"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/865 E., 2024/1240 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2022/14 E., 2023/12 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında Tosya ilçesi Cumhuriyet mahallesinde bulunan ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 772 ada 12 parsel sayılı 6.641 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, aynı ada ve parsel numarasıyla ve 6.391 m² yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı, uygulama kadastrosu sırasında adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin taşınmazın bir bölümünün yola bırakılmasından kaynaklandığı iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "dava konusu 777 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tesis paftasının yersel ölçümlere dayalı olarak prizmatik/takeometrik yöntemlerle hazırlandığı, mevki koordinat sisteminde 1/2000 ölçekli 56 numaralı paftanın +- 0,50 ila +-1m arasında yanılma sınırı nokta konum doğruluğuna sahip olduğu ve paftanın teknik verilerinin incelenmesinde sınırlandırma, ölçü veya tersimat hatası tespit edilemediği ancak paftasından yeniden yapılan okumalara göre taşınmazın gerçek yüz ölçümünün 6.526,93 m² olduğu, bu anlamda tesis paftasının yüz ölçüm hesabında hata yapılarak taşınmazın 114,07 m² fazla olacak şekilde 6.641,00 olarak tescil edildiği, uygulama kadastrosu çalışmalarında yüz ölçümünün 6.391,01 m² ve ihtilaf konusu yolla olan müşterek sınırının da zeminde mevcut tonçlar itibariyle sabit sınır şeklinde belirlenerek güncellendiği, keşifte alınan beyanlara göre taşınmazın yolla olan sınırının evvelinde girintili-çıkıntılı şekilde olduğu, ancak zamanla davacının taşınmazının düzlükte kalması nedeniyle şu an zemindeki şekliyle yolun kullanılmaya başlanıldığı ve yolun davacı parseli aleyhine bir miktar genişlediği, uygulama çalışmalarında tonç sınırdan yapılan okumaların, teknik verilerinde hata bulunmayan tesis paftasından yeniden sayısallaştırılan sınırlar ile hava fotoğrafları üzerinde çakıştırılması neticesinde uygulama çalışmalarında belirlenen sınırlar ile tesis kadastrosu sınırları arasında uyumsuzluk gözlendiği ve tesis sınırlarına göre krokisinde ''A'' harfi ile gösterilen 164,76 m² alanın davacı taşınmazının sınırları içerisinde kaldığı, davacının zeminde gösterdiği sınırlar ile ile tesis sınırlarının birbirine çok yakın olması nedeniyle hava fotoğrafları üzerinden aradaki farkın tespit edilemediği ancak hava fotoğraflarına göre tesis sınırlarının, uygulama çalışmalarında belirlenen sınırlarla uyumsuzluk göstermesi ve bunun nedeninin de yoldan davacının taşınmazına doğru genişletme yapılmış olmasından kaynaklanması karşısında ihtilaf konusu sınır hattının sabit değil geçerli sınır tipinde belirlenmesi gerektiği, alınan ek rapora göre de tesis tarihine en yakın hava fotoğrafının stereoskopik olarak incelenmesi neticesinde krokisinde ''A'' harfi ile gösterilen alanın davacının taşınmazının sınırları içerisinde kaldığının belirlendiği, taşınmaza bu alanın eklenmesi suretiyle hesap edilecek toplam 6.555,77 m² yüz ölçümü ile tesis paftasındaki yüz ölçüm hesap hatasının giderildikten sonra hesap edilen 6.526,93 m² yüz ölçümü arasındaki farkın nedenin de taşınmazın dava konusu olmayan doğu cephesindeki yolla müşterek sınırında güncelleme çalışmaları sırasında tesis sınırlarının değil, zemindeki sınırların esas alınmış olmasından kaynaklandığının anlaşıldığı" gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 777 ada 12 parsel sayılı taşınmazın uygulama komisyon tutanağındaki tespitin iptaline, teknik bilirkişiler ... ... - ... - ...'ın 09.12.2022 havale tarihli raporlarının Ek-1 ölçü krokisinde ''A'' harfi ile gösterilen 164,76 m² alanın 777 ada 12 parsele ilave edilmesi suretiyle taşınmazın toplam (6.391,01+164,76)=6.555,77 metrekare yüzölçümüyle tesciline karar verilmiş; hükmün davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddedilmiş ve bu karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçeler dikkate alındığında temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.