"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/391 E., 2024/152 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 18.11.2008 tarihinden itibaren davalının Avcılar-Yakuplu İşletme Müdürlüğüne bağlı olarak muhtelif alt işveren işçisi sıfatıyla Elektik Bakım Onarım Bölümünde Arıza Bakım Servisinde etnik servis işinde “elektrik teknisyeni" olarak hâlen çalıştığını, müvekkilinin son olarak aylık 1.800,00 TL net ücret ve ek prim ve bir takım sosyal haklar karşılığında çalıştığını müvekkilinin çalıştığı süre boyunca haftanın 7 günü çalıştığını, çalıştığı süre boyunca ancak 2 hafta tatili kullandığını, davalının ihale ettiği Arıza Bakım Onarım işlerinin muvazaalı olarak işverenlere verildiği davacının baştan itibaren davalı Beda Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizm. AŞ'nin (Beda Enerji AŞ) işçisi olduğunu, bu hususta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen rapor bulunduğunu, bu raporun iptali için açılan davanın reddine karar verildiğini müvekkilinin kanuna aykırı olarak düşük ücret üzerinden sigortalı gösterildiği, davalının gerçek işveren olarak gözüktüğü müvekkili ile aynı görevi yapan işçilerin ücretleri ve ekleri tespit edildiğinde davalının eşit işlem borcuna ve toplu sözleşme hükümlerine aykırı davrandığının anlaşılacağını, müvekkilinin emsal ücrete göre alması gereken gerçek ücretlerini ve baştan itibaren işverenin işçisi olması sebebiyle üyesi olduğu sendika ile davalı arasında karara bağlanmış toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini iddia ederek; ilave tediye, ücret farkı, sosyal yardım alacağı, ikramiye alacağı, iş güçlüğü tazminatı, gıda yardımı, elektrik yardımı, vardiya primi, bakım tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından talep edilen işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davanın öncelikle zamanaşımını ve husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep edip davacının kurumun işçisi olmaması ve kamu işçisi bulunmaması ve davalının çalıştığı Şirketlerle müvekkili Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ) arasında muvazaa olmaması sebebiyle, müvekkili Beda Enerji AŞ'nin ise 2013 yılından kurulması, davacının çalıştığı firmalar ile bir ilgisinin bulunmaması, BEDAŞ'ın özelleştirme kapsamında tüm hisselerinin müvekkili Beda Enerji AŞ'ye devretmesi, özelleştirme açısından muvazaa iddia ve ispat edilmemesi nedeniyle müvekkili Beda Enerji AŞ'nin davalı işçinin önceki çalışmalarından sorumlu olamayacağını, davacının bir ... bulunmadığını davanın esastan da reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2017 tarihli ve 2015/697 Esas, 2017/542 Karar sayılı kararıyla; yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 29.01.2020 tarihli ve 2020/1807 Esas, 2021/10305 Karar sayılı kararıyla; davacının gerçekte BEDAŞ işçisi olduğu hâlde muvazaalı bir şekilde dava dışı alt işveren şirketler işçisi olarak gösterildiği, davacının işyerinde örgütlü olan sendikaya üye olmasına ve işyerinde toplu iş sözleşmesi imzalanmış bulunmasına karşın davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmadığı, davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden üyelik nedeni ile yararlanması gerektiği, sosyal yardım alacağı, ikramiye alacağı, iş güçlüğü tazminatı, gıda yardımı, elektrik yardımı vardiya primi gibi toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan haklarının ödenmesinin gerektiği, kabul edilen alacaklardan ilave tediye ücret alacağı dışındaki alacakların toplu iş sözleşmesinden kaynaklanıyor olması nedeniyle en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte hüküm altına alınmasının doğru olduğu 28.05.2013 tarihine kadar davalı BEDAŞ isimli Şirketin Kamu iştiraki niteliği olması nedeni ile ilave tediye ücret alacağının hüküm altına alınmasının doğru olduğu, davacı tarafından davanın kısmi alacak davası olarak açıldığı, davanın kısmi alacak davası olarak açılması yönünde hukuki bir engelin bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve takdirinde bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.06.2021 tarihli bozma kararı ile; davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının 2012 yılında sendikaya üye olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta ise de üyeliğin işverene bildirildiğinin dosyadaki bilgi ve belgelerden tespit edilemediği, bu durumda davacının 01.03.2011 tarihinden itibaren geçerli olan 01.03.2011-28.02.2013 arasını kapsar toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmayacağı, 01.03.2013-28.02.2015 tarihleri arasında geçerli bulunan toplu iş sözleşmesinden ise 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre yararlanması gerektiği, karar ve ilâm harcının davalılardan ayrı ayrı tahsiline karar verilmiş ise de bu harcın mükerrer tahsiline neden olacağından harçtan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları göz önüne alınarak bu şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının sendika üyeliğinin işverene daha önce bildirildiğini belirtmiş olması nedeniyle yeniden Sendikaya müzekkere yazıldığı ve Sendika tarafından verilen cevapta ve gönderilen belgelerde davacının 09.01.2012 tarihinde sendikaya üye olduğu, 07.02.2012 tarihinde Sendikanın davacının da içinde bulunduğu üyelerini liste hâlinde BEDAŞ Genel Müdürlüğüne bildirdiği, 11.02.2012 tarihinde bildirimin işverene tebliğ edildiği, bu durumda davacının 11.02.2012 tarihinden itibaren dava konusu alacaklara hak kazandığı gerekçesiyle bilirkişi ek raporunda hesaplanan miktarların talep gözetilerek kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; davacının alt işveren işçisi olarak çalışmadığını, muvazaalı herhangi bir yön olmadığını, davacının işçilik alacaklarından müvekkili BEDAŞ isimli Şirketin sorumlu olmadığını, davalı Beda Enerji AŞ isimli Şirketin 2013 yılı Mayıs ayında kurulan bir Şirket olup önceki dönem alacaklardan sorumlu olmadığını, davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağını, davacının toplu iş sözleşmesine göre alacak talepleri hesaplanırken hatalı ve yetersiz bir hesaplama yapıldığını, davalı Şirketler kamu şirketi olmadığından ilave tediye ücret alacağından sorumluluklarının bulunmadığını faiz türünün hatalı belirlendiğini, zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, vardiya priminin talep edilebilmesi için davacının vardiyalı çalışıyor olması gerektiğini, davacının vardiyalı çalıştığı yönünde bir tespitin yapılmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalı işyerinde uygulanacak toplu iş sözleşmesinden hangi tarihten itibaren yararlanabileceği ile davalıların harçtan müştereken sorumlu olup olmadıklarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.