Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10373 E. 2024/12712 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı şirketin Rusya'daki iştirakinde çalıştığı dönemden kaynaklanan işçilik alacakları davasında, hangi ülke hukukunun uygulanacağı ve davalının zamanaşımı def'inin kabul edilip edilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa uygulanacak hukukun Rusya hukuku olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde düzenlenen sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu ve davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı gözetilerek, davalının zamanaşımı def'inin haklı olduğu ve yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/237 E., 2024/629 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 36. İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/296 E., 2023/582 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin Rusya'daki dava dışı iştirakinin çeşitli işyerlerinde 25.03.2013-29.03.2019 tarihleri arasında boru montaj ustası olarak aylık 2.200,00 USD ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, her gün hafta tatili ve genel tatil günü ayrımı olmaksızın 07.00-21.00 saatleri arasında çalışıp sadece dinî bayramlarda 1'er gün ve yılbaşı tatilinde izin kullandırıldığını, 3 öğün yemek ve barınma yardımı yapıldığını, davacıya fesih ile birlikte zorla bazı belgelerin imzalatıldığını, Rusya'da işveren olarak görülen ... Şirketi ile davalı Şirket arasında organik bağ bulunduğunu, uyuşmazlıkta Türk hukukunun uygulanması gerektiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Şirkette hiç çalışmadığını, uyuşmazlığın çalışılan yer hukukuna tâbi olduğunu, çalışma ilişkisinin kayden kapsamlı olarak araştırılması gerektiğini, davacının ücret iddiasının gerçeği yansıtmadığını, sınırlı olarak yapılan fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödendiğini, davacının istifa ederek işten ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 05.03.2013- 08.11.2013, 08.04.2014-02.10.2014, 17.10.2014-08.03.2015, 24.06.2015-30.03.2016, 13.04.2016-11.12.2016, 16.07.2017 -10.08.2018, 05.09.2018 - 29.03.2019 tarihleri arasında boru montajcısı olarak toplamda 4 yıl, 7 ay hizmetinin bulunduğu, son ücretinin aylık net 2.000,00 USD olduğu, ayrıca konaklama ve 3 öğün yemek yardımı sağlandığı, davalı işveren feshin haklı nedene dayandığını ispatlayamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının karşılığı ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları bulunduğu gerekçesiyle Türk hukukuna göre hesaplama yapılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, organik bağ kavramının hakkın kötüye kulanımını oluşturan şekilde uygulandığını, Rusya hukukuna göre yapılan bilirkişi hesaplamasında zamanaşımı sürelerinin gözetilmediğini, davacının iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle sonlandığını, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacının ücretinin ve hizmet süresinin hatalı tespit edildiğini, davacıya ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının ödendiğini, ödenmeyen alacağının bulunmadığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin cevap dilekçesinde yabancı hukukun uygulanması yönünde itirazda bulunduğu ve uyuşmazlığa Türk hukuku uygulanmasının hatalı olduğu, davacının çalışmasının Rusya hukukuna tâbi olduğu, maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımının 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 8 inci maddesi uyarınca hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbi olduğu, hakkın özüyle bağlantılı olması nedeniyle hak düşürücü sürelerin de hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanacak hukuka tâbi olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanmasının 5718 sayılı Kanun'un 2 nci ve 8 inci maddelerinin bir gereği olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin hak düşürücü süre olduğu ve resen dikkate alınması gerektiği, fesih tarihi dikkate alındığında, dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için Mahkemeye başvurma süresi olan 3 aylık sürenin dolduğu, davacının Rusya hukukuna tâbi çalışmasına göre alacak taleplerinin hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddi gerektiği, bununla birlikte davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmediği gerekçesiyle davalının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; uyuşmazlığa Rusya iş hukukunun uygulanmasının hatalı olduğunu, davalının cevap dilekçesinde itirazı olmadığını hatta sonradan rapora itirazında Türk hukukunun uygulanmasını istediğini, öncelikle davacının tüm çalışma dönemleri için Türk hukuku uygulanmasını, aksi kanaatte ise davacının yalnızca yurt dışı iş sözleşmesine tâbi olarak çalıştığı dönemler için usule ilişkin hükümler hariç olmak üzere yabancı ülke hukukunun uygulanması, bu çalışma dönemleri haricine ise Türk hukuku uygulanması gerektiğini, Rus hukukunda zamanaşımı, hak düşürücü süre kavramlarının Türk hukukuna göre işçiye daha az koruma sağladığını, kıdem tazminatının kamu düzenine ilişkin olduğunu ve Türk hukukuna göre hesaplanması gerektiğini, içtihat değişikliğinin önceki görüşlere güvenerek dava açan işçiler açısından hukuki öngörülebilirlik ilkelerini ihlal ettiğini, bununla birlikte hüküm kurulurken daha sıkı ilişkili hukukun belirlenmesini istediklerini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i ve davanın süresinde açılıp açılmadığı hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.

3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun iş sözleşmesinin son bulduğu tarihteki 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (3) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Dava tarihi itibarıyla söz konusu zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de bu hata sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Ayrıca Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde 03.07.2016 tarihinde yapılan değişiklikle sözü edilen süre 1 yıl olarak belirlenmiş olup değişiklik öncesi zamanaşımı süresi 3 ay olarak düzenlenmiştir. Davacının iş sözleşmesinin değişiklikten sonra feshedildiği göz önünde bulundurulduğunda, Bölge Adliye Mahkemesince bu sürenin 3 ay olarak dikkate alınması da isabetsizdir. Ne var ki fesih tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığından ve davalı tarafça süresinde zamanaşımı def'inde bulunulduğundan, bu hatalı tespit sonuca etkili görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve yukarıda yapılan ilave gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.