Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10171 E. 2024/14798 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki rekabet yasağı ihlaline ilişkin davalarda görevli mahkemenin iş mahkemesi mi yoksa asliye ticaret mahkemesi mi olduğu hususunda bölge adliye mahkemeleri daireleri arasında oluşan görev uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemeleri dairelerinden birinin kararı kesin nitelikte iken diğerinin kesin olmayışı ve 5235 sayılı Kanun'un 35. maddesi kapsamında uyuşmazlığın giderilmesi için kararların kesin nitelikte olması şartının gerçekleşmemiş olması gözetilerek, Hukuk Genel Kurulu'nca uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

I. BAŞVURU

Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan başvuruda; 08.12.2021 tarihli ve 2021/105 Esas, 2021/245 Karar ile uyuşmazlığın iş sözleşmesine aykırılık iddiasına istinaden haksız rekabetten kaynaklandığı ve iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra oluşacak rekabet yasağına ilişkin davalarda iş mahkemesinin görevli olduğundan bahisle Mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, akabinde Çorlu 1. İş Mahkemesinin 05.10.2023 tarihli ve 2022/41 Esas, 2023/196 Karar sayılı kararı ile uyuşmazlığın; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile aynı Kanunun 5 inci maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğundan bahisle karşı görevsizlik kararı verildiği, dosyanın merci tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 18.03.2024 tarihli ve 2023/2975 Esas, 2024/1021 Karar sayılı kararı ile; davanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 444 üncü maddesinden kaynaklandığı, 6102 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca 6098 sayılı Kanun'un 444 üncü maddesinden kaynaklanan davaların mutlak ticari davalar olduğu ve davacı tarafça haksız rekabet oluşturduğu iddia edilen eylemlerin iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra meydana geldiği gerekçesi ile Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği, benzer bir uyuşmazlığa ilişkin olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 07.12.2023 tarihli 2023/2828 Esas 2023/3254 Karar sayılı kararında; işçi ile işveren arasında, iş sözleşmesi sona erdikten sonraki dönem yönünden rekabet yasağına aykırılığa ilişkin davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle iş mahkemesi kararının kaldırılmasına hükmedildiğini, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin haksız rekabetten kaynaklanan tazminat taleplerinde asliye ticaret mahkemesinin mi, iş mahkemesinin mi görevli olduğu hususlarında farklı kararlar verildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi kararı ile 29. Hukuk Dairesi kararı arasında uyuşmazlık bulunduğunu belirterek uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 12.07.2024 tarihli ve 2024/24 Esas sayılı kararı ile; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesince Yargıtay 9. Hukuk Dairesi içtihadına atfen davacı işçi ile davalı işveren arasında, sözleşme sona erdikten sonraki döneme ilişkin rekabet yasağına aykırılığın sonuçlarını düzenleyen sözleşme maddesi uyarınca tarafların talep edebilecekleri cezai şart ve tazminata ilişkin davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiğinin değerlendirildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince ise işçilerin, iş sözleşmelerinin sona ermesinden sonraki aşamada rekabet yasağına aykırı eylemleri nedeniyle açılan davanın 6098 sayılı Kanun'un 444 üncü maddesinden kaynaklandığı, 6102 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca 6098 sayılı Kanun'un 444 üncü maddesinden kaynaklanan davanın mutlak ticari dava olduğu ve asliye ticaret mahkemesinde görülmesi yönünde karar verildiği ve bu şekilde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi kararı arasında çelişki meydana geldiği, kararlar arasında uyuşmazlık bulunduğu, Başkanlar Kurulu tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi görüşünün benimsendiği belirtilerek uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 07.12.2023 Tarihli ve 2023/2828 Esas 2023/3254 Karar Sayılı Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şart alacağına ilişkin olarak 6098 sayılı Kanun'un 444-447 maddeleri ile 6102 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı Kanun'un 5 inci maddesi hükümleri kapsamında yetkili ve görevli mahkemenin Tekirdağ Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verildiği, davacı istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı işçi ile davacı işveren arasında, iş sözleşmesi sona erdikten sonraki döneme ilişkin rekabet yasağına aykırılığın sonuçlarını düzenleyen sözleşme maddesi uyarınca tarafların talep edebilecekleri cezai şarta ilişkin davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararının hatalı bulunduğu gerekçe gösterilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 18.03.2024 tarih ve 2023/2975 Esas 2024/1021 Karar sayılı kararında;

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki davada her iki mahkemece ayrı ayrı verilen görevsizlik kararı verilmesi üzerine yargı yerinin belirlenmesi için yapılan incelemede Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra oluşacak rekabet yasağına ilişkin davalarda görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verdiği, Çorlu 1. İş Mahkemesinin ise görevin kanunla düzenlendiği ve kamu düzenine ilişkin olduğu, somut dava konusu değerlendirildiğinde 6098 sayılı Kanun'un 444-447 maddeleri, 6102 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve aynı Kanun'un 5 inci maddesi kapsamında iş mahkemesinin görevli olmadığından bahisle karşı görevsizlik kararı verdiği, işçinin rekabet yasağına uymaması nedeniyle, haksız rekabetten kaynaklanan davanın haksız rekabetin önlenmesi ve cezai şart alacağının tahsiline ilişkin olduğu, davacı tarafça, haksız rekabet oluşturduğu iddia olunan eylemlerin, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra meydana geldiğinin ileri sürülmüş olması ve davanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçtiği tarihten önce açılmış olması gözetilerek 6100 sayılı Kanun'un 21 ve 22 nci maddeleri uyarınca Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık

Başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesine göre giderilip giderilemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.

