Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10851 E. 2024/14838 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının olup olmadığı ve davalı şirketlerin bu alacaklardan sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ücretinin tespiti, iş sözleşmesinin niteliği, fazla mesai yaptığına dair tanık beyanları ve banka kayıtları ile davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı değerlendirilerek mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz başvurusu reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Davalılar vekili

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 33. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının yurtdışı şantiyelerinde 10.09.2018 - 25.08.2019 tarihleri arasında çalıştığını, 2.000,00 USD ücret aldığını, iş sözleşmesinin gerekçe gösterilmeden haksız ve bildirimsiz feshedildiğini, davacının haftanın 7 günü 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, iş yoğunluğuna göre 23.00'e kadar çalışmasının olduğunu, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını belirterek ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalı ... (... Şirketi) ile davacı arasında iş ilişkisi bulunmadığını, bu davalının asıl işveren de olmadığını, sorumluluğunun bulunmadığını, davacının ... Elektrik Üretim Anonim Şirketinde (... Şirketi) 10.09.2018-25.08.2019 tarihleri arasında çalıştığını, yapacağı iş kalmadığından iş sözleşmesinin sona erdiğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştığını, davacıya 980,00 USD ihbar tazminatı, ücret ve fazla çalışma ücreti ödendiğini, davacının ibraname imzaladığını, taleplerinin zamanaşımına uğradığını, alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalılar arasındaki hukuki ilişkiye ilişkin olarak dosyaya delil sunulmamakla birlikte davalılar vekilinin, davalı ... Şirketinin ana firma ve diğer davalı ... Şirketinin ise alt işveren olduğunu beyan ettiği, dosya kapsamında dinlenen davacı tanıkları da ... Şirketine ait Özbekistan'da bulunan işyerinde çalıştıklarını beyan ettiklerinden, davalılar arasında kanuna uygun asıl işveren - alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalı tarafından dosyaya sunulan ibraname incelendiğinde; ibraname tarihinin 24.09.2019 olduğu, feshin 25.08.2019 tarihinde gerçekleştiği, fesih ile ibraname tarihi arasında bir aylık sürenin geçmediği, ibranamedeki tutarların davacının alacağına nazaran düşük olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 420 nci maddesindeki yasal koşulları taşımadığı, iş sözleşmesinin tazminata hak kazanılacak şekilde feshedildiğinin davalı işverenin de kabulünde olduğu, davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, taraflar arasındaki sözleşmede ücretin 5,00 USD olarak kararlaştırıldığı, bordrolarda çalışma gününe bağlı olarak 1.100,00 - 1.140,00 USD şeklinde ücret ve her ay fazla çalışma tahakkuklarıyla birlikte 2.000,00 USD seviyesinde ücret tahakkuk ettirildiğinin tespit edildiği, 2018/9,10,11. aylara ait puantaj kaydında davacının toplam 1 saat 44 dakika fazla çalışma yaptığı belirtildiği hâlde aynı dönem bordrolarında sırasıyla 44 saat, 95 saat, 99 saat fazla çalışma tahakkuku yapıldığı, 2018 yılı Aralık ayının tamamında davacının devamsız olduğu ancak bu aya ait bordroda tam ay çalışma ve 105 saat fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirildiği, dosyaya sunulan bordroların imzasız olduğu, davacının banka hesabına "maaş" açıklamasıyla davalı işverence ödeme yapıldığı ancak herhangi bir fazla çalışma ödemesi açıklamasının bulunmadığı, dosya kapsamında dinlenen tanıkların, kendi ücretlerini 1.700,00 USD ile 2.000,00 USD arasında beyan ettikleri, sendika tarafından yurt dışı çalışmalar için 1.800,00 - 3.000,00 USD şeklinde emsal ücret bildirildiği, bordrolarda sembolik tahakkuklar yapıldığı, davalı tarafından davacıya net ücret, fazla çalışma vb. tahakkuklar ile ödenen tutarların toplamının düzenli olarak 2.000,00 USD tutarını verdiği, davalı tarafından fazla çalışma ve tatil ücreti ödenmediği hâlde davacıya gerçek ücreti olarak ödenmesi gereken miktarı denkleştirmek için fazla çalışma ve tatil ücreti adı altında tahakkuklar yapıldığı, bu nedenle de bordrolarda bordro hilesi bulunduğu, böylece fazla çalışma adıyla tahakkuk ettirilen tutarın davacının temel ücreti olduğu, dinlenen tanıkların davacının fazla çalışma yaptığını beyan ettiği, işyerinin ve işin fazla çalışmaya elverişli olduğu, dosyaya sunulan puantaj kayıtları dikkate alınarak davacının gerçek ücreti üzerinden yapılan hesaplama ile davacının işbu alacaklara hak kazandığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili; davacının her ay fazla çalışma tahakkuklarıyla birlikte ücret aldığını ikrar ve kabul edip imzasız ücret bordrolarını gerekçe göstererek fazla çalışma alacağına hükmedilmesinin ve saatlik ücret almasına rağmen aylık ücret talebinin kabul edilmesinin hatalı olduğunu, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarının ücrete dâhil olduğunu, mahkeme kararının çelişkili ve hatalı olduğunu, her gün fazla çalışma yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ödenenler dışında fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili alacaklarının bulunmadığını, yurt dışı iş sözleşmesi, bordrolar ve ibranamede belirtildiği saat ücretinin 5,00 USD olduğunu, davacı ikrar etmesine rağmen aylık 2.000,00 USD ücret talebinin kabulünün hatalı olduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, husumet itirazının değerlendirilmediğini, davacının Şirket çalışanı olmadığını, iş sözleşmesinin işin sona ermesi nedeniyle tüm alacaklar ödenerek sona erdirildiğini, belirli süreli yurt dışı iş sözleşmesi imzalandığını, tanık anlatımları çelişkili olmasına rağmen bunların dikkate alınıp resmi belgelerin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mesleğine, yaptığı işin niteliğine, banka kayıtlarına, tanık beyanlarına ve emsal ücret araştırmasına göre ücretin miktarına ilişkin Mahkemenin kabulünün dosya içeriğine uygun olduğu, davacının belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı ve iş sözleşmesinin sona eriş şekline göre ihbar tazminatı hakkı bulunduğu, fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram genel tatil günleri çalışmaları ve hafta tatili çalışmaları bulunduğunun ispatlandığı gerekçeleriyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; istinaf başvurusundaki nedenlerini tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının bulunup bulunmadığı ile davacının alacaklarından her iki davalının da sorumlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.

3. 6098 sayılı Kanun'un 420 nci maddesi.

4. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun 1. seçeneğine göre dava konusu alacakların tamamının kabulüne karar verildiği hâlde, hüküm fıkrasında davacının daha fazla alacağı varmışcasına taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesi hatalı ise de, karar sonucu itibarıyla yerinde olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.