Logo

8. Hukuk Dairesi2025/1280 E. 2025/2310 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, hükmen orman olarak tescil harici bırakılan bir taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet edinme talebine karşı, davalı Hazine'nin karşı tescil talebinde bulunması nedeniyle oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, davacının babası ile taşınmazı satın aldığı kişilerle daha önceki bir tapulama mahkemesi kararı arasında kesin hüküm ilişkisi olup olmadığı, taşınmazın orman kadastrosu durumu ve davacının zilyetliğinin niteliğinin tam olarak araştırılmadan karar verildiği gözetilerek, ilk derece ve istinaf mahkemesi kararlarının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1511 E., 2024/1819 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/118 E., 2024/181 K.

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin temyizi üzerine Dairece dosya incelendi gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Bafra ilçesi ... köyünde hükmen tescil harici bırakılan 591 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kalan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 713 üncü maddesi hükmüne göre davacı adına tescilini istemiştir.

Davalı Hazine, 4721 sayılı Kanun'un 713/6 maddesi uyarınca karşı tescil isteminde bulunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince dava konusu taşınmaz hükmen orman olarak tescil harici bırakıldığından hükmen orman olarak tescil harici bırakılan taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle, davacının davasının reddine, davalı Hazinenin talebinin 4721 sayılı Kanun'un 713/6 maddesi uyarınca kabulü ile 06.07.2023 havale tarihli harita mühendisi ve harita teknikeri bilirkişilerin raporu ve ekli krokisinde; Hüseyin-1 ve Hüseyin-2 ile gösterilen Samsun ili Bafra ilçesi ... mahallesi 591 parselde bulunan 17.577,58 metrekare yüzölçümündeki dava konusu taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Hükme karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun kesin hüküm başlıklı 303 üncü maddesi: "Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir." hükmünü içermektedir. Bir mahkeme kararının, diğer bir davanın tarafları ve külli halefleri arasında kesin hüküm teşkil edebilmesi için mezkur maddedeki şartların sağlanması gerekmekte olup, kesin hüküm teşkil etmeyen ilamlar ancak taraflar arasında güçlü delil mahiyetinde olabilir ve güçlü delilin aksi ancak aynı mahiyette bilgi ve belge ile kanıtlanabilir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Dairemizin istikrar kazanmış 25.09.2024 tarihli ve 2022/3488 Esas, 2024/5285 Karar sayılı, aynı tarihli ve 2022/8306 Esas, 2024/5284 Karar sayılı, 11.09.2024 tarihli ve 2022/4058 Esas, 2024/4780 Karar sayılı, 26.06.2024 tarihli ve 2022/6526 Esas, 2024/4291 Karar sayılı emsal ilamlarında belirtildiği şekilde; davacının babası ile babasının veya kendisinin taşınmazı satın aldığı kişiler ile Bafra Tapulama Mahkemesinin 1975/38 Esas, 1976/14 Karar sayılı kararının başlığında adı geçen kişiler arasında akdi ve ırsi irtibat olup olmadığı ve bu suretle mezkur ilamın temyize konu davadaki taraflar hakkında kesin hüküm teşkil edip etmediği usulünce araştırılmamış, ... Mahallesinde yapılarak 12.09.2018 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu çalışmalarında taşınmazın ne şekilde işlem gördüğü araştırılmadığı gibi taşınmazın karar tarihi itibarıyla içinde bulunduğu belirtilen Altınova Mahallesinde orman kadastrosu çalışmalarının yapılıp yapılmadığı da araştırılmamış ve bu şekilde eksik araştırma ve inceleme sonucu hatalı kabule dayanılarak hüküm kurulmuştur.

O halde, İlk Derece Mahkemesince öncelikle taşınmazın karar tarihi itibarıyla içinde bulunduğu Altınova Mahallesinde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmış ise bu çalışmalar ile yine ... Mahallesinde yapılıp 12.09.2018 tarihinde ilan edilen orman kadastrosuna ait çalışmaya ait işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği de dosyaya getirtilmeli, yine yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise Mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ile bağlı birimlerinde görev yapmayan üç orman mühendisi bilirkişi, bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Keşifte öncelikle orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilmeli, dava konusu taşınmazın ... Mahallesindeki orman kadastrosu ile yapılmış ise Altınova köyünde orman kadastrosuna göre konumu ayrı ayrı belirlenmeli, yine keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı araştırılmalı, müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.

Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklattırılıp bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve ilgili Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanun ile değiştirilen 14/2 maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, İlk Derece Mahkemesinde yapılan keşifte taşınmazın davacının babası tarafından İsmail Hacıömeroğlu'ndan satın alındığı ve ondan da davacıya intikal ettiğinin beyan edilmesi karşısında, nüfus kayıtları getirtilmek ve mahalli bilirkişiler ve tanıklara etraflıca sorulmak suretiyle davacının babasının veya kendisinin taşınmazı kimden ne şekilde satın aldığı belirlenmeli, davacının babası ile taşınmazı satın aldığı kişiler ile Bafra Tapulama Mahkemesinin 1975/38 Esas, 1976/14 Karar sayılı kararının başlığında adı geçen kişiler arasında akdi ve ırsı irtibat bulunup bulunmadığı ve davacının babası ile mezkur Mahkeme kararının başlığında adı geçen kişilerin aynı kişi olup olmadığı ve aralarında akdi ve ırsi irtibat bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, kesin hükmü bertaraf etmeye yönelik yanlış beyanlara itibar edilmemesi gerektiği gözetilmeli, söz konusu Mahkeme kararının davacı aleyhine kesin hüküm teşkil ettiği belirlenir ise kesin hükmün sonuçları değerlendirilmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek infaza elverişli şekilde bir hüküm kurulmalıdır.

S O N U Ç : Açıklanan nedenlerle;

Temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.