"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.04.1998 tarihinde davalı ... İnşaat Elektrik Üretim AŞ (... Şirketi) bünyesinde işçi olarak çalışmaya başladığını ve ardından 21.03.2003 tarihinde diğer davalı ... (Belediye) nezdinde kadroya geçtiğini, iş sözleşmesinin 10.10.2019 tarihinde emeklilik nedeniyle sona erdiğini ve davalı ... tarafından kıdem tazminatı ödemesi yapılırken diğer davalı ... Şirketinde geçen hizmet süresinin dikkate alınmadığını, sendika üyesi olan davacının kapsamında olduğu toplu iş sözleşmesinin "Sözleşmenin Güvencesi" başlıklı 6 ncı maddesinde düzenlenen eşit davranma yükümlülüğüne aykırı hareket edilerek farklı oranlarda ücret artışları uygulandığını ve davacıya eksik ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin hangi oran üzerinden, hangi kalem bakımından ve kime ne şekilde yapılacağı konusunda büyük bir belirsizlik bulunduğunu, davalı Belediyenin işbu toplu iş sözleşmesi ve anılan madde gereğince hem çalışmakta olan hem de iş sözleşmesi feshedilen işçilere yaptığı ödemeler nedeniyle eşit davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek bu sebeple oluşan ücret farkı alacağı ile fark kıdem tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı, davalılar nezdindeki toplam hizmet süresinin toplam 20 yıl, 2 ay, 28 gün olduğu, iş sözleşmesinin davacının emekliliğe hak kazanması sebebiyle sona erdiği, bilirkişi raporunda hesaplanan kıdem tazminatı tutarı ile ödenen alacak tutarı arasında 1.571,74 TL fark bulunduğu, toplu iş sözleşmesinin "Direksiyon Primi ve Sorumluluk Zammı" başlıklı 47 nci maddesinde, toplu iş sözleşmesi uyarınca fark ücret ödemesi yapılabilecek hususların çerçevesinin çizildiği, bu maddeye göre toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışan şoför ve iş makinesi operatörlerinin direksiyon primine hak kazanabileceği, sorumluluk zammı ödemelerinin ise büroda çalışan üniversite mezunu veyahut teknik elamana ödenebileceği, ek ücret aldığı beyan edilen işçilere bu madde gereğince ödeme yapılmış olduğu, davacı gibi parke işçisi olarak çalışanlara ise herhangi bir isim altında davacıdan farklı olarak ek ödeme yapıldığına yönelik bilgi ve belgeye rastlanılmadığı, buna göre fark ücret alacağı talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalı Belediyenin toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırı hareket ettiğini, davalı İdarece eşit davranma yükümlülüğüne aykırı hareket edilerek farklı oranlarda ücret artışları ve buna bağlı ödemeler yapıldığını, davalı işverence 28.03.2014 tarihli karar ile kimi işçilere toplu iş sözleşmesine aykırı biçimde ücret zammı uygulandığını, bu ücret zammı uygulamasından faydalanmayan işçilere de daha sonraki tarihlerde değişen miktarlarda ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri adı altında ücret farkları ödendiğini; ancak müvekkiline hak ettiği biçimde ödenme yapılmadığını, ihtiyari arabuluculuk adı altında yapılan bu görüşmelerde kime ne oranda, hangi ad altında ödeme yapıldığı araştırılmadan eksik incelemeyle karar verildiğini, davacının ücret farkı alacağına hak kazandığını ve buna bağlı olarak kıdem tazminatı alacağının doğduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kural olarak eşit davranma borcuna aykırılığın ispat yükünün işçide olduğu; ancak işçi ihlalin varlığını güçlü biçimde gösteren bir delil ileri sürdüğünde aksinin işveren tarafından ispatlanması gerektiği, somut olayda davacı; eşit davranma yükümlülüğüne aykırı hareket edilerek farklı oranlarda ücret artışları ve buna bağlı ödemelerin işçilere ödendiğini, davalı ... bünyesinde çalıştığı süre içerisinde bu ödemeleri alamayan işçilerin, iş sözleşmeleri feshedildikten sonra Belediye ile görüşerek fark ücret ödemeleri almaya devam ettiğini, yapılan ödemelerin hangi oran üzerinden yapıldığının belli olmadığını iddia ederek fark alacak talebinde bulunmuş ise de davalı işveren tarafından başka işçilere yapılan ödemelerin toplu iş sözleşmesinin ilgili maddeleri gereği yapılmış olup davacının eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını kanıtlayamadığı, buna göre İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı asıl; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken diğer nedenlerle eksik incelemeyle karar verildiğini savunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının eşit davranma borcuna aykırılık nedeniyle fark alacağa hak kazanıp kazanmadığı, bu bağlamda davacı tarafça bildirilen dava dışı işçilere ait bilgi ve belgelerin celbedilip celbedilmediği, davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Hukuki dinlenilme hakkı" kenar başlıklı 27 nci maddesinin birinci fıkrası "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler." düzenlemesini içermektedir.
3. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Davanın tarafları, müdâhiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
2. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukuki dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasa'nın 36 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir.
3. Hukuki dinlenilme hakkı açıklamada bulunma hakkını ve dolayısıyla delil bildirme, bildirilen delillerin toplanmasını ve değerlendirilmesini de kapsar. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
4. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça; davalı işverence, davacıyla aynı konumda olan işçilere eşit davranma borcuna aykırı olarak fazla tutarda ödeme yapıldığı ileri sürülerek fark ücret alacağı talebinde bulunulmuş olup 08.04.2022 tarihli beyan dilekçesinde de bu işçilerin isimleri bildirilmiştir. Diğer yandan İlk Derece Mahkemesince davalıya müzekkere yazılarak "davacı ile aynı ünvan, aynı meslek yılı kıdemine sahip diğer işçilere yapılan işçilik ödemelerine ilişkin bilgi ve belgelerin" sunulmasının istendiği, davalının 07.04.2021 tarihli cevabi yazısı ekinde dava dışı ... ait ödeme bilgilerini sunduğu; ancak bu işçinin görevi ve eğitim durumuna ilişkin herhangi bir bilgi ya da belge sunmadığı, dolayısıyla farklı ödeme yapılma nedeninin netleştirilmediği görülmektedir. Davacının bildirdiği deliller toplanmadan eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi, hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir.
5. Şu hâlde İlk Derece Mahkemesince; davacı tarafça isimleri bildirilen işçilerin, toplu iş sözleşmesinden yararlanma durumları ile eğitim düzeyleri, yaptıkları iş ve kıdemlerine ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmek suretiyle davacının delilleri toplandıktan sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeden, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı asılın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.