınırları içerisine alınmasına ve orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "dava konusu taşınmazların konum itibariyle ve hava fotoğrafı ve memleket haritası değerlendirilmesine göre orman sayılan yerlerden olduğu, hali hazır ve evveliyatı itibariyle orman toprağı özelliğini taşıdıkları, bütün davalı yerlerin konum olarak bitişik ormanlık alanlarla bütünlük teşkil ettiği, hava fotoğraflarında üzerinde kapalılık oluşturmayan, bitişik ve civar ormanlık alanlardaki örtünün aynısı örtü bulunan davalı yerler 1970 yılında işlenmemiş alan olarak,1990 yılında ise yalnız orman içi açıklık durumunda olan 249 ada 1 parsel ve 252 ada 1 parselin işlenmiş olduğu, diğer davalı yerlerin 1990 yılında da işlenmemiş olarak görüldüğünün tespit edildiği, orman içi açıklık durumunda olan 249 ada 1 parsel ve 252 ada 1 parselin memleket haritası ve hava fotoğrafında açık alan olarak görünse dahi dört tarafı orman alanı ile çevrili dava konusu alanların orman içi açıklık vasfında olacağı ve orman içi açıklıkların da orman olarak tesciline karar verilmesinin zorunlu olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 169 uncu maddesinde devlet ormanlarının özel mülkiyete konu olamayacağının, mülkiyetinin devrolunamayacağının ve sınırlarında daraltma yapılamayacağının hüküm altına alınmasına, 3402 sayılı Kanun'un ormanların zilyetlik ve zaman aşımı yoluyla kazanılmasına imkan veren 45 inci maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesine, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarıyla benimsendiği ve uygulandığı üzere de bir yerin öncesi orman ise uzun süre tarım arazisi olarak kullanılmasının bu niteliğini yitirmesine hukuki dayanak yapılamayacağının belirtilmesine göre, dava konu taşınmazların orman niteliğinde olduğu anlaşıldığından" davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı, davalılar vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, eldeki davada mahkemece 14.07.2017 tarihli ve 2015/24 Esas, 2017/6 Karar sayılı karar ile davacı ... İdaresinin davasının kabulüne dair verilen hükmün davalılar vekilince esasa ilişkin olarak istinaf edildiği, davalılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin Dairece HMK'nun 346/1 ve 352/1 maddeleri gereğince süre yönünden reddine dair verilen kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, davacı ... İdaresi vekili tarafından ise hükmün salt "fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen ve yol olarak belirtilen" kısma ilişkin olarak tefhim edilen kısa kararda "yol vasfıyla Hazine adına" tesciline karar verildiği halde gerekçeli kararda "orman vasfıyla Hazine adına" tescil kararı verilerek mahkemenin gerekçeli kararı ile tefhim edilen kısa kararının çelişkili olduğu belirtilerek istinaf edildiği ve bu istinafın Dairece yerinde görülerek hükmün salt bu yönüyle kaldırıldığı, böylelikle Keşefli Mahallesi 249 ada 1, 250 ada 1, 2, 3, 252 ada 1, 2 ve 3, 253 ada 1 sayılı parsellerin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline dair hükmün kesinleştiği, kaldırma kararı sonrasında verilen son hükümle istinaf eden davalılar aleyhine yeni bir durum yaratılmadığı anlaşıldığından davalılar vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş ve iş bu karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.