Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10589 E. 2024/13996 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçen davacıya, kadroya geçiş esnasında düzenlenen iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca ödenmesi gereken ücret ile fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının hesabına ve faizine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçinin, geçiş aşamasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin asgari ücretin belli bir oran fazlası olarak belirlenmesi halinde, bu ücretin işçinin ilk ücreti olduğu, ancak ücretin her ay asgari ücretin belli bir oran fazlası olarak ödeneceğine ilişkin hükümlerin ise ileriye etkili olduğu ve sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları için işvereni bağladığı gözetilerek, davacının fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına hükmedilmesi doğru bulunarak, yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalıya ait işyerinde alt işveren şirketler nezdinde çalışırken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinin ücretle ilgili 7 inci maddesinde işçiye her ay brüt asgari ücretin %61 fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılacağına ilişkin düzenleme bulunduğunu, davalı Bakanlık tarafından geçiş tarihinden itibaren davacının ücretinin eksik belirlendiğini, oysa davacının ücretinin asgari ücretin %61 fazlası olarak belirlenerek toplu iş sözleşmesindeki %4 zammın bu ücrete yapılması gerektiğini, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 inci maddesi gereğince işçinin ücretinde yazılı rızası olmadan indirim yapılamayacağını beyan ederek 2019-2020-2021 yıllarına ait ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı, ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekilleri cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, Yüksek Hakem Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren 01.01.2018-31.10.2020 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümleri esas alınarak davacının ücretlerinin belirlendiğini, davacı ile davalı arasında yapılan 02.04.2018 tarihli iş sözleşmesinin 7 inci maddesinde işçiye her ay brüt asgari ücretin % 61 fazlası üzerinden günlük olarak ücret ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmadığını, davacının 2018 yılında aldığı mevcut ücretine toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre zam yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının hizmet alım sözleşmesi ile alt işverenler yanında çalışmakta iken 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiği, davacının asgari ücretin % belirli oranda fazlası üzerinden ücret alacağı belirlendiği, 4857 sayılı Kanun'un 22 inci maddesine uygun olacak şekilde işçinin yazılı onayı alınmadan ücretinin düşürüldüğünün anlaşılması ile bilirkişi tarafından 01.01.2019 tarihinde geçerli yasal asgari ücret miktarının % belirli oranda fazlası olan miktara, toplu iş sözleşmesi ile düzenlenen % 4 zammın uygulanması ile bulunacak ücret miktarına göre, davacının tespit edilen ücret ile sonradan ödenen ücret arasındaki farka göre dava konusu alacakların belirlenmesinin isabetli bulunduğuna, bu kapsamda davacı vekilinin 16.02.2021 tarihli duruşmada “…bizim ıslah dilekçemiz 31.12.2020 tarihine kadar olan dönem için yapılan hesaplama uyarınca şu aşamadaki talebimiz buna ilişkindir, bu tarihten sonrasına ilişkin alacaklarımız yönünden haklarımızı saklı tutmak kaydıyla biz 31.12.2020 tarihine kadar bilirkişi tarafından yapılan hesaplama uyarınca karar verilmesini talep ediyoruz…” şeklindeki beyanı nedeniyle davacı talebi ile bağlı kalınarak ve fark ücret, fark ilave tediye alacakları yönünden alınan son bilirkişi ek raporundaki hesaplamalar üzerinden, fark ikramiye alacağı yönünden ise davacı vekilinin ek rapora itiraz dilekçesi ile sunduğu Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2022/18290 Esas ve 2023/447 Karar sayılı emsal ilâmı dikkate alınarak “... ikramiye fark alacağı bakımından öncesinde yararlanmakta olduğu 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin art etkisinin gözetilmemesi hatalı olmuştur. Mahkemece (3) numaralı paragrafta belirtilen ilkeler de dikkate alınarak öncelikle davacının 31.10.2020 tarihinde kadar uygulanan toplu iş sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükümlerinden kıstelyevm usulü yararlanabileceği, 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükümlerinden ise 31.10.2020-31.12.2020 döneminde yine kıstelyevm usulü yararlanabileceği dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır…” şeklindeki gerekçesi gözetilerek, fark ikramiye alacağı yönünden, davacının 31.12.2020 tarihine kadar olan talep dönemi yönünden, emsal içtihattaki kriterlere göre hesaplama yapılan bilirkişi ilk ek raporundaki hesaplamalar üzerinden hüküm kurulmasına ve davanın kısmen kabulü ile; ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret İle Diğer Mali Ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi hükümleri uyarınca %4 zammın kadroya geçirilen tüm işçilere ve davacıya uygulandığı, davacının bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınması, diğer taraftan toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını, davacının 31.12.2018 tarihli ücretinin korunarak üzerine %4 zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini, bireysel sözleşmede kastedilen asgari ücretin 2018 yılına ait asgari ücret olduğunu, hükmedilen faiz oranına ve tarihe itiraz ettiklerini, dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sendikaya üye olduğu, bu nedenle 31.10.2020 tarihine kadar uygulanan toplu iş sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükümlerinden kıstelyevm usulü yararlanabileceği, 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükümlerinden ise 31.10.2020-31.12.2020 döneminde yine kıstelyevm usulü yararlanabileceği, taraflar arasında davacının kadroya geçişi sırasında imzalanan sözleşmede davacının ücretinin asgari ücretin %61 fazlası olarak belirlendiği, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacağının sözleşme ve 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca esas alınacak toplu iş sözleşmesi ile 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesine göre hesaplandığı, ücret ve ikramiye alacağına en yüksek banka mevduat faizi, ilave tediye alacağına yasal faiz işletilmesine karar verildiği, faiz başlangıcının arabuluculuk son tutanak tarihine göre belirlendiği, Mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının bulunup bulunmadığına, varsa hesabına ve hükmedilen faize ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 22 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK' ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.