Logo

8. Hukuk Dairesi2024/5330 E. 2025/1530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kadastro tespitine itiraz ederek, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu iddia etmektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde kadastro tespit günü ve öncesinde ekonomik amacına uygun fiili kullanımını ispatlayamaması, Hazine adına tescili gerektiren kullanım şerhinin davalı adına hatalı olarak verildiğini kanıtlayamaması ve taşınmaz üzerinde yaklaşık 25 yıldır herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığının tespit edilmesi gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1873 E., 2024/834 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bartın Kadastro Mahkemesi

SAYISI : 2019/46 E., 2022/10 K.

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Bartın ili Merkez ilçesi ... köyünde kain 160 ada 2 parsel sayılı taşınmaz beyanlar hanesine, "6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. 3303 sayılı Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun'un (3303 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi gereğince ... Hudutları içinde kalmaktadır. İş bu taşınmaz 1990 yılından beri ... oğlu ...'nın kullanımındadır" şerhi verilerek, tarla vasfıyla ve 1.209,52 metrekare yüzölçümlü olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı vekili özetle; dava konusu 160 ada 2 parselin davalı ...'nın kullanımında olduğuna ilişkin kadastro tutanağına şerh düşüldüğünü ancak dava konusu taşınmazın 1967 tarihinde Almanya'dan kesin dönüş yaptığı tarihten itibaren davalı ... ile birlikte taşınmazı kullandıklarını, davalının kötüniyetli olarak kadastro çalışmaları sırasında taşınmazı kendi adına yazdırdığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitine itirazlarının kabulüyle davacı adına tapuya tescilini talep etmiş olup, bilahare 26.10.2020 tarihli UYAP üzerinden göndermiş olduğu dilekçesinde; eldeki davada talep sonuçlarının, taşınmazın beyanlar hanesinin iptali ile davacının 1/2 hisse ile müşterek malik olarak beyanlar hanesine yazılması şeklinde olduğunu bildirmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... Dava 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek 4 üncü maddesi hükmünce yapılan kullanım kadastrosuna itiraz davasıdır. Bilindiği üzere kullanım kadastrosuna itiraz davalarında davacının tutanağın beyanlar hanesinde adlarına kullanıcı şerhi yazılan kişi ya da kişiler yanında taşınmazın maliki olan Hazineye karşı da taşınmazda kadastro tespit günü ve öncesinde taşınmazın ekonomik amacına uygun fiili kullanımlarının bulunduğunu kanıtlamaları zorunluluk arz eder. Maddi olaylardan sayılan kullanım her türlü delille ispatlanabilir. Fiili kullanımın taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak geçmesi ve bunun davacı tarafça ispat edilmesi gerekir. Mahkememizce keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla açma isimli taşınmazın komşu 3 parsel ile evveliyatında bir bütün halinde Güledağı ailesine ait ve ziraat edilmekte iken üzerinde fındık fidanları bulunan komşu 3 parselin aksine 1985 yılından beridir ekilip biçilemediği, ziraat edilmediği beyan edilmiş olup yerinde yapılan Mahkememiz gözlemi ve ziraat bilirkişi raporuyla da taşınmazda ekonomik amacına uygun olarak yaklaşık 25 yıldır herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığı anlaşılmış ve esasen fiili kullanıcısının bulunmaması sebebiyle tutanağın beyanlar hanesi boş bırakılması gerekirken hatalı şekilde davalı adına fiili kullanıcı tespiti yapılan taşınmaza yönelik davacının davasını ispat edemediği..." gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu 160 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağındaki vasıf ve nitelikleriyle birlikte tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvuruları esastan reddedilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

S O N U Ç: Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.