B. İlgili Hukuk

1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.

2. 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.

3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise;

“(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”

4. Dairemizin 15.05.2023 tarihli ve 2023/6993 Esas, 2023/7149 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şu şekildedir:

"...

Uyuşmazlığın esasına yönelik değerlendirmeden önce, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine dayanan taleplerle ilgili olarak dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verdiği sırada, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda veya ne şekilde giderilmesi gerektiğine yönelik görüş bildirip bildiremeyeceği ele alınmalıdır. İlgili hükümde, uyuşmazlığın giderilmesinin gerekçeli olarak istenmesi üzerine bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun kendi aralarında toplanacakları ve kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini isteyecekleri düzenlenmiştir. Kanun'daki "kendi görüşleri" ifadesinden anlaşılması gereken husus, başkanlar kurulunun bölge adliye mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı yönündeki görüşüdür. Uyuşmazlığın giderilmesinin gerekip gerekmediği veya hangi daire kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği yönündeki karar, Yargıtay ilgili hukuk dairesince verilir. Keza ilgili daire uyuşmazlığı mutlaka uyuşmazlık konusu daire kararları çerçevesinde ele alıp gidermek zorunda değildir. Gerektiği takdirde uyuşmazlığın, bölge adliye mahkemesi kararlarında belirtilen gerekçelerden farklı gerekçe ile de giderebilir. Başkanlar kurulunun uyuşmazlığın hangi bölge adliye mahkemesinin kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği konusunda bir görüş ortaya koyması, ilgili yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi yargısal bir faaliyette bulunulması anlamına geleceğinden yerinde de değildir.

..."

C. Değerlendirme

1. Uyuşmazlığın esasına yönelik değerlendirmeden önce, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine dayanan taleplerle ilgili olarak dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verdiği sırada, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda veya ne şekilde giderilmesi gerektiğine yönelik görüş bildirip bildiremeyeceği ele alınmalıdır. Dairemizin, ilgili hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen kararında da açıklandığı gibi başkanlar kurulunun uyuşmazlığın hangi bölge adliye mahkemesinin kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği konusunda bir görüş ortaya koyması, ilgili yasal düzenlemeye aykırıdır. Aynı zamanda yargısal bir faaliyette bulunulması anlamına geleceğinden de yerinde değildir. Somut olayda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunca daire kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda giderilmesi gerektiğinin belirtilmesi isabetsiz olup eleştirilmesi gerekmiştir.

2. İkinci olarak, Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre uyuşmazlığın giderilmesini talep hakkı bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir. İlgili hükümde, bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri üzerine bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun Yargıtaydan bu konuda karar verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. Şüphesiz bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun, herhangi bir talep olmaksızın resen de uyuşmazlığın giderilmesini talep etmesi mümkündür.

Görüldüğü gibi Kanun'da başvuru hakkı bulunanlar açıkça sayılmış olup, ilk derece mahkemeleri bunlar arasında yer almamaktadır. Dolayısıyla somut olayda Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre uyuşmazlığın giderilmesini talep hakkı bulunmamaktadır. Diğer taraftan İlk Derece Mahkemesinin başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir. Dairemizce bu talep, Başkanlar Kurulunun 35 inci maddede belirtilen resen başvuruda bulunma yetkisini kullandığı şeklinde değerlendirilmiştir.

Açıklanan sebeplerle somut başvuru, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun resen yaptığı başvuru olarak kabul edilerek uyuşmazlığın giderilmesine yer olup olmadığı belirlenmelidir.

3. 5235 sayılı Kanun ile bu Kanun'da sayılan kişi ve kurumlara tanınan uyuşmazlığın giderilmesini talep etme hakkı, mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm geliştirilmesine imkân vermez. Uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp böyle bir talebin varlığı hâlinde Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması da mümkün değildir.

4. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.

5. Bu açıklamalar ışığında belirtmek gerekir ki uyuşmazlığın giderilmesi talebine konu davaların, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hâller hariç olmak üzere, esasa veya usule ilişkin nihai ve kesin nitelikteki bir kararla sonuçlanmış olması gerekmektedir.

Uyuşmazlığın giderilmesine konu kararlar bu ilke ve esaslar çerçevesinde değerlendirildiğinde; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 6100 sayılı Kanun'un 21 ve 22 nci maddeleri uyarınca Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin kararının usule ilişkin nihai ve kesin nitelikte bir karar olduğu görülmektedir. Bununla birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine dair kararı nihai ve kesin nitelikte bir karar değildir. Hâl böyle olunca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin usule ilişkin nihai ve kesin nitelikteki kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin nihai ve kesin olmayan kararı arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi imkânı bulunmamaktadır.

6. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 12.07.2024 tarihli kararına konu Hukuk Dairelerinin kararları arasında 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

V. KARAR

1. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 12.07.2024 tarihli ve 2024/24 Karar sayılı kararına istinaden iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,

2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.