"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2471 E., 2023/1704 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 23. İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/561 E., 2019/163 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 24.09.2014-12.06.2016 tarihleri arasında Cidde/Suudi Arabistan’da bulunan şantiyede 1.750,00 USD karşılığında alet operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedildiğini, müvekkilinin günde 5 saat fazla çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, karşılığının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 24.09.2014-12.06.2016 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkilinin spesifik proje için (Kaia Uçak Bakım Hangar İnşaatı Projesi) Cidde Suudi Arabistan’da faaliyet gösterdiğini, 17.05.2016 tarihinde müvekkiline proje işinin askıya alınması ve ileri faaliyetlerin sona erdirilmesi yönünde talimat geldiğini, davacının iş sözleşmesinin işletmesel nedenle sonlandırıldığını, davacıya kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödendiğini, "Nihai hesap ve ibra" başlıklı belge ile davacının müvekkilini ibra ettiğini, davacının kamp amirliği yaptığını, idari kadroda çalıştığını, fazla çalışma yapmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 24.09.2014-12.06.2016 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığı, kıdemi, tanık beyanları ve emsal ücret araştırması sonucunda en son ücretinin net 1.750,00 USD olduğu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davalının yaptığı ödemelerin mahsup edilerek yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmesi gerektiği, davacının fazla çalışma yaptığı, karşılığının ödendiği hususunun davalı tarafça ispatlanmadığı, davacının da ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin işletmesel nedenlerle geçerli sebebe dayalı olarak feshedildiğini, davacının tüm işçilik alacaklarının kendisine ödendiğini, dosyaya sunulan puantaj kayıtları, bordrolar ve banka dekontlarına itibar edilmeyip soyut ve görgüye dayalı tanık beyanlarına itibarla sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, eksik ve hatalı inceleme ile hesaplanan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, bilirkişi raporunda fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanırken dava tarihindeki kurun esas alınmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacıya kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin ödemelerin eksiksiz yapıldığını, çalışılan ülke şartları ve mevzuatına uygun düzenlenen çalışma süreleri dikkate alındığında fazla çalışma ücret alacağı bulunmadığını, idari personel olan davacının fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Şirketi ibra ettiği yönünde düzenlenen evrakın İngilizce ve Arapça olarak düzenlendiği, Türkçe düzenlenmediği, evrak tarihlerinin davacının işten ayrıldığı tarihle aynı gün düzenlendiği hususları dikkate alındığında bu evrakın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420 nci maddesine göre gerekli şartları haiz ibraname olduğundan söz edilemeyeceği, davacının bakiye kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davalı tarafça ödenen kıdem ve ihbar tazminatının hesaplamadan mahsup edilmesinde hata bulunmadığı, kıdem ve ihbar tazminatları yönünden yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, dosyaya sunulan hafta içi ve hafta sonu çalışma saatlerini, çalışma düzenini, ayrıca fazladan yapılacak her saat başına düşen ücretin 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) göre yapılacağını belirleyen bilgi mahiyetli evrakın genel çalışma düzenine ilişkin bilgilendirme olduğu, davacı özelinde fiilî durumu gösterir mahiyette olmadığı, davacının çalışmasının birbiri ile örtüşen tanık beyanlarına göre haftada 6 gün 07.00-18.00 saatleri arasında olduğu yönünde yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekili tarafından bilirkişi tarafından fazla çalışma alacağı yönünden dava tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılmasına itiraz edilmişse de İlk Derece Mahkemesi yargılaması sırasında davalının bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçelerinde ileri sürmediği itirazları istinaf aşamasında ileri süremeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin feshi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı ve hesaplanması ile hesaba esas döviz kurunun tarihi hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 41 ve 63 üncü maddeleri.
3. 4857 sayılı Kanun’un "Ücret ve ücretin ödenmesi" kenar başlıklı 32 nci maddesi şöyledir:
"Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
Ücret, kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenebilir.
Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz.
Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur." Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
Ücret, kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenebilir.
Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz.
Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur."
4. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Dosya içeriğine göre davacının 1.750,00 USD ücret aldığı anlaşılmaktadır. 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesine göre ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Buna göre somut uyuşmazlıkta, her dönem için hesaplanan fazla çalışma alacağının o günkü rayice göre Türk parası karşılığının hesaplanıp bu şekilde sonuca gidilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle yapılan hesaplama doğrultusunda hüküm kurulduğu görülmektedir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, tüm işçilik ücretlerine ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu belirtmekle fazla çalışma alacağının hesaplanmasına da itiraz etmiştir. Davalının bu itirazı da dikkate alındığında fazla çalışma ücreti alacağının, hatalı hesap içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.