Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10853 E. 2024/12735 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin iş akdini feshetmesi üzerine işverenin açtığı ihbar tazminatı davası ile işçinin fazla mesai, ikramiye ve zam farkı alacakları için açtığı karşı dava.

Gerekçe ve Sonuç: Dairemizin önceki bozma ilamında ikramiye alacağının hüküm altına alınması gerektiği belirtildiğinden, mahkemece bu hususta bozmaya uyularak hüküm kurulması ve diğer konularda ise önceki kararında direnmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, yapılan temyiz itirazları reddedilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/379 E., 2023/412 K.

KARAR : Asıl davanın kabulü, karşı davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davacı-karşı davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı ... Reasürans Brokerliği AŞvekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin çalıştığı alanda şirketlerin en önemli varlıklarının portföylerinde bulundurdukları müşteriler ve iş hacimleri olduğunu, bazı çalışanların sebep bildirmeden sürpriz bir şekilde Şirketten ayrıldığını, davalının da ilk ayrılan çalışan olduğunu, ihbar sürelerine uymadığını ve ayrıldıktan sonra pozisyonunda önemli aksamaların olduğunu, ileriki süreçte yaklaşık 20 çalışanın aynı şekilde Şirketten ayrıldığını ve yapılan araştırma neticesinde bu çalışanların davalı Şirkette işe başladığının teyit edildiğini, davalı işçinin davacı Şirketin çalışanlarını diğer davalı Şirket çalışanları ile beraber ayartmaya gayret ettiğini, davacı Şirketten ihbar sürelerine uymadan ayrılıp davalı Şirkette işe başlayan çalışanların ihbar süresi içerisinde olduğunu bildiği hâlde işe alan davalı Şirketin ihbar tazminatlarından müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu iddia ederek ihbar tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı ... vekili karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde fazla çalışma yaptığını, fazla çalışma karşılığı ücret alacağı ile işyerinde uygulanan zamlardan ve ikramiye alacağından yoksun kaldığını iddia ederek ikramiye ve zam farkı alacakları talebinde bulunmuştur.

II. CEVAP

2. Davalı-karşı davacı ... vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin davacı yanında plasman departmanında broker ünvanıyla çalıştığını, işyerindeki olumsuz çalışma koşullarından dolayı birçok işçinin iş sözleşmesini feshettiğini, müvekkilinin ekip arkadaşlarının dağıldığını ve yeni ekip ve yöneticilerle anlaşamadığını, işyerinde bu nedenle mutsuz olduğunu ve aylık ücret zammının da müvekkilinin beklentilerini karşılamadığını, işyerinden ayrılma sebebinin ağır iş koşulları ile iş ortamındaki huzursuzluk olduğunu, müvekkilinin ihbar süresi içinde çalışabileceğini belirttiğini ancak davacının izin vermediğini, davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını iddia ederek asıl davanın reddini istemiştir.

2. Davalı İntegra Sigorta ve Reasürans Brokerliği AŞ vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; huzurdaki davanın diğer davalı şahıstan ihbar tazminatı isteme amaçlı açıldığını, dolayısıyla müvekkili Şirkete husumet tevcih edilmesinin mümkün olmadığını, davacı ile müvekkili Şirket arasında bir husumet bulunmadığından husumet itirazında bulunduklarını, talep kapsamında asliye ticaret mahkemelerinin görevli olmasından dolayı görevsiz itirazında bulunduklarını, yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili Şirketin davacı Şirketin çalışanlarını ayartmadığını, dolayısıyla talep edilen alacaktan davalıların müteselsil sorumlu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

3. Davacı-karşı davