Logo

8. Hukuk Dairesi2025/42 E. 2025/2097 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mükerrer kadastrodan kaynaklanan tapu kaydının iptali talebi üzerine, daha önce aynı konuda verilen mahkeme kararının etkisi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazla ilgili daha önce açılan tapu tescil davasında verilen mahkeme kararına itibar edilerek mükerrerliğin mera parseli aleyhine düzeltildiği ve bu nedenle Hazine'nin tapu kaydının iptali talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğu gözetilerek temyiz başvurusunun reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1085 E., 2024/1427 K.

DAVA TARİHİ : 18.07.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/254 E., 2023/199 K.

Taraflar arasındaki mükerrer kadastro işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesinde, 533 ada 184 parsel sayılı taşınmazın 877 parsel sayılı mera vasıflı taşınmaz ile arasında mükerrerlik bulunduğunu ancak mükerrerliğin mera parseli aleyhine düzeltildiğini belirterek davalıya ait taşınmazın 4.167,78 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptal edilerek 877 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde, Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/108 Esas, 2018/400 Karar sayılı dava dosyasıyla aynı konu hakkında yargılama yapılarak karar verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda "davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22 nci maddesine dayalı mükerrer kadastro sonucu oluşan kaydın iptali davası olduğu, dava konusu mahallede 1955 yılında yapılan tapulama çalışmalarında dava konusu alanın tescil harici bırakıldığı, 1971 yılında ise mera çalışmaları ile mera kapsamına alındığı ancak davalı tarafça imar ihyaya dayalı olarak Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan tapu tescili davasında 1996 yılında verilen karar ile bu taşınmazın 1968-1970 yıllarında para ve emek harcayarak imar-ihya işleminin yapıldığı ve davacı adına tescil edildiği ve bu nedenle mahkeme kararına itibar edilmesi gerektiği ve Hazine'nin hatalı mera sicili oluşturduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince "dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede; idarece, dava konusu eski 929 yeni 533 ada 184 parsel sayılı taşınmazın tesciline esas mahkeme ilamına değer verilerek mera parseli ile olan mükerrerliğinin mera aleyhine kaldırıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, böylece mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.