Logo

9. Hukuk Dairesi2022/18755 E. 2023/2192 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı şirkete karşı açtığı işçilik alacakları davasında, davalı şirketin işveren sıfatının bulunup bulunmadığı, şirketler arasında işyeri devri olup olmadığı ve davacının tüm çalışma süresine ilişkin alacaklarından davalı şirketin sorumlu tutulup tutulamayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirket ile dava dışı şirket arasında işyeri devri bulunduğu ve davalı şirketin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 6. maddesi kapsamında devralan sıfatıyla davacının çalışma süresine isabet eden işçilik alacaklarından sorumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2495 E., 2022/1771 K.

DAVA TARİHİ : 09.11.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 15. ... Mahkemesi

SAYISI : 2018/569 E., 2020/232 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, ilk olarak 16.03.1981 tarihinde davalı Şirket sahiplerinin babası Aslan A. ve Aslan A.'nın kardeşlerine ait Akkor Alüminyum San. ve Tic. AŞ (Akkor AŞ) bünyesinde işe başladığını, ... sözleşmesinin 01.03.1983 tarihinde son bulduğunu, devamında ise 15.10.1983 tarihinde yine Akkor AŞ bünyesinde çalışmaya başladığını, bu tarihten itibaren çalışmasının hiçbir kesintiye uğramadığını, davacının 1995 yılında emekli olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çıkışı 01.05.1995 tarihinde yapılmış ise de fiili çalışmasının kesintiye uğramadan devam ettiğini, Aslan A’nın kardeşleriyle uyuşmazlık yaşaması nedeniyle çocuklarının aynı adreste 18.04.2001 tarihinde davalı Şirketi kurduklarını ve faaliyete hiç ara vermeden bu adreste çalışmaya devam ettiklerini, bu süreçte davacının çalışmasının hiç sona ermediğini, sadece işvereninin Akkor AŞ iken, Ayhan ve ... A.’nın ortak olduğu Akgül Alüminyum Mutfak Eşyaları San. ve Tic. Ltd. Şti. (Akgül Ltd. Şti.) olarak değiştiğini, davacının işveren bünyesinde makasçı olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ... bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve asgari geçim indiriminin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının alacak taleplerinin tümüne karşı zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davalı Şirketin yerleşim yeri ve merkezinin .../Gaziosmanpaşa olduğunu, bu nedenle Gaziosmanpaşa mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının alacak taleplerinin belirlenebilir olması nedeniyle kısmi davaya konu edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının çalışma süresi ve almış olduğu ücreti net olarak ikrar ettiğini, Yargıtay içtihatları doğrultusunda belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin mümkün olmadığını, davacının davalı Şirket bünyesinde çalışması olmadığını, Akkor AŞ ile Akgül Ltd. Şti.nin tamamen birbirinden bağımsız tüzel kişilikler olduğunu, davalı Şirketin kart okuyucu sisteminde davacının hiçbir kaydının bulunmadığını, davacının haksız kazanç elde etmeye çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kart okuma kayıtlarının celbi için müzekkere yazılmasına rağmen davalı Şirket istenilen kayıtların sunulmadığı, tanıkların davacının çalışmasını doğruladığı, davalı Şirket ile dava dışı Şirket arasında organik bağ bulunduğunun anlaşıldığı, bu nedenle davacının davalı bünyesinde kesintisiz çalıştığı kanaatine varıldığı, davacının bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle yaptığı feshin haklı olduğu, fazla çalışma, ... bayram genel tatil çalışmaları ile yıllık izne ilişkin yazılı belge, puantaj ya da ödeme belgesi sunulmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, davalının işveren sıfatının olmadığını, SGK kayıtlarında davacının davalı Şirkette çalışmasının olmadığını, Akkor AŞ ile Akgül Ltd. Şti.nin ne yönetim kurulu, ne yetkilileri ne de sahiplerinin aynı kişiler olduğunu, iki Şirketin birbirinden tamamen bağımsız iki ayrı tüzel kişilik olduğunu, Akkor AŞ'nin sahiplerinin Aslan A. ve kardeşleri olduğunu, davalı Şirketin sahibinin Ayhan A. ve ... A. olduğunu, Akkor AŞ'nin ortaklarının üç kardeş olduğunu ve Akkor AŞ'nin 2006 yılına kadar fiili olarak çalışmaya devam ettiğini, Akkor AŞ'ye ait olan arsanın paydaşlar arasında A, B ve C olarak bölündüğünü, Akkor AŞ ile 2001 yılında kurulan Akgül Ltd. Şti.nin ayrı ayrı faaliyetlerini yürüttüklerini, bu nedenle davalı Şirketin Akkor AŞ ile aynı yerde faaliyetlerine devam ettiği iddiasının asılsız olduğunu, faaliyetlerine tamamen ayrı şekilde devam eden iki Şirketten Akkor AŞ'nin 2006 yılında kapandıktan sonra o adreste dava dışı başka bir şirketin faaliyet göstermeye başladığını, davacının davalı Şirkette herhangi bir çalışması bulunmadığından kıdem tazminatı, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil, yıllık ücretli izin ve asgari geçim indirimi alacağının bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile SGK'dan gelen hizmet dökümünde davacının 16.03.1981-01.03.1985 ve 15.10.1985-01.05.1995 tarihleri arasında Akkor AŞ nezdinde çalıştığı, devamında ise davalı işveren nezdinde işe giriş kaydının bulunmadığı, dinlenen tanık beyanları, davacı tarafça sunulan deliller ve ticaret sicil kayıtlarına göre davalı Şirket ile dava dışı Şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, aynı adreste faaliyet gösterdikleri, sahiplerinin akraba olduğu davalı Şirket ile dava dışı Akkor AŞ arasında organik bağ olduğu, 2005 yılı öncesi çalışmasının tasfiye edildiğine dair her hangi bir delilin olmadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen hizmet süresinde hata olmadığı, davalının davacının hak ettiği ücretleri ödemediği böylelikle ... sözleşmesinin davacı tarafça haklı feshedildiği, davacının son ücretinin kabulünde, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil, asgari geçim indirimi ve yıllık izin alacaklarının tespitinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, husumet, ücret tespiti, feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil, asgari geçim indirimi, yıllık izin alacaklarının ispatı, hesaplanması ve karşılığının ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 6, 24, 32, 41, 44, 47, 53, 63 ve 120 nci maddeleri ile mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan ... sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı maddenin üçüncü fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.

