"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 56. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 16.11.2020 tarihli belirli ve deneme sureli iş sözleşmesi uyarınca davalı işveren nezdinde çalışmaya başladığını, çalıştığı süre boyunca işin gereğine uygun edimleri yerine getirdiğini, sözleşmeye ya da hukuka aykırı hiçbir eylemi olmadığını, ancak davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin, davalının çalışma ilkelerine ve çalışma düzenine aykırı olacak şekilde güven temelinin çökmesine neden olduğundan bahisle 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendi doğrultusunda haklı nedenle feshedilmiş olduğunun öğrenildiğini, ancak dayanılan fesih sebebinin gerçeği yansıtmadığını, zira müvekkilin çalışma süresince iddia olunduğu gibi fesih nedenine sebebiyet verecek hiçbir kusurlu eylemde bulunmadığını, buna rağmen işten ayrılış bildirgesinde işten çıkışının kod 29 (işveren tarafından işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykin davranışı nedeniyle fesih) olarak bildirildiğini, işbu işten çıkış nedenine sebebiyet verecek ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil eden hiçbir eylemi olmadığını, kayıtlarda bu kodun yer almasının maddi ve manevi kayıplara neden olduğunu ileri sürerek işten ayrılışına ilişkin bildirilen çıkış kodunun düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu, arabulucuya başvuru şartı gerçekleşmediğini, davacının somutlaştırma yükünü yerine getirmediğini, feshin haklı nedene dayandığını, ayrıca yapılan işlemde müvekkili Kurumun herhangi bir kusuru olmadığını, davacının dava dilekçesindeki iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya getirtilen 30.12.2020 tarihli fesih yazısında; "...ASELSAN'ın savunma sanayii alanındaki önemi ve stratejik konumu göz önünde bulundurulduğunda iş ilişkisinin sürdürülmesi... açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceğinden 4857 sayılı Kanun'un 25/11 maddesi doğrultusunda iş sözlenmeniz 30.12.2020 tarihi itibarıyla haklı nedenle derhal feshedilmiştir" denildiği, tanık dinlenildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına davacı hakkında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olma suçu kapsamında herhangi bir soruşturma/kovuşturma kaydının bulunup bulunmadığının sorulduğu, cevabi yazıda herhangi bir soruşturma ve ihbar kaydının bulunmadığının tespit edildiğinin bildirildiği, kural olarak işverenin ispat yükünü yerine getirirken öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra içerik yönünden fesih sebeplerinin geçerli veya haklı olduğunu kanıtlaması gerektiği, davalı tarafından davacıya yazılı fesih bildirimi yapılmış olmakla birlikte içeriğinde iş sözleşmesinin feshine sebep teşkil eden olay veya olguların açık olmadığının görüldüğü, davalı işverence iş sözleşmesinin davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile kendisinin veya yakınlarının iltisaklı olması ve işverenin işçiyle güven temeline dayalı iş ilişkisinin devam etmesinin mümkün olmadığı beyan edilmiş ise de bu hususta herhangi bir bilgi veya belge ibraz edilmediği, davacının iş sözleşmesinin fesih sebebinin davalı işverence ispat edilemediği gerekçesiyle davacının davasının kabulüne ve işten ayrılış bildirgesinde yer aşan işten çıkış kodunun kod 22 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacı hakkında eksik inceleme yapıldığını, zira davacının FETÖ/PDY terör örgütüyle bağlantısını ortaya koyabilmek adına talep ettikleri bir kısım Kuruma müzekkere yazılmışsa da Bank Asya hesabı olup olmadığının sorulmadığını, ilave olarak Millî İstihbarat Teşkilatına müzekkere yazılması talebinin yerine getirilmediğini, verilen kararın yargılama sürecindeki eksik incelemeye dayandığını, emsal karaların aksi yönde olduğunu, davacının yakınları hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan eksik incelemeyle karar verildiğini, dolayısıyla kararın kaldırılarak davacının belirlenecek yakınları hakkında da araştırma yapılarak bir karar