"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1610 E., 2024/990 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/433 E., 2023/5 K.
Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sonucunda Giresun ili Merkez ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davalı adına kayıtlı bulunan eski 360 parsel sayılı 1710 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 171 ada 54 parsel numarasıyla ve 1.405,11 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, ... deresi etrafındaki parsellerin daha önceden belirlenen sınırlarında değişiklikler olduğunu ve dere yatağının değişmesi sonucu yeni oluşan ihdas alanlarının dere yatağındaki sınır parsellerine eklendiğini ve eski parsel sınırlarının değişerek yeni parseller oluştuğunu, bu parsellerin yüzölçümlerinde dereden ihdas edilen alanlar nedeni ile taşınmazların yüzölçümünde artış olduğunu belirterek eski hale getirilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Tüm dosya kapsamı nazara alındığında, Giresun ili Merkez ... köyünde 08.08.2017 tarihinde başlanılan 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uygulama çalışmalarına istinaden ... deresi etrafındaki parsellerin daha önce belirlenen sınırlarında değişiklik olduğu ve dere yatağının değişmesi sonucu yeni oluşan ihdas alanlarının dere yatağına sınır şahıs parsellerine eklendiği ve eski parsel sınırlarının değişerek yeni parseller oluştuğu, bu parsellerin yüzölçümlerinde dereden ihdas edilen alanlar nedeni ile artış sağlandığından bahisle taşınmazın davalılar adına tapusunun iptali ile hazine adına tescili talep edilmiştir. Mahkememizce İstinaf Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda eksiklikler tamamlanmış, taşınmaz üzerinde mahalli bilirkişiler dinlenmek sureti ile yeniden keşif yapılmıştır. Davaya konu taşınmaz üzerinde yapılan keşif sonucu alınan teknik bilirkişi raporunda, davaya konu edilen 171 ada 54 parsel sayılı taşınmazın ilk tesis kadastrosundaki dere sınırının 55 metre düz hat olarak alındığı, fakat zeminde bu uzunlukta bir sınır hattının arazinin coğrafi ve fiziki yapısı da gözününde bulundurulduğunda pek mümkün olmadığı, dolayısı ile ilk tesis kadastrosundaki dava konusu parsel ile dere arasındaki sınırın zemindeki sınırlara uygunluk göstermediği, zeminde dere sınırında doğal ve yerli büyük kayalıklar bulunduğu ve genişlemeye ya da yatak değiştirmeye elverişli olmadığı, ancak 22/a yenileme kadastrosunda yapılan ölçümün ise zemine uygunluk sağladığı, ilk tesis kadastro çalışmalarında hatalı ölçüm yapıldığı ve zeminle örtüşmediği anlaşılan dava konusu 171 ada 54 nolu parselin dere ile olan sınırında bir değişiklik ve müdahale olmadığının tespit edildiği, teknik bilirkişilerce dosyaya ibraz edilen raporun denetime açık, hükme elverişli bulunduğu..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; "...Mahallinde yapılan keşifte görev yapan harita bilirkişileri tarafından ortak olarak düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda özetle; dava konusu taşınmazın ilk tesis kadastrosunda belirlenen dere ve komşu parsellerle olan sınırlarının zeminle uyumlu olmadığı, dolayısıyla bu sınırlarda tesis kadastrosunda ölçü ve tersimat hatası yapıldığı, davalı parselin dere sınırının dik mecralı ve sabit sınırlı olduğu, genişletilmeye ve değiştirilmeye elverişli bulunmadığı, buna karşılık dava konusu taşınmazın uygulama kadastrosuyla belirlenen sınırlarının zeminle uyumlu olduğu, uygulama kadastrosu sınırlarının ortofoto ve hava fotoğrafı üzerine çakıştırılması neticesinde de uyumlu olduğunun görüldüğü, dava konusu parseldeki alan artışının dere yatağının eski paftasındaki ölçüsünün hatalı olmasından ve kırık sayısının fazla alınmamasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Ziraat ve jeoloji mühendisi bilirkişiler tarafından ortak hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu parselin dere yatağında kaldığı iddia edilen kısmında fiilen zemin üzerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı, jeolojik olarak bakıldığında sözkonusu akarsuların derin vadilerde aktığı ve yataklarının volkanik kayaçlardan oluşan ana kayalar arasında bulunduğu, taşınmazın topoğrafik yapısı bakımından dik eğimli olduğu, parselin dere ile olan sınırında derenin yön ve yatak değiştirmesinin mümkün olmadığı, dava konusu taşınmazda dereden ihdas edilen herhangi bir alan bulunmadığı, eski paftadaki dere genişliği ile yeni paftadaki dere genişliğinin de aynı olduğu belirtilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplere, hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporlarına, her bir taşınmazın fiili ve hukuki durumları birbirinden farklı olacağından dava dışı başka bir taşınmaz hakkında verilen kararın eldeki dosya açısından emsal oluşturamayacak olmasına, dava konusu taşınmaz ile dere arasındaki sınırın sabit, genişletilmeye ve değiştirilmeye elverişli olmadığının ziraat ve jeoloji mühendisi bilirkişi kurulu raporuyla açıkça tespit edilmiş olmasına, harita bilirkişileri tarafından zeminde ve hava fotoğrafları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazın uygulama kadastrosuyla belirlenen sınırlarının hem zemindeki fiili sınırlarla hem de hava fotoğraflarında gözüken sınırlarla uyumlu olduğunun ve tesis kadastrosunda ölçü ve tersimat hatası yapıldığının açıkça belirtilmiş olmasına ve tüm dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu..." belirtilerek, istinaf başvurusu esastan reddedilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.