Logo

8. Hukuk Dairesi2024/4336 E. 2024/5674 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, ihbar olunan Orman İdaresinin istinaf hakkının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya ihbar olunanın taraf sıfatı bulunmadığı ve aleyhine hüküm kurulmadığı, ayrıca usulüne uygun bir asli müdahale talebinde de bulunmadığı gözetilerek, Orman İdaresinin istinaf hakkı olmadığından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunu reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/151 E., 2024/303 K.

KARAR : İstinaf başvuru dilekçesinin reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Palu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/83 E., 2021/268 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın ihbar olunan Orman İdaresi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ihbar olunan Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar dava dilekçesinde özetle; Elazığ ili ... ilçesi ... Köyü 109 ada 59 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları esnasında davalı Hazine adına hatalı olarak tespit ve tescil edildiğini, dava konusu 59 parselin aynı yerde kendilerine ait olan 123, 119, 24 parsel sayılı taşınmazların arasında kaldığını, dava konusu taşınmazın kendilerine ait diğer parsellerle bir bütün halinde kullanıldığını, bu yerleri 20 yıldan çok daha uzun zamandan beri nizasız fasılasız kullanıldıklarını, kadimden beri babalarının sonrasında kendilerinin kullandığını ileri sürerek Elazığ ili, ... ilçesi, ... köyü 109 ada 59 nolu taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile eşit hisselerle kendileri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, taşınmaz hakkında mahallinde tutulan tespit tutanağında taşınmazın dağ eteğinde olduğunu, ekili dikili olmadığının tespit edildiğini, davacı yanın zilyetlik iddialarının soyut iddialara dayandığını, taşınmazın dağ eteğinde olduğundan devletin hüküm ve tasarrufu altında yerlerden olabileceğini, davacı yanın zilyetliğinin asli değil fer'i olduğunu, fer'i zilyetliğe dayalı bir kazanımın mümkün olmayacağını, zilyetliğe dayalı yasal koşulların oluşmadığını, davacı tarafın babalarından intikal eden yer hakkında mirasçılar arasında yazılı olmayan rızai taksim sözleşmesine dayanılarak dava açılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacılar lehine zilyetlikle taşınmaz iktisabı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, ihbar olunan Orman İdaresi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "Somut olayda, Mahkemece davanın ihbar olunmasından sonra Orman İdaresi vekili tarafından sunulan 28.06.2019 tarihli dilekçe ile davanın reddine ve taşınmazın Hazine adına orman vasfı ile tescili talebinde bulunulmuş ise de kaldırma kararı sonrasında duruşmada yapılan açıklamasından iradesinin asli müdahale niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere davaya asli müdahil olarak katılma, bağımsız ve ayrı bir dava olup, dava dilekçesinde olduğu gibi açık bir şekilde talep sonucunu içermesi gerekir. Ne var ki İdare tarafından sadece davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tescili isteğinde bulunulmuş, müdahaleye dair aşamalarda dahi usulüne uygun bir beyanda bulunulmamıştır. Hal böyle olunca Orman İdaresinin davaya asli müdahil olarak usulünce katıldığından söz edilemeyecektir. Ayrıca ihbar olunan orman idaresi, iptali talep edilen tapunun maliki de değildir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 61. maddesinde davanın ihbarı düzenlenmiş olup, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kimse, dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi, davanın ihbarı da ihbar olunanı davanın tarafı haline getirmeyecektir. Bu itibarla, davada taraf sıfatı olmayan ve hakkında hüküm kurulmayan ihbar olunanın istinaf hakkı bulunmadığından istinaf dilekçesinin reddi gerekir. (Yargıtay 3. H.D. 07.12.2021 tarihli, 2021/5052 E., 2021/12611 K sayılı kararı) Hal böyle olunca; ihbar olunan sıfatıyla davada yer alan Orman Odaresi aleyhine hüküm bulunmadığı, anılan tarafından usulünce açılmış bir dava ya da asli müdahale talebi de bulunmadığına göre ihbar olunan Orman İdaresinin istinaf hakkı bulunmadığından istinaf dilekçesinin reddi gerekmiştir" gerekçesiyle ihbar olunan Orman İdaresi vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiş ve iş bu karar, ihbar olunan Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçeye, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup ihbar olunan Orman İşletme Şefliğinin vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

7139 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesi uyarınca Orman İdaresinden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.