"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2020 tarihli ve 2016/465 Esas, 2020/495 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2021 tarihli ve 2021/1206 Esas, 2021/1807 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde 01.07.2013 tarihinden iş sözleşmesini feshettiği 30.12.2015 tarihine kadar şantiye şefi olarak 7.500,00 TL ücretle çalıştığını, ücretlerinin geç ve düzensiz ödenmesi, 2015 yılı bir kısım ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesini kendi isteğiyle feshettiğini ve bu konuda karşılıklı görüşme yapıldığını, kıdem tazminatı ve diğer hakların banka kanalıyla ödendiğini, ücret alacağının kesinlikle olmadığını, davacının yapmış olduğu harcamalar nedeni ile ücretinin eksik yattığı iddiasının doğru olmadığını, davacının kıdem tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının şantiye şefi olduğunu, fazla çalışma yaptığı iddiasının da doğru olmadığını, tüm izinleri kullandıran ve işçilere fazla çalışma yapılması konusunda talimat verenin kendisi olduğunu, tamamen kendi kontrolünde yürüyen bir şantiyede tüm çalışma saatlerinin kendisi tarafından ayarlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fesih tarihi itibarıyla davacının ödenmemiş işçilik alacakları bulunduğu, ücret alacaklarının ödenmemesinin davacıya haklı fesih imkanı verdiği ve davalı tarafından da davacıya kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı savunulduğundan davacının kıdem tazminatı talebinin yerinde olduğu, davacının kullandırılmayan yıllık ücretli izinlerinin bulunduğu, tanık beyanlarına göre davacının dinî bayramlarda çalışmadığı, kalan genel tatil günlerinde çalıştığı, davacının davalıya ait iş yerinde şantiye şefi olarak görev yaptığı, çalışma düzenini kendisinin belirlemesi, üzerinde çalışma koşullarını düzenleyen amirinin olmaması, projeyi sevk ve idare eden kişi olması, yetki alanı gereğince çalışma düzenini kendisinin belirleyebilecek konumda olması nedeniyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince ulusal ... ve genel tatil ücretinin eksik hüküm altına alındığını, indirim yapılmasının hatalı olduğunu, ücret alacağı talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının davalı işyerinde fazla çalışma yaptığının ispatlandığını ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarına ilişkin itirazları nazara alınmaksızın hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yıllık izne ilişkin hükmün isabetsiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilse bile dosyaya sunulan banka ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere davacıya kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, yargılama giderlerinin doğru hesaplanmadığını, dava tamamen kabul edilmemesine rağmen hüküm fıkrasında oranlama yapılarak yargılama giderlerine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ulusal ... ve genel tatil ücreti hesabında ve bu ücretten indirim yapılmasında hata bulunmadığı, şantiye şefi olan davacının çalışma düzenini kendisinin belirlemesi, üzerinde çalışma koşullarını düzenleyen amirinin olmaması, projeyi sevk ve idare eden kişi olması, yetki alanı gereğince çalışma düzenini kendisinin belirleyebilecek konumda olması nedeniyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği, Yargıtayın dava tarihinde geçerli içtihatlarına göre faiz başlangıç tarihlerinin yerinde olduğu, fesih tarihi itibarıyla ödenmemiş işçilik alacakları bulunduğundan kıdem tazminatına hükmedilmesinde hata bulunmadığı, yapılan ödemeler ücret alacağını karşıladığından ücret alacağı bulunmadığı, dava dilekçesinde hafta tatili alacağı talebinde bulunulmayıp 26.03.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle hafta tatili alacağı talep edildiği, kaldırma kararı öncesi verilen Mahkeme kararında hafta tatili yönünden açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığı karar verilmiş olup davacı tarafından hafta tatili alacağı yönünden kararın istinaf edilmediği, bu şekilde davalı lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu, ıslah tarihi itibarıyla işçilik alacakları arabuluculuğa tabi olup bu alacak yönünden arabuluculuk yoluna da başvurulmadığı, davanın kısmen kabulüne karar verilmekle davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde hata olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince ulusal ... ve genel tatil ücretinin eksik hüküm altına alındığını, indirim yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkilin ücret alacağının bulunduğu dosyada toplanan tüm delillerle ... iken istinaf taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının fazla çalışma ücreti ispatlanmasına rağmen bu alacağın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin davalı işyerinde üst düzey yönetici konumunda olmadığını, hafta tatili ücreti yönünden verilen kararın usul ve kanuna açıkça aykırı olduğunu, müvekkilin talep ettiği fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatili ücreti alacaklarının tümüne dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizin işletilmesi gerektiğini, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar nazara alınmaksızın hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı lehine karşı taraf vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının ücret, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, ulusal ... ve genel tatil ücretinin hesabı, indirim oranı, faiz türü ve başlangıç tarihi, vekâlet ücreti noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32, 41, 46 ve 47 nci maddeleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.