Logo

8. Hukuk Dairesi2024/5613 E. 2024/7161 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davacının mülkiyet iddiasında bulunduğu taşınmazların tapulama kararıyla orman olarak tescil edilmesi nedeniyle tapu kaydının iptali ve adına tescili talebinin reddine ilişkin kararın temyizi üzerine yapılan incelemede, önceki bozma kararına rağmen eksik araştırma yapılması nedeniyle kararın bozulup bozulmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yörede dava tarihinden sonra ilan edilen orman kadastrosunun ve kesin hükmün sonuçlarının davacı aleyhine net olarak oluşup oluşmadığının tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı, davacının babasının taşınmazı satın aldığı kişiler ile tapulama kararındaki kişiler arasında akdi ve ırsi irtibat olup olmadığının belirlenmediği ve eksik araştırma sonucu hatalı hüküm kurulduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/428 E., 2022/169 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 26.06.2024 tarihli ve 2022/6149 Esas, 2024/4292 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacıya ait Bafra ilçesi Yeşilyazı Köyünde kain eski 371 parsel ve 372 parsel sayılı taşınmazların da Bafra Tapulama Mahkemesi kararı ile tespit dışı bırakılmasına karar verildiğini, taşınmazın bir kısmının malik sıfatıyla ile iyi niyetli olarak davacı tarafça kullanıldığını ileri sürerek, Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi uyarınca davacının kullandığı kısımların adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, "dava konusu taşınmazlara ilişkin Tapulama Mahkemesince verilen ilamların taraflar için bağlayıcı olduğu ve evveli hükmen orman olan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı ile kazanılamayacağı" gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin önceki hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 25.09.2019 tarihli ve 2016/14837 Esas, 2019/5203 Karar sayılı ilamıyla; " 4721 sayılı Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713/3 üncü maddesi uyarınca Samsun Büyükşehir ... ile dava konusu edilen yer orman olduğu gerekçesiyle tescil harici bırakılmış olduğundan Orman İdaresinin de davaya dahil edilmesi, Bafra Tapulama Mahkemesinin kararının davacıyı bağlayıp bağlamayacağı ve davacı hakkında kesin hüküm teşkil edip etmeyeceği hususlarının birlikte değerlendirilmesinden sonra oluşacak sonuca göre hüküm kurulması " gereğine değinilerek bozulmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; " davacının babasının devir almış olduğu ...'ın Bafra Tapulama Mahkemesinin 1971/194 Esas ve 1973/81 Karar sayılı ilamında, ...'ın ise Bafra Tapulama Mahkemesinin 1971/195 Esas ve 1973/82 Karar sayılı ilamında davacı olarak bulundukları, keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi anlatımları, Bafra Tapulama Mahkemesince verilen 1971/195 Esas ve 1973/82 Karar sayılı ve 1971/194 Esas ve 1973/81 Karar sayılı ilamlar birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazların davacıya babası ... ...'den intikal ettiği, ... ...'in ise taşınmazları 371 parselde bulunan kısmı ...' dan, 372 parselde kalan kısmı ise ...'dan devir aldığı, kesin hükmün tarafların küllî halefleri hakkında da geçerli olacağı " gerekçesiyle, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiş, dairemizin 26.06.2024 tarihli ve 2022/6149 - 2024/4292 sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Bu kez davacı vekili tarafından süresinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olup, dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, yörede dava tarihinden sonra 6831 sayılı Orman Kanunu'na (6831 sayılı Kanun) göre yapılıp 12.09.2018 tarihinde ilan edilen orman kadastrosunun eldeki dava sebebiyle davalı hale geldiği ve kesinleşmediğinin gözetilmediği, davacının babasının taşınmazı satın aldığı kişiler ile Bafra Tapulama Mahkemesinin karar başlıklarında adı geçen kişiler arasında akdi ve ırsi irtibat olup olmadığı ve dava konusu taşınmazın davacının babası tarafından hangi tarihte kimden ne şekilde satın alınjdığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmediği ve bu sebeple kesin hükmün sonuçlarının davacı aleyhine net olarak oluşup oluşmadığının tespit edilmediği anlaşılmış, eksik araştırma ve inceleme sonucu hatalı hüküm kurulduğu belirlenmiştir.

O halde, Mahkemece öncelikle yörede dava tarihinden sonra 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 12.09.2018 tarihinde ilan edilen orman kadastrosunun eldeki dava sebebiyle davalı hale geldiği ve kesinleşmediği gözetilerek davacının tescil talebine yönelik davası elde tutularak orman kadastrosuna itiraza ilişkin davası hakkında kadastro mahkemesine görevsizlik kararı verilmeli, kadastro mahkemesince orman kadastrosuna itiraza ilişkin davanın çözümlenmesi ve kararın kesinleşmesi beklenmeli, Kadastro Mahkemesince orman sınırları içine alınmasına karar verilen taşınmaz bölümleri olur ise bu bölümler yönünden davalı idarelerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713/6 ncı maddesi uyarınca karşı tescil talepleri olup olmadığı hususuna da dikkat edilmek suretiyle tescile dair olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir.

Kadastro Mahkemesince orman sınırları dışında bırakılan taşınmaz bölümleri olur ise, bu bölümler yönünden, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız,yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı araştırılmalı, ilk keşifte davacı tarafından gösterilen taşınmaz bölümü ile bozma sonrası yapılan keşifte davacı tarafından gösterilen taşınmaz bölümünün aynı yer olup olmadığı ve yüzölçümlerinin aynı olup olmadığı hususuna da dikkat edilmek suretiyle müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.

Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklattırılıp bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri de tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (5403 sayılı Kanun) ile değiştirilen 14/2 nci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, ilk keşifte taşınmazın davacının babası tarafından mehmet yıldırımdan 1972 tarihinde satın alındığının, ikinci keşifte taşınmazın davacının babası tafından 1965te kısmen ... kısmen de mehmet yıldırımdan satın alındığı ve ondan da davacıya intikal ettiğinin beyan edilmesi karşısında, nüfus kayıtları getirtilmek ve mahalli bilirkişiler ve tanıklara etraflıca sorulmak suretiyle davacının babasının ve dedesinihn taşınmazın satın aldığı belirtilenkişiler ile Bafra Tapulama Mahkemesinin kararlarının başlıklarında adı geçen kişiler arasında akdi ve ırsı irtibat bulunup bulunmadığı, davacı ve babası ile mezkur mahkeme kararının başlığında adı geçen kişilerin aynı kişi olup olmadığı ve aralarında akdi ve ırsi irtibat bulunup bulunmadığı ve taşınmazın davacının babası tarafından hangi tarihte satın alındığı ve davacıya ne zaman intikal ettiği hususları duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, kesin hükmü bertaraf etmeye yönelik yanlış beyanlara itibar edilmemesi gerektiği gözetilmeli, söz konusu mahkeme kararının davacı aleyhine kesin hüküm teşkil ettiği belirlenir ise kesin hükmün sonuçları değerlendirilmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre infaza elverişli şekilde bir hüküm kurulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, dairemizin 26.06.2024 tarihli ve 2022/6149 - 2024/4292 sayılı onanma ilamının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.