"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1544 E., 2022/4396 K.
DAVA TARİHİ : 18.01.2019
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 19. ... Mahkemesi
SAYISI : 2019/33 E., 2021/58 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre ... sözleşmesi 30.09.2018 tarihinde sona eren davacının 47.609,59 TL’lik alacağının kabulüne karar verilmiş olmakla; hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar 47.609,59 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan sebeple davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; inşaat mühendisi olan müvekkilinin 20.09.2003-30.09.2018 tarihleri arasında davalı Şirket bünyesinde şantiye şefi ve proje müdürü olarak çalıştığını, son 18 ayda davalı Cezayir Tiaret şehrindeki 1900 konut inşaatı şantiyesinde görev yaptığını, son ücretinin net 12.000,00 TL olduğunu, ücretinin bankaya yatırıldığını, 07.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil haklarının kullandırılmadığını, Cezayir şantiyesinde şirket müdürü O.T.’nin müvekkiline artık çalışmayacaklarını söylemek suretiyle ... sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ve yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ....11.2018 tarihinde imzaladığı ibraname ile işten kendi isteği ile ayrılmak istediğini belirttiğini, müvekkili işverence bu isteğin kabul edilip ikale yoluyla ... sözleşmesinin sona erdirilmesine ilişkin ibranamenin taraflarca imzalandığını, davacının kesintili çalıştığını, son çalışmasının 07.03.2018-21.05.2018 tarihleri arasında olduğunu, davacının müvekkili Şirketi temsile yetkili olduğunu, üst düzey yönetici olması nedeniyle fazla çalışma alacaklarını talep edemeyeceğini, müvekkilinin Cezayir ülkesinde inşaat işi yaptığını, şantiyelerde 08.00-17.00 saatleri arası çalışma olduğunu, haftanın 6 günü çalışıldığını, resmî ve dinî bayramlarda çalışmadıklarını, işçilerin yıllık izin haklarını kullandıklarını, kullanmayan işçilere ise karşılığı olan yıllık ücretli izin alacağının ödendiğini, işçilerin çalışma bittiği anda işi bıraktıklarını, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadıklarını, ülkede cuma günü çalışmanın yasak olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ... sözleşmesinin feshinden 1 ay geçtikten sonra taraflar arasında düzenlenen "İkale yolu ile ... akdinin sona erdirilmesine ilişkin ibraname" başlıklı belgeye göre davacının hafta tatilinde çalışma yapmadığı, kullanılmayan ya da karşılığı ödenmeyen yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığı, haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığı, yine ... bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasının bulunmadığı, davacıya 25.000,00 TL'lik bir ödemenin yapılacağının taahhüt edildiği, kıdem tazminatından 25.000,00 TL'yi mahsup etmek gerektiği, buna göre bakiye kıdem tazminatının 47.609,59 TL'ye tekabül ettiği, ihbar tazminatı koşullarının oluşmadığı, dava dilekçesinde belgenin baskı altında düzenlendiğine dair bir iddia olmadığı gibi tanıkların da bu yönde bir beyanının olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; “İkale yoluyla ... akdinin sona erdirilmesine ilişkin ibraname” başlıklı belgenin ne ikale sözleşmesi ne de ibraname koşullarını taşıdığını, belgede isimleri yer alan tanıkların belgeyi imzalamamaları ve belgenin tanık huzurunda imzalanmaması nedenleriyle anılan belgenin dikkate alınmaması gerektiğini, ayrıca müvekkilinin bu belgeyi imzalaması için hiçbir makul sebep bulunmadığı gibi özgür iradesini de yansıtmadığını, müvekkiline bu belgenin şantajla ve tehditle imzalatıldığını, anılan belgeye itibar edilerek yıllık izin talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, yıllık iznin kök rapordaki hesaplama doğrultusunda kabulü gerektiğini, müvekkiline yapılan 25.000,00 TL ödemenin kıdem tazminatına mahsuben yapılmadığının davalının kabulünde olmasına rağmen bu ödemenin kıdem tazminatından mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, ödemenin ikale bedeli açıklamasıyla yapıldığını, ödemenin müvekkilinin geçmiş döneme ait ücret, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarından, zamanaşımına uğrayan ve dava ve ıslah konusu edilmeyen alacaklardan mahsubunun gerektiğini, Mahkemece alınan ek raporun müvekkilinin 17.09.2020 tarihli duruşmadaki beyanlarının yanlış yorumuna dayandığını, ek raporda fazla çalışma ücretinin temel ücret içinde ödendiği kabulünün hatalı olduğunu, ayrıca müvekkilinin hafta tatili yaptığına dair beyanı bulunmadığı hâlde ek raporda hafta tatilinin hesaplanmamasının hatalı olduğunu, bu nedenlerle ek raporun hükme esas alınmaması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacı imzalı ve ....11.2018 tarihli "İkale yolu ile ... akdinin sona erdirilmesine ilişkin ibraname” başlıklı belgede davacının kendi isteği ile işten ayrıldığına ilişkin beyanının yer aldığını, İlk Derece Mahkemesince ikale sözleşmesinin baskı altında düzenlenmediği ve geçerli olduğunun kabul edildiğini, bu durumda davacının kendi isteği ile işten ayrıldığının kabulü ile kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının çalışmasının kesintisiz olduğunun kabulü ile yapılan hesaplamanın da hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı işyerinde 01.05.2004-30.09.2018 tarihleri arasında kesintili olmak üzere 13 yıl, 5 ay, 17 gün süreyle çalıştığının dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı, 26.02.2017-....03.2018 tarihleri arasındaki dönem Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında yer almamakta ise de bu dönem için de davacıya her ay düzenli olarak ücret ödemesinin yapılması karşısında anılan dönemin hizmet süresine dâhil edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan “İkale yolu ile ... akdinin sona erdirilmesine ilişkin ibraname” başlıklı belgede, davacıya ikale anlaşmasına istinaden 25.000,00 TL verilmesinin kararlaştırıldığı, davalı vekilinin cevap dilekçesinde açık şekilde bu ödemenin kıdem tazminatı için yapıldığını kabul ettiği, bu durumda taraflar arasındaki ... sözleşmesinin davacıya kıdem tazminatı ödenmesi karşılığında karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirildiğinin kabulü gerektiği, davacı kıdem tazminatına hak kazanmış olduğundan İlk Derece Mahkemesince hesaplanan kıdem tazminatı miktarından 25.000,00 TL ödemenin mahsubu ile bakiye kıdem tazminatının kabulünde isabetsizlik görülmediği, davacı vekili söz konusu belgenin müvekkiline şantajla ve tehditle imzalatıldığını ileri sürmüş ise de bu iddianın ispatlanamadığı, şantiye şefi olarak çalışan davacının fazla çalışma alacağına hak kazanamayacağı, tarafların dinlettiği tanıkların hiçbirinin davacı ile aynı şantiyede veya birlikte çalışmasının bulunmadığı, buna göre davacının fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil çalışmaları yaptığını zaten ispatlayamadığı gerekçeleri ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesinin başvurunun esastan reddine ilişkin kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram genel tatil alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ve hesap yöntemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 307 ve 311 inci maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.
3. 4857 sayılı Kanun'un 17, 41, 44, 46, 47, 53, 54, 56, 57, 59 ve 63 üncü maddeleri.
4. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 420 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.