"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 04.05.2016
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 23. ... Mahkemesi
SAYISI : 2016/218 E., 2017/210 K.
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 23.10.2018 tarihli ve 2018/8705 Esas, 2018/19030 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından ... başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2018/26811 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararı ile Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlali mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda Dairemizin 23.10.2018 tarihli ve 2018/8705 Esas, 2018/19030 Karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... sözleşmesinin 28.04.2016 tarihinde yazılı bildirimle "doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan tutum ve davranışlar" gerekçesiyle feshedildiğini, fesih öncesi davalının kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile ilaveten 2 aylık ücret tediye önerisiyle ikale akdetmek istediğini, müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ilaveten 4 net+ 2 brüt ücret istediğini ve ikale yapmayınca davalı tarafından ... sözleşmesinin feshedildiğini, fesih gerekçesinin gerçek, geçerli, haklı, makul ve yasal olmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine, dava süresine ilişkin 4 aylık ücret ve diğer haklarla işe başlatılmaması durumunda 8 aylık ücret tutarında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirketin toplam işçi sayısının otuzdan az olduğunu, davacının müvekkil Şirkette 19.11.2012 tarihinden ... sözleşmesi feshi tarihine kadar teknik operasyonlar müdürü olarak görev yaptığını, ... sözleşmesinin ihbar öneline ilişkin ücreti ile ... sözleşmesinden doğan tüm işçilik hakları peşin olarak ödenmek suretiyle müvekkili işveren tarafından feshedildiğini, fesih ihbarnamesinde son derece açık ve gayet net olarak gerekçelerin davacıya bildirildiğini, davacının savunmalarının alındığını, müşteriler tarafından kesinlikle tasvip edilmeyen iletişim biçimi ve proje yönetimi sebebiyle müşterilerini kaybetme tedirginliği yaşayan müvekkili işveren yönetiminin nihayetinde davacının ... sözleşmesini sona erdirme kararı aldığını ve tüm yasal haklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait sigorta kayıtlarına göre davacının işten ayrılış bildirgesinde işten çıkış nedenin 04 kodu ile "Belirsiz süreli ... sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi" olarak bildirildiğini, ancak işbu davada davalı vekilince işten ayrılış bildirgesi ile çelişkili olarak davacının ... sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin belirtildiğini, davacının işten çıkış bildirgesinde işten çıkış nedenin belirsiz süreli ... sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi olarak bildirilmesi nedeniyle davalı tarafın haklı nedenle fesih iddiasını ispat edemediği, bu hâliyle davacının ... sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının feshe konu yapılan 2016 yılı Mart-Nisan ayları öncesinde bir olumsuzluğu bulunduğuna dair iddia ileri sürülmediği, davacının üç yıldan fazla çalışma süresinde yalnızca son iki ay çalışmasındaki olumsuzluklar iddia edilerek ... sözleşmesinin geçerli nedenle feshi yoluna gidilmesinin doğru olmadığı, bu nedenle sonuç olarak feshin geçersizliğine karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak Mahkeme gerekçeli kararında "feshin haklı nedenle yapıldığı halde işten ayrılış bildirgesinde 'kod:4' bildirilmiş olması nedeniyle çelişki olduğundan feshin geçersizliğine" karar verildiği; ancak fesih yazısı incelendiğinde feshin geçerli nedenle yapıldığının görüldüğü, gerekçeli kararın bu yönüyle hatalı olduğu belirtilerek başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Yargıtay Kararı
Dairemizin 23.10.2018 tarihli ve 2018/8705 Esas, 2018/19030 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 05.10.2017 olduğu, karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davalı vekiline 01.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı vekilince sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 15.08.2018 tarihinde karara karşı temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
C. ... Başvuru
Kesinleşen karara karşı davalı vekili Anayasa Mahkemesine ... başvuruda bulunmuştur.
D. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 2018/26811 Başvuru numaralı ve 13.01.2022 tarihli kararı ile mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun, tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan kanuni düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği, başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, Dairenin yorumunun, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde, ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararından kaynaklandığı belirlenmiş ve bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E. Gerekçe
1. Uyuşmazlık
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği, ... sözleşmesinin feshinin davalı işveren açısından haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı, davalı işverenin ... sözleşmesin feshine gerekçe olarak ileri sürdüğü olguların yöntemince ispat edilip edilemediği konularındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 4857 sayılı ... Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) "Feshin geçerli sebebe dayandırılması" kenar başlıklı 18 inci maddesi ve müteakip 19 uncu ve 20 nci maddeleri şöyledir:
Madde 18- Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli ... sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/2 md.) Yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem şartı aranmaz.
Altı aylık kıdem hesabında bu Kanunun 66 ncı maddesindeki süreler dikkate alınır.
Özellikle aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz:
a) Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak.
b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak.
c) Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip veya yükümlülüklerini yerine getirmek için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak.(1)
d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler.
e) 74 üncü maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemek.
f) Hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen bekleme süresinde işe geçici devamsızlık.
İşçinin altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek hesap edilir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir.
İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri hakkında bu madde, 19 ve 21 inci maddeler ile 25 inci maddenin son fıkrası uygulanmaz."
"Madde 19- İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır.
Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli ... sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır."
"Madde 20- (Değişik fıkra: 12/10/2017 -7036 S.K./11. md) ... sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, ... Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde ... mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede ... mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir.
Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
(Değişik fıkra: 12/10/2017 -7036 S.K./11. md) Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir.
(İptal fıkra : Anayasa Mah.nin 19/10/2005 tarihli ve E. 2003/66, K. 2005/72 sayılı Kararı ile.)"
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) “Hukuki dinlenilme hakkı” kenar başlıklı 27 nci maddesi de şöyledir:
"(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini,
içerir."
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafın hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği, ... sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
2. İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Kanun'un ‘Hukuki dinlenilme hakkı’ kenar başlıklı 27 nci maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın açıklama ve ispat hakkını da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
3. Somut uyuşmazlıkta davacı ... sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise ... sözleşmesinin davacıya tüm hakları ödenmek suretiyle feshedildiğini savunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davacının son iki ay çalışmasındaki olumsuzluk iddia edilerek ... sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilmesinin yerinde olmadığı ve feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin hükmün gerekçesine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile diğer istinaf gerekçelerinin reddine karar verilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Davalı taraf gerek istinaf dilekçesinde gerekse temyiz dilekçesinde delillerin toplanmadığını ileri sürmüş olup uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle davalının bu itirazına değer verilmelidir. Dosya kapsamından davalı tarafın üç tanık bildirdiği, bu tanıklardan birinin dinlendiği ancak diğer ikisinin dinlenmediği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça bildirilen tanıklar usulüne uygun olarak duruşmaya davet edilip dinlenmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı tarafın bildirdiği tanıkların dinlenmemesi savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup kararın öncelikle bu yönden bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Dairemizin 23.10.2018 tarihli ve 2018/8705 Esas, 2018/19030 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.