Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10260 E. 2024/12743 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı şirketin asıl işveren sıfatıyla sorumlu tutulduğu ve muvazaalı işçi çalıştırma iddiasına dayalı alacaklarının hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının alacaklarının bozma kararına uygun olarak hesaplandığı, faiz, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/7 E., 2024/189 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın; davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya bağlı Dicle Barajı inşaatında çalıştığını ve Tes-İş Sendikası üyesi olduğunu, davalı tarafından 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırı olarak asıl iş bölünmek suretiyle davacının işvereni konumunda gösterilen firmalara ihale edildiğini, müvekkilinin ilk işe girdiği tarihten itibaren asıl işveren olan davalı Şirket çalışanı olduğunun Ankara 4. İş Mahkemesinin 2014/609 Esas sayılı dosyasında açılan davada tespit edildiğini ve Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi denetiminden geçerek kesinleştiğini ileri sürerek davacının muvazaalı olarak çalıştırıldığının tespit edilmesi nedeni ile 22.05.2014 tarihinden dava tarihine kadar iş güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım, ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihale makamı olan davalı Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, talep konusu alacaklardan davalı Kurumun sorumlu olmadığını, davacının alt işveren işçisi olduğunu ve geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisinden dolayı alt işveren işçilerinin, davalı Kurum işçilerine sağlanan haklardan yararlanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2019 tarihli kararı ile; yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında görülen Ankara 4. İş Mahkemesinin 2014/609 Esas sayılı dava dosyasında muvazaanın kabul edildiği, kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklarının hüküm altına alındığı, davacının toplu iş sözleşmelerinden yararlanma hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 01.04.2021 tarihli kararı ile; davacının davalı Şirkete bağlı olarak Dicle Barajı inşaatında çalıştığı, benzer ya da aynı işin yapıldığı davalı işverenin çeşitli işyerlerindeki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı hususunun Yargıtay kararları ile tartışmasız hâle geldiği, aynı doğrultuda davacı tarafından Ankara 4. İş Mahkemesinin 2014/609 Esas sayılı açılan dava dosyasında muvazaa nedeniyle davacının başından itibaren davalı işçisi olduğu gözetilerek 22.05.2014 tarihine kadar toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret farkı, iş güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım, ilave tediye alacak taleplerinin hüküm altına alındığı, verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 06.10.2021 tarihli kararı ile; 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 15 inci maddesi ile gerekli hâllerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerinin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini düzenlediği, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun (6446 sayılı Kanun) ise bu hükmü yürürlükten kaldırdığı ve Kurul tarafından belirlenecek işlerin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini öngördüğü, davacının da çalıştığı Yamanlar Turizm Madencilik Enerji İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. (Yamanlar Şirketi) ile Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğuna ilişkin olarak açılan davalarda muvazaa tespiti yapılarak kesinleştiğinden, davacının Yamanlar Şirketinde çalıştığı dönem için muvazaanın kabulünün isabetli olduğu, ancak davacı 01.09.2017 tarihinden hesaplamanın yapıldığı 28.02.2018 tarihine kadar ... Mühendislik Enerji Tem. Gıda İnş. ve Tic. AŞ'de (... Şirketi) çalışmış olup bu dönem için de muvazaa bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği, yapılacak araştırmada; 01.09.2017 tarihinden sonra verilen işin Kurul tarafından belirlenen işlerden olduğu, 6446 sayılı Kanun'un hukuki çerçevesinde işlem tesis edildiği ve böylece geçerli hizmet alım sözleşmeleri yapılmış olduğu, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu, davacı işçinin de bu ihale ile verilen iş kapsamında çalıştırıldığı belirlendiğinde, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılarak 01.09.2017 tarihine kadar olan dönem için toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, bu dönem sonrası için ise toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınmaksızın hesaplanarak hüküm altına alınması; 6446 sayılı Kanun'un hukuki çerçevesinde işlem tesis edilmediğinin, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiîlen verilen işin aynı olmadığı ya da davacının ihale ile verilen iş dışında çalıştırıldığının tespit edilmesi hâlinde ise davacı işçinin sendika üyesi olduğu dikkate alınarak toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre şimdiki gibi davaya konu alacaklarıyla ilgili hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 18.07.2023 tarihli kararı ile; davalı EÜAŞ ile dava dışı Yamanlar Şirketi ve yine dava dışı ... Şirketi arasındaki sözleşmenin, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde düzenlenen alt işverenlik sözleşmesi olduğu, bu sözleşmeye göre davalı EÜAŞ'ın asıl işveren, diğer dava dışı şirketlerin ise alt işveren olduğu, davalı EÜAŞ'ın, Dicle HES, Kralkızı HES ve Batman HES’in güvenlik hariç, enerji üretimini gerçekleştirmek üzere, işletme, periyodik bakım, onarım, arıza giderme, revizyon işleri ve bu işlerle ilgili diğer hizmetlerin yapılması işlerinin, hiçbir organik bağı bulunmayan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na göre kurulmuş ticari şirket olan alt işverenler ile hizmet alım sözleşmesi imzalayarak hizmet alımı yaptığı, dosya içeriği, Yargıtay ilâmı ile tarafların beyan ve itirazları birlikte değerlendirildiğinde; asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı yönünde kanaat hasıl olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.10.2023 tarihli kararı ile; davalı EÜAŞ ile dava dışı ... Şirketi arasındaki ilişkinin hukuken geçerli olarak kurulduğu ve muvazaalı olmadığı sonucuna varıldığı, Mahkemenin bu dönem yönünden tespitinin yerinde olduğu, ancak Yamanlar Şirketi döneminde muvazaa kesinleştiğinden Mahkemece davacının Yamanlar Şirketinde çalıştığı dönem için muvazaanın kabul edilmesi ve 01.09.2017 tarihine kadar olan dönem için davacının alacaklarının toplu iş sözleşmesine göre hüküm altına alınması; 01.09.2017 tarihinden sonrası için alt işverenin işçisi olan davacı, davalı asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağından toplu iş sözleşmesine dayananan alacakları ile ilave tediye alacağı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda, davacının 01.09.2017 tarihine kadar olan dönem için alacaklarının toplu iş sözleşmesine göre hüküm altına alındığı, bu dönem sonrası için ise alt işveren işçisi olan davacı, davalı asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağından toplu iş sözleşmesine dayanan alacakları ile ilave tediye alacağı talebinin reddine karar verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; dava dilekçesinde ikramiye, iş güçlüğü tazminatı ve sosyal yardım alacakları için en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması talebinde bulunmalarına rağmen en yüksek banka mevduat faizine hükmedildiğini, dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 01.09.2017 tarihinden sonraki dönem için olan taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 01.09.2017 tarihinden sonra ihaleyi alan ... Şirketi ile önceki dönemde ihaleyi alan Yamanlar Şirketinin sahiplerinin aynı olduğunu, 01.09.2017 tarihinden sonrası için muvazaanın kabul edilmemesinin hakkaniyete uygun düşmediğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; müvekkilinin 4735 Sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri doğrultusunda yaptığı ihaleler sonucu ihaleyi kazanan firmalarla imzaladığı sözleşmelerin muvazaalı olmadığını, Kamu İhale Kurumu elektrik enerjisi üretim tesislerinin işletilmesi, tamiri ve bakımı işlerini istisna kapsamında kabul edilen mal ve hizmet kalemleri grubuna aldığından söz konusu işlerin ihale ile yüklenici firmalara verilebildiğini, davacıya söz konusu sözleşmeler ve Yüksek Hakem Kurulu kararları çerçevesinde tüm haklarının ödendiğini, davacının herhangi bir alacağı bulunmadığını, Yamanlar Şirketine verilen ihale dönemi için muvazaa olgusunun kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının alacaklarının bozma kararı doğrultusunda hesaplanıp hesaplanmadığı, uygulanan faiz, hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6446 sayılı Kanun'un 22 ve 30 uncu maddeleri, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.