verilmesi gerektiğini, yapılacak incelemeyle feshin haklı nedene dayandığının tespit edilebileceğini, davacının iş sözleşmesinin; dosya kapsamında bulunan fesih bildiriminden de anlaşılacağı üzere, FETÖ/PDY terör örgütü gibi Millî Güvenlik Kurulunca, Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya bunlarla iltisakı veya bağlantısı dolayısıyla davacıya duyulan güvenin temelinden çökmesi sonucu haklı nedenle derhal feshedildiğini, davalının ...Güçlendirme Vakfının bir iştiraki olarak savunma sanayi alanında faaliyet gösterdiğini ve faaliyet alanı itibarıyla stratejik önemi haiz olduğunu, özellikle FETÖ/PDY terör örgütünün...'daki yapılanması ve faaliyetlerinin genel itibarıyla projelere, iç işleyişe, tedarikçilere ve personele yönelik terör örgütüne bilgi aktarımı ve işlerin sekteye uğratılması şeklinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu süreç kapsamında ilgili kamu kurumlarından aktarılan bilgilerde davacının FETÖ/PDY ile ilişkili olduğunun bildirilmiş olmasının... ile davacı arasındaki güven ilişkisinin temelinden çökmesi için yeterli olduğunu, mevzuat gereği...'da çalışan herkese düzenli aralıklarla güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapıldığı ve savunma sanayiinin millî güvenlik için hassas bir faaliyet alanı olması sebebiyle çalışan yakınlarının da bu kapsamda incelendiği dikkate alındığında, davacının yakınlarının da FETÖ/PDY veya bunun gibi terör örgütleriyle iltisaklı olduğunun tespit edilmesinin elzem olduğunu savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Kurum ve işyeri kayıtları gözetilerek davacının 16.11.2020-30.12.2020 tarihleri arasında davalı işyerinde belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı, işten ayrılış bildirgesinde sigortalı işçinin işten ayrılış tarihinin 30.12.2020 ve çıkış kodunun 29 olarak gösterildiği, davacı tarafından işveren aleyhine açılan başka dava bulunmadığının UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda yapılan araştırmadan anlaşıldığı, Yargıtayın konuya ilişkin emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere işten ayrılış bildirgesinde yer alan çıkış kodunun düzeltilmesi veya tespitine ilişkin talepler yönünden Sosyal Güvenlik Kurumumuna (SGK) husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı, yargı yolunun da doğru belirlendiği, somut uyuşmazlıkta davacı tarafça, işten ayrılış bildirgesinde çıkış kodunun 29 olarak gösterilmesinin maddi ve manevi olumsuz sonuçları olduğunun iddia edildiği, davacının tespit talebinde güncel hukuki yararı bulunduğu, işverence delil sunulmamakla birlikte Mahkemece yapılan araştırmada da davacı aleyhine iltisak oluşturabilecek tespite rastlanmadığı, şüphe feshi niteliğindeki işveren feshinin haklı neden niteliğinde olmadığı, işten ayrılış bildirgesinde işverence belirtilen çıkış kodunun hukuka aykırı olduğu, diğer yandan bu davada verilecek kararların icrai nitelikte olamayacağı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda hüküm kurulurken, çıkış kodunun düzeltilmesi yönünde bir karar verilemeyeceği, çıkış kodunun düzeltilmesi gerektiğinin tespiti ile yetinilmesi gerektiği, bu husus gözetilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından 30.12.2020 tarihinde sonlandırılmasına ilişkin SGK çıkış kodunun 22 (diğer nedenler) olarak düzeltilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş, istinaf incelemesinde İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme yapıldığı yönündeki istinaf gerekçesinin herhangi bir açıklama yapılmadan ve gerekçe belirtilmeden reddedildiğini, gerekli araştırma yapılmış olsaydı feshin haklılığının ispatlanacağını savunarak ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, SGK işten ayrılış bildirgesinde yer alan feshin haklı nedene dayalı olduğuna ilişkin işten çıkış kodunun düzeltilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 27 ve 106 ncı maddeleri, 137 ila 140 ve 225 inci maddeleri, 317 ve 319 uncu maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.