"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi ile davanın usulden reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddi ile kamu düzeni yönünden İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 12.09.2011-21.06.201 tarihleri arasında davalı ... AŞ'ye (...) bağlı ... kömür ocağında temizlik işlerinde ve garson olarak çalıştığını, özelleştirme ile birlikte davacının işten çıkartılmadığını, işine son verilmediğini, davalı Kurum tarafından tek taraflı olarak kendi işçisi gibi özelleştirme-devir işlemi kapsamına alındığını, yeni işverene devredildiğini, davacının çalıştığı süre boyunca emir ve talimatları alt işverenden değil, davalı işveren yetkililerinden aldığını, muvazaanın sabit olduğunu ileri sürerek davacının işe girdiği tarihten itibaren davalı ... Genel Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın husumet, derdestlik, hukuki yarar yokluğu, hak düşürücü süre ve zamanaşımı yönlerinden reddini talep ettiklerini, müvekkili Teşekküle husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde müvekkili Teşekkülden hizmet alımı ihalesini alan firmaların işçisi olarak çalıştığını, davacının yaptığı işin niteliği gereği elektrik üretimine doğrudan katkısının söz konusu olmadığını, davacının elektrik üretim işinden tamamen bağımsız bir işte çalıştığını, bu nedenle alt işverenlik sözleşmesinin düzenlenmesinde muvazaadan söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile hizmet alımı sözleşmesi, şartnameler incelendiğinde asıl işveren ile tüm alt işverenler arasındaki sözleşme konusunun, davalıya ait işletmede yemekhanede garsonluk ve temizlik işlerinin alt işverenler tarafından görülmesi işi olduğu, dinlenen tanık beyanları, mahallinde yapılan keşif, bilirkişi raporu, celp edilen bilgi ve belgeler ile davacının davalı işyerinde alt işveren bünyesinde yukarıda belirtilen işlerde çalıştığı, asıl işi elektrik üretimi olan davalı işyerinde, davacının yaptığı işin yardımcı iş niteliğinde olduğu, davalı asıl işveren ile dava dışı alt işveren arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olduğu, davacının alt işveren bünyesinde çalıştığı, davalının alt işveren üzerindeki kanundan kaynaklanan denetim yükümlüğünün alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunun delili olarak değerlendirilemeyeceği, davacının alt işveren bünyesinde çalıştığının mahkeme kararıyla da sabit olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dosya kapsamındaki beyanlarının, bilirkişi raporunun, emsal kararların ve dosyaya sunulan teknik şartnamenin dikkate alınmadığını, davalı Kurumda işçilerin başında alt işveren yetkilisi bulunmadığını, muvazaanın sabit olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda davacının muvazaa tespitine dayalı talebinde hukuki yararı bulunmadığı, bu nedenle davanın usulden reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme sonucunda, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf itirazlarını esastan inceleyerek İlk Derece Mahkemesi kararını ortadan kaldırması ve muvazaa tespiti talebini kabul etmesi gerektiğini, davacının yaptığı işin asıl işin bir parçası olduğunu, işçi teminine yönelik sözleşmeler yapıldığını, davacının tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunduğunu, davacının bu davayı, tespit talebinin kabulü hâlinde Özelleştirme İdaresine yapacağı başvuru ve başvurusunun reddi hâlinde idare mahkemesinde açacağı iptal davası için gerekli olduğundan açtığını, davacının Özelleştirme İdaresine yapacağı başvuru için bu tespit kararını ibraz etmesi gerektiğini, davacının hukuken kendisine tanınmış bir haktan yararlanabilmesi için öncelikle ilk işe girdiği tarihten itibaren ... işçisi olduğunun tespitine dair yargı kararına ihtiyaç duyduğunu, öte yandan idari yargıda açılacak bir iptal davasında idare mahkemesinin böyle bir tespit kararı vermesi usulen mümkün olmayacağından hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı olduğunu, davacının çalıştığı süre boyunca işyerinde emir ve talimatları, davalı işveren yetkililerinden aldığını, ayrıca işin yürütülmesine dair talimatlar ile işçilerin işe alınması, çıkarılması, izin zamanlarının belirlenmesi hususlarında karar yetkisinin davalı Kurum yetkililerinde bulunduğunu, alt işveren davalı işyerinde ayrı bir organizasyon yapısına sahip olmadığını, davalı Kurum personeli sendikal haklardan yararlanmasına rağmen davacı işçinin yararlandırılmadığını, davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin ilgili kısmı şu şekildedir:
"...
b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında,
duruşma yapılmadan karar verilir."
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3) üncü alt bentlerinde, bölge adliye mahkemesinin verebileceği karar türleri açıklanmıştır. Bunlardan ilki, başvurunun esastan reddi; ikincisi yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında; üçüncüsü ise yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında karar vermektir. Kanun hükmü, istinaf edenin başvurusunun esastan reddedilmesi suretiyle yeniden esas hakkında veya düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına imkân tanımamaktadır.
2. Diğer taraftan 6100 sayılı Kanun'un "İncelemenin kapsamı" başlıklı 355 inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf sebepleri ile bağlı ise de kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetebilir. Ancak anılan düzenleme tamamen incelemenin kapsamına ilişkin olup Bölge Adliye Mahkemelerince 353 üncü madde gereğince kurulacak hükmün şekline etkili değildir. Bu bakımdan Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri ile kamu düzenine aykırılık hâlleri bakımından ayrım yapılarak Kanun'da yer verilmeyen şekilde hüküm kurulması mümkün değildir. Kaldı ki kamu düzenine aykırılık bakımından bir inceleme yapılabilmesi de istinaf başvurusunun kabulüne bağlıdır. Örneğin 6100 sayılı Kanun'un "Ön inceleme" başlıklı 352 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde "başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin gösterilmemesi" hâline yer verilmiştir. Bu hâlde Bölge Adliye Mahkemesince 353 üncü madde gereğince sadece kamu düzenine aykırılık bağlamında inceleme yapıldıktan sonra yine başvurunun esastan reddine veya kabulüne karar verilerek hüküm kurulmaktadır.
3. Belirtilen sebeplerle taraflardan birinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ve kamu düzenine aykırılık bakımından yapılacak incelemenin sonucunda, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını yahut düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını gerektiren bir hâl tespit edildiği takdirde artık istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemez.
4. Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince; davacının muvazaa tespitine dayalı talebinde hukuki yararı bulunmadığı, bu nedenle davanın usulden reddi gerekirken esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme sonucunda, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın usulden reddine karar verilmiştir.
5. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, yukarıda belirtilen Kanun hükümlerine aykırıdır. Ayrıca karar gerekçesinde bir önceki paragrafta usulden ret kararı verilmesi gerektiği belirtilip bir alt paragrafta istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiğinin belirtilmesi de çelişkili bulunmuştur. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilisine iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.