Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10259 E. 2024/12884 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işverenin, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip feshedemeyeceği ve davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının stajyere ve diğer çalışanlara yönelik agresif tavırları ve küfürlerinin işyerinde çalışma barışını bozduğu ve iş ilişkisinin devamını imkansız hale getirdiği, dolayısıyla 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) bendi uyarınca feshin haklı nedene dayandığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Davalılar vekili

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketler tarafından birlikte işletilen otelde aşçıbaşı olarak çalıştığını, iş sözleşmesine haklı bir sebep olmaksızın son verildiğini ve ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının 01.06.2010 tarihinde ... adlı şirkette çalışmaya başladığını, 27.03.2013 tarihinde bölünme yoluyla ... Turizm ve Tic AŞ adlı şirketin kurulmasına karar verildiğini, davacının 01.05.2013 tarihinden itibaren ... Turizm ve Tic AŞ nezdinde çalışmaya başladığını, bu nedenle davanın ... yönünden reddi gerektiğini, davacının davalı işyerinde stajyer ... K'ya sinkaflı sözlerde bulunduğunu, bunu diğer çalışanlara da yaptığını, bu sebeple iş sözleşmesine haklı olarak son verildiğini, davacının son ücretinin net 5.877,99 TL olduğunu, ücret alacaklarının zamanaşımına uğradığını, yapmış olduğu fazla çalışmaların karşılığının ücret bordrolarına yansıtılarak banka hesaplarına ödendiğini veya karşılığında serbest zaman verildiğini, iş sözleşmesinde yılda 270 saate kadar olan fazla çalışmanın zamlı karşılığının ücrete dâhil olduğunu, davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2018 tarihli kararı ile; toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı işverence davacının stajyer ... K'ya ve diğer çalışanlara sinkaflı sözlerde bulunması sebebiyle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiği savunulmuş ise de; dosyaya hiçbir somut belgenin ve ayrıca fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğunu gösteren iş sözleşmesinin sunulmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 27.06.2019 tarihli kararıyla; kararın usule ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 28.01.2021 tarihli ilâmıyla; davalı tarafından yöntemince sunulan deliller değerlendirilmeden karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali olup başlı başına bozma sebebi olduğu, İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince hükmün gerekçesinde fazla çalışma ücreti alacağından %40 indirim yapıldığı belirtilmesine karşın hüküm yerinde %30 indirim oranına göre yapılan ıslaha göre hüküm kurularak gerekçe ve hüküm çelişkisi yaratılmasının hatalı olduğu, kabule göre; davalı tarafından süresinde ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunulmuş olup ıslah, yapılması muhtemel zamanaşımı savunması gözetilerek yapılmış olsa dahi zamanaşımına uğrayan miktarın doğru belirlenip belirlenmediğinin denetlenmesi gerektiği, bozma sebeplerine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığı gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler, işyeri kayıtları, tanık anlatımları ve hizmet döküm cetvelinden davalıların dava konusu alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, dosyada diğer çalışanların yazılı beyanlarının tümünün aynı tarihte alındığı, feshe konu edilen olayın tutanağın üst paragrafında anlatılmak suretiyle personele benzer davranışlara maruz kalıp kalmadıklarını açıklamalarının istendiği, bu hâliyle alınan beyanların, beyanda bulunan kişilerin hâlen işveren bünyesinde çalışma yaptıkları da düşünüldüğünde yönlendirilmeye açık olacağının sabit görüldüğü, "savunma" başlıklı dilekçede davacının haksız eylemine maruz kaldığını iddia eden kişinin beyanı ve imzası ile ... K. adlı şahsın imzasının bulunduğu, buna rağmen davacının savunmasının alınmadığı, kıdemli bir personel olan davacının işine son verilirken feshe gerekçe gösterilen olayla ilgili savunmasının alınmasının gerektiği, personelin ifadelerinin yer aldığı tutanaklarda bahsedilen olayların ne zaman gerçekleştiğinin belirsiz olduğu, bu tutanakların tek taraflı düzenlendiği ve yine davacının savunmasının alınmadığı, tutanakların usul ve kanuna uygun olmadığı, feshin usulüne uygun yapılmadığı, usulüne uygun yapılmış olma ihtimalinde dâhi 5 yıldan uzun süre hizmet veren bir personelin işten çıkarılma sebebinin feshin son çare olma ilkesi ve ölçülülük ilkelerine uygun olup olmadığının tartışmaya açık bulunduğu, davacının fesihten önce usulünce uyarı mahiyetinde bilgilendirilmesi gerektiğinden davacının iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz feshedildiği, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının yıllık izin ve serbest zaman izni kullandığı günler haricindeki çalışma döneminde kış döneminde haftada 1 saat, yaz döneminde haftada 10 saat fazla çalışma yaptığı, davacının sezona denk gelen resmi tatil ve dinî bayram günlerinde çalışmasına rağmen karşılığının ödenmediği, ödenmeyen bir kısım asgari geçim indirimi alacağının bulunduğu, hafta tatillerinde çalışmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; Mahkemece eksik inceleme yapıldığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, davacının diğer çalışanlara sinkaflı küfürler ettiğini, yazılı beyanlar alındığını bu neden kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının iş sözleşmesinin devredildiği ve devredenin iki yıl sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkili Şirketler arasında organik bağ bulunmadığını, davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunmadığını, bu ücretlerin davacının aylık ücretine dâhil olduğunu, ayrıca davacının bahşiş aldığını ve hesaplamalarda bu durumun dikkate alınmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, mahsup işleminin hatalı uygulandığını ve davacının asgari geçim indirimi alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalıların davaya konu alacaklardan sorumluluğu, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshedilip feshedilmediği, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve bu alacakların hesaplanması, asgari geçim indirimi alacağının ispatı hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Sözleşmenin feshinde usul" kenar başlıklı 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:

"Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır."

3. 4857 sayılı Kanun'un "İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı" kenar başlıklı 25 inci maddesinin ilgili bölümü şu şekildedir:

"Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

...

II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:

d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.

4. 4857 sayılı Kanun'un 41, 44, 46, 47 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İşçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hâle gelmişse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. İşverene tanınan derhal fesih hakkının temelini işyerindeki disiplin ve düzeni sağlama amacı oluşturmaktadır (, ... ..., , İş Hukuku Dersleri, İstanbul, Otuzbeşinci Baskı, 2022, s.624).

3. Somut olayda, iş sözleşmesi davacının işverenin başka bir işçisine sataşması, küfür etmesi, işyerinde olumsuzluklara sebebiyet vermesi, çalışma huzurunu bozması, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması ve iş disiplinine uymaması gibi nedenlerle haklı nedenle feshedilmiştir. Mahkemece fesih bildiriminde işyeri kaşe ve imzasının olmaması, diğer çalışanların beyanlarının aynı tarihte alındığı, beyanların alındığı tutanaklarda, feshe konu edilen olayın tutanağın üst paragrafında yer aldığı, bu hususun hâlen işveren bünyesinde çalışan işçileri yönlendirmeye yönelik olduğu, davacının savunmasının alınmadığı ve çalışma süresi dikkate alındığında feshin son çare ilkesine uyulmadığı, fesihten önce işçiye uyarı mahiyetinde bilgilendirme yapılması gerektiği gerekçeleriyle feshin haklı nedene dayanmadığı kabul edilmiştir.

4. Dosya kapsamının incelenmesinde, feshe konu olayda davacının işyerinde stajyer olarak çalışan M.K'ya bezlerin pis koktuğu gerekçesiyle bağırmaya başladığı, sinkaflı küfürler ettiği ve şiddet içerikli sözler söylediği, bu olaya ... K. isimli başka bir çalışanın tanık olduğu, stajyer olarak çalışan ... K. ve tanık olan çalışanın ayrı ayrı olayla ilgili yazılı beyanlarının alındığı ve ayrıca olayın tutanak altına alındığı, bunun üzerine işyerinde çalışan diğer işçilerin bu olaya ve davacının benzer davranışlarına tanıklık edip etmediklerine ilişkin beyanlarının alındığı, bir çok işçinin davacının agresif davranışlarına ve sinkaflı küfürlerine maruz kaldıklarına ilişkin beyanlarının bulunduğu, bu beyanların kendi el yazılarıyla alındığı ve her bir çalışanın davacıyla yaşadıkları olayları somut olarak aktardığı (örneğin; U.A. isimli çalışanın göz ameliyatı olduğu, doktorunun çalışmaması gerektiğini davacıya ilettiği, davacının herkesin içinde kendisini rencide ettiği, " öküz, mal, salak, işe yaramazsın, ne halin varsa gör" dediği, personel şefi H.K. isimli çalışan yazılı beyanında "... pastaneye girerek hakaretlere başladı. Yetiştirdiğiniz elemanı da yaptığınız işi de s...m dedi ve tartıştık ve çalışanlar önünde aşağılayıcı laflar sarf etti ve buna benzer bir çok olay ben ve diğer çalışan elemanlar." dediği) görülmektedir.

5. Davacının iş sözleşmesi 4857 sayılı Kanun'un 25 nci maddesinin (II) numaralı bendi uyarınca haklı nedenle feshedildiğinden davacının savunmasının alınmasına gerek yoktur. Dosya kapsamındaki deliller dikkate alındığında, davacının işverenin gözetmekle yükümlü olduğu stajyere sataştığı, küfürlü sözler sarf ettiği ve işyerindeki diğer çalışanlara karşı da agresif tavırları ve sinkaflı küfürleriyle ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışlar sergilediği ve böylece işyerindeki çalışma barışı ile düzen ve disiplini bozduğu sabittir. Davacının sabit olan bu davranışları karşısında iş ilişkisinde güven temelinin çöktüğü kabul edilmelidir. Bu bakımdan işverence sözleşmenin 4857 sayılı Kanun'un 25 nci maddesinin (II) numaralı bendi uyarınca ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık sebebiyle feshi yerindedir.

6. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki açıklamalara göre işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığı anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin taleplerinin reddi gerektiği hâlde yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.