"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1093 E., 2023/256 K.
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf
SAYISI : 2019/277 E., 2021/260 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 01.04.2013-12.10.2018 tarihleri arasında mekanik ustası olarak çalıştığını, müvekkilinin en son net ücretinin 2.000,00 USD olduğunu, ancak davalı işveren tarafından ücretin bir kısmının bankadan bir kısmının ise elden ödendiğini, müvekkilinin ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak sona erdirildiğini, davalı işyerinde fazla çalışma yaptığını, işverence hafta tatili izni kullandırılmadığını, müvekkilinin davalı işyerinde çalışmasından kaynaklanan ve karşılığı ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarının bulunduğunu belirterek ihbar ve kıdem tazminatları ile yıllık izin, ücret, ... bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, davacının işten kendi isteği ile ayrıldığını, davacının Kurum ve işyeri kayıtlarına aykırı iddialarını kabul etmediklerini, davacının talep etmiş olduğu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının ödenmeyen herhangi bir işçilik alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının aylık ücretinin net 2.000,00 USD olduğu, davalı işveren feshin geçerli ya da haklı sebeple yapıldığını somut ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispatlayamadığından davacının ... sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanır şekilde sonlandığı, hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgelerinin, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmünde olduğu, bu hâlde dahi ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olmasının zorunlu olduğu, belirtilen gerekçe ile davalı tarafından sunulan ödeme kayıtlarına ve sulh protokolü niteliğindeki ihtiyari arabuluculuk sözleşmesine itibar edilmediği, davalı tarafın, davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatını ve ücret alacağını ödediğine, yıllık izinlerini kullandırdığına ilişkin ispat yükünü yerine getirmediği, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışmalarının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili, kıdem tazminatının USD cinsinden hükmedilmesi gerekirken TL üzerinden hüküm kurulduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; Mahkemenin talebi aşacak şekilde karar verdiğini, davacının arabuluculuk anlaşma tutanağını imzaladığını, tutanak iptal edilmediği sürece dava açılmasının mümkün olmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının üç ayrı dönemde çalıştığını ve sadece ilk dönemin bir yılın üzerinde olduğunu, bu dönemin de ihtiyari arabuluculuk ile çözümlendiğini ve alacakların ödendiğini, sonraki dönemlerin bir yılı aşmaması nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanılmadığını, alacakların ... parası cinsinden hükme bağlanması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arabuluculuk son tutanağının sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli belgelerden olduğu, davacı tarafın, arabuluculuk son tutanağının sahteliği konusunda iddiası bulunmadığı, yine arabuluculuk tutanağı yönünden irade fesadına dair bir iddiada da bulunulmadığı, İlk Derece Mahkemesince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşılan konularda dava açılamayacağından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi yerine davanın esasına girilerek kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; arabuluculuk anlaşma belgesinde ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılmasının şart olduğunu, bu unsurları taşımayan arabuluculuk anlaşma belgesinin kesin hükümsüz olduğunu, davalı yanca sunulan ihtiyari arabuluculuk tutanağının bila bedel hazırlanmış olduğunu, müvekkiline banka aracılığı ile yapılan bir ödemenin bulunmadığının da sabit olduğunu, arabuluculuk anlaşma belgesi kendi içinde birçok çelişki barındırdığından hukuken geçerliliği bulunmadığını, arabulucuya kimin başvurduğunun ve arabulucuya neden başvurulduğunun, talep edilen alacak kalemlerinin, toplantı gününün, yeri ve saatinin de belli olmadığını; ayrıca müvekkilinin işçilik hak ve alacaklarının tamamını aldığı yazılı olduğundan ibra niteliğindeki arabuluculuk tutanaklarının geçerliliğinin bulunmadığını, emsal dosyalara ilişkin güncel bölge adliye mahkemesi kararlarında ihtiyari arabuluculuk tutanaklarının geçerli kabul edilmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taleplere yönelik ihtiyari arabuluculuk faaliyeti neticesinde geçerli bir anlaşma sağlanıp sağlanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18 inci maddesinin beşinci fıkrası şöyledir:
"(Ek: 12/10/2017-7036/24 md.) Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz."
3. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 27, 30, 39 ve 420 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi