"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/55 E., 2019/612 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 15.06.2005 tarihinde kâğıt bölümünde usta olarak işe başladığını, daha sonra poşet bölümünde usta olarak görevlendirildiğini, sigortasının yapılmadığını öğrendikten sonra ısrarları sonucunda sigortasının davalı işverenlikçe yapıldığını ve bir müddet sonra yeniden çıkışının yapıldığını, sağlık hizmetlerinden faydalanamayarak sağlık giderlerini kendi cebinden karşıladığını, davalı tarafından 24.05.2013 tarihinde işten çıkarıldığını, hiçbir işçilik alacağının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, yıllık izin, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının işe giriş tarihinin 10.04.2012 olduğunu, onun öncesinde davacının harçlık karşılığında getir götür işleri yaptığını, düzenli bir çalışmasının olmadığını, davacının ailesinin sağlık sorunları nedeni ile sigorta girişinin yapıldığını, davacının kendi isteği ile başka bir yerde iş bulması üzerine çıkışının yapıldığını, son ücretinin asgari ücret olduğunu, fazla çalışma yapılmadığını, tatil günlerinde de çalışma olmadığını, tüm tatillerinin ve izinlerinin kullandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.08.2015 tarihli ve 2013/627 Esas, 2015/339 Karar sayılı kararı ile; davacının, davalı Şirkete ait işyerinde 01.06.2007-24.05.2013 tarihleri arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi ile kâğıt bölümünde usta olarak çalıştığı, toplam hizmet süresinin 5 yıl 11 ay 23 gün olduğu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve tek taraflı olarak feshedilmesi nedeniyle davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin uzun bir döneme ilişkin olması hâlinde bu çalışmaların sürekli ve aralıksız olarak devam etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmayacağından, bilirkişi raporu ile tespit edilen fazla çalışma ücreti ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarından, yapılan işin niteliği ile davacının çalışmış olduğu süreler göz önüne alınarak takdiren %40 oranında indirim yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 11.02.2019 tarihli ve 2015/31224 Esas, 2019/3145 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece davacının hizmet süresi 01.06.2007-24.05.2013 tarihleri arası kesintisiz 5 yıl 11 ay 23 gün olarak kabul edilerek sonuca gidilmiş ise de hizmet süresinin tespitinde beyanları esas alınan davacı tanıklarından M.A'nın 2010 yılında, F.Ö'nün ise 2011 yılında davalı işyerinde çalışmaya başladığı, Mahkemece hizmet süresinin davacı tanıklarının çalışma süreleri ile sınırlı olarak kabul edilmesi yani işyerinde en eski çalışan davacı tanığının çalışma süresinin hizmet süresinin tespitinde esas alınması gerektiği; ayrıca Mahkemece yapılacak yeniden değerlendirme sonucunda hizmet süresinin değişmesi hâlinde bunun işçilik alacaklarına etkisinin de gözden kaçırılmaması gerektiği; haftalık çalışma süresinin ara dinlenmeleri düşüldükten sonra hafta içi ve cumartesi çalışmaları toplamı 55 saat yerine hesaplama hatası ile 60 saat olarak belirlendiği, bu nedenle haftalık fazla çalışma süresinin 10 saat yerine 15 saat kabul edilerek hesaplanmasının da hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak bozma doğrultusunda bilirkişiden aldırılan ek rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin alacakları hususunda daha önce Yargıtayca bozulan karardaki alacak kalemlerinin esasen doğru ve yerinde olduğunu, zira hizmet süresinin daha önce doğru hesaplandığını, bozmadan sonra alınan rapor ve buna dayalı hükmün yerinde olmadığını ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet süresinin belirlenmesi ile fazla çalışma ücreti alacağının hesabına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41 , 63 ve 68 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.