"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/306 E., 2019/154 K.
KARAR : Tavzih isteminin kabulüne
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında yapılan yargılama sonunda Mahkemece, tavzih isteminin kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 18.12.2012 tarihli dava dilekçesinde; sınırlarını bildirdiği Karacabey ilçesi, ... köyünde bulunan bir parça tespit dışı taşınmazı imar ve ihya ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu belirterek adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesinde aranan koşulların davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle, davacının davasının kabulüne, bilirkişiler tarafından düzenlenen 04.12.2013 tarihli rapor ve krokide (A) harfi ile işaretlenen 322,98 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı ... adına tapuya tesciline dair verilen karar, davalılar Hazine, Orman İdaresi ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 19.04.2016 tarihli ve 2016/4038 Esas, 2016/4714 Karar sayılı ilamı ile "6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a (6360 sayılı Kanun) göre taraf teşkilinin sağlanması, taşınmazın orman tahdidine göre konumunun ve eski tarihli belgelerde ne şekilde görüldüğünün belirlenmesi, ayrıca davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşulmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, Bursa ili Karacabey ilçesi ... köyünde bulunan ve bilirkişi raporuna ekli kroki de (A) harfi ile gösterilen 322,98 m2 yüzölçümündeki taşınmazın ev ve bahçesi vasfıyla davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Karacabey Belediyesi, Orman İdaresi ve Hazine tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.11.2022 tarihli ve 2021/8167 Esas, 2022/9408 Karar sayılı ilamı ile onanmış; davalı Hazine vekili yapılan kararın düzeltilmesi talebi ise Dairenin 25.09.2023 tarihli ve 2023/1554 Esas, 2023/4641 Karar sayılı ilamı ile reddedilerek hüküm kesinleşmiştir.
Davacı, kesinleşen karara konu bilirkişi raporunda taşınmazın koordinatlarının hatalı girilmesi sebebiyle hükmün infaz edilemediğini belirterek tavzih isteminde bulunmuş, Mahkemece ek kararla tavzih isteminin kabulü ile, 21.03.2019 tarihli ve 2016/306 Esas, 2019/154 Karar sayılı ilamın hüküm fıkrasının 1. nolu bendinin "Bursa ili Karacabey ilçesi ... köyü Köyüstü mevkiinde bulunan 10.05.2024 tarihli rapor ekinde tescile esas krokide 1752 ada 14 parselin 261,13 m2 yüzölçümlü alanın "ev ve bahçesi" vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına şeklinde tavzihine" karar verilmesi üzerine, ek karar, davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince, davacı ...'in tavzih talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesince verilen kabul kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)
tavzih ile ilgili hükümlerine uygun düşmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün tavzihi” başlıklı, 305 inci maddesinde; “(1) hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” düzenlemeleri getirilmiştir. Eldeki uyuşmazlıkta, davacı tarafından, dava konusu alanda karar tarihinden sonra 22-A çalışması yapıldığı bu nedenle hükmün infaz edilemediği iddiası ile tavzih talebinde bulunulmuş olup, yörede yapılan 22-A çalışması ile yeni bir durum oluşmuş, İlk Derece Mahkemesi tarafından ise bu durum gözardı edilerek hükmün değiştirilmesine yol açacak şekilde tavzih talebinin kabulüne karar verilmiştir. Bahsi geçen karar, az yukarıda açıklanan kanuni düzenlemelere aykırı olup, tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
1086 sayılı Kanun'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.