3. Somut olayda, Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen hizmet dökümünde davacının 16.03.1981-01.03.1985 ve 15.10.1985 - 01.05.1995 tarihleri arasında dava dışı Akkor AŞ nezdinde çalıştığı, daha sonra davalı işveren nezdinde işe giriş kaydı mevcut değil ise de dinlenen tanık beyanları, davacı tarafça sunulan deliller ve ticaret sicil kayıtlarına göre davalı Şirket ile dava dışı Şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, aynı adreste faaliyet gösterdikleri, sahiplerinin akraba olduğu buna göre davalı Şirket ile dava dışı Akkor AŞ arasında organik bağ olduğu, dosya kapsamında 2005 yılı öncesi çalışmanın tasfiye edildiğine dair herhangi bir delilin olmadığı gerekçesiyle tüm alacaklardan davalı Şirketin tüm çalışma süresine isabet eden alacaklardan sorumlu olduğuna karar verilmiştir.

4. Dosyadaki belgeler dikkate alındığında, davalı Şirket ile dava dışı Akkor AŞ arasında işyeri devri bulunduğu anlaşılmakta olup Mahkemece davalı Şirket ile dava dışı Şirket arasında organik bağ bulunduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi yerinde değildir. Bu hâlde davalının davacının tüm çalışma süresine isabet eden alacaklardan organik nedeniyle değil 4857 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi kapsamında devralan olarak sorumlu olduğu kabul edilmelidir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.