"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : İstanaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 30. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2023 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, dosyanın yenden yargılama yapılamk üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.11.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat Mürsel Kaplanseren ve davalı ... AŞ vekili Avukat ...davalı ... vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketlerin yurt dışı şantiyelerinde 07.08.2006-04.03.2015 tarihleri arasında 2.700,00 USD ücret ile çalıştığını, son dönem ücret bordrolarında hile yapılarak ücretin düşürüldüğünü ancak fazla çalışma ve hafta tatili gibi ödemelerle aynı ücretin ödendiğini, ücretin düşürülmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, iş sözleşmesinin davalılarca haksız ve bildirim süresi verilmeksizin sonlandırıldığını, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günü çalışmalarının karşılığının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, davacının davalı Şirkette çalışmadığını, uyuşmazlıkta Türk hukukunun uygulanamayacağını, Türk mahkemelerinin yetkili olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... (Eski Ünvan: ...) vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, uyuşmazlıkta Türk hukukunun uygulanamayacağını, Türk mahkemelerinin yetkili olmadığını, davacının proje bazlı ve belirli süreli sözleşmeler ile çalıştığını, süre sonunda sözleşmelerin kendiliğinden sona erdiğini, davacının işilik alacaklarının çalıştıkları ülke mevzuatına göre ödendiğini, iddia edilen ücretin fahiş olduğunu, davacının müvekkili Şirketi ibra ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Rusya İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde hak düşürücü sürenin belirlendiği, işbu davanın açıldığı tarih olan 25.04.2017 tarihi ve işten çıkış tarihi olan 04.03.2015 tarihi birlikte değerlendirildiğinde dava açılması için öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, bu nedenle işbu davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda reddedilen talepler yönünden davacı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varıldığı, bu nedenle davalı taraflar yararına vekâlet ücreti hesaplanmasına yer olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; ret kararının hukuka aykırı olup kamu düzenini ihlal eden bir karar olduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.11.2020 tarihli kararı ile başlayan yabancı hukuk uygulamasına ve buna bağlı 01.02.2024 tarihli ret kararına karşı, Anayasa'ya aykırılık, kamu düzenine aykırılık ve anayasal hak arama hürriyetinin başlıca unsuru olan mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluştuğunu, 24.11.2020 tarihi öncesindeki fesihlere ve davalara uygulanamaz bir durum olduğunu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinin son fıkrası bağlamında sürenin ihyası kurumundan yararlandırılması için gereken inceleme yapılmadan eksik inceleme ile bir karar verildiğini, yabancı hukuka geçiş kararı ile hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ve sürpriz karar yasağı ilkelerinin açıkça ihlal edildiğini ve bu durumun anayasal hak arama hürriyetini ortadan kaldırdığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Davalı ... AŞ vekili, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinin 04.03.2015, dava tarihinin ise 25.04.2017 olduğu dikkate alındığında davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, davalı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hata görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunda toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun)
2, 5, 8, 24, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.
3. Fesih tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (3) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince; söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de karar sonucu itibarıyla doğru olduğundan, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalılar yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.