Logo

8. Hukuk Dairesi2024/6019 E. 2025/2452 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kullanılan taşınmazın kadastro tutanağında Hazine adına tespit edilmesi nedeniyle açılan kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacının taşınmazı kadastro tespiti tarihinden önce kullanıp kullanmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro tespit tarihinden önce taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun bir kullanımının bulunmadığının tespiti ve taşınmazın kadastro sırasında kullanımsız olduğunun anlaşılması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması, Yargıtay tarafından da uygun görülerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2067 E., 2024/1332 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/552 E., 2022/512 K.

Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Kullanım kadastrosu sırasında, Antalya ili Konyaaltı ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 20406 ada 1 parsel sayılı 8.097,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadastro tutanağının beyanlar hanesine, "6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı" şerhi yazılarak, çalılık vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; nizalı taşınmazın davacının kullanımında olduğunu ileri sürerek lehine kullanıcı şerhi verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taşınmazda 10/05/2010 tarihinde 6831 Sayılı Kanunun 2.maddesinin b bendi uyarınca taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve kimsenin kullanımında bulunmadığı, çalılık niteliğinde olduğu yönünde tutanak tutulduğu, bu tutanağa karşı dava dışı ... tarafından açılan davanın reddedildiği ve kararın 05/10/2011 tarihinde kesinleştiği, 06/03/2012 tarihinde kadastro işleminin kesinleşerek taşınmazın kullanımsız olarak çalılık vasfıyla Hazine adına tescil edildiği, davacı tarafça her ne kadar taşınmazın kullanıcısı olduğundan bahisle kadastro tespitine itiraz için bu dava açılmışsa da, Mahkememizce yapılan keşif, alınan raporlar, hava fotoğrafı incelemeleri birlikte değerlendirildiğinde, taşınmazın kadastro tespiti sırasında ve öncesinde davacının kullanımının bulunduğunun ispatlanamadığı, zira kullanımı kadastro tespit tarihinden sonraya tekabül ettiği, dinlenen tanık beyanlarından da kullanımın tespit tarihine dayanmadığı kanaatine varıldığı, bu sebeple kullanımsız şeklinde yapılan kadastro tespitinin hatalı olmadığı, itirazın yerinde olmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "...İleri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile özellikle dava konusu taşınmazın kullanımsız olarak tesbit gören bölümünde davacıların tesbit tarihi olan 10/05/2010 tarihi öncesinden başlayan ve tesbit tarihine kadar devam eden ekonomik amaca uygun kullanımının bulunmadığı, hâlen taşınmazın taşlık, çamlılık ve yaşları 15 ilâ 500 yıl arasında değişen 140 adet çam ağacı ile kaplı eylemli orman olduğunun anlaşılmasına ve kararda belirtilen gerekçelere göre ilk derece mahkemesince yazılı şekilde verilen karar usul ve kanuna uygun olup istinaf dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği..." belirtilerek istinaf başvurusu esastan reddedilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

427,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 187,80 TL'nin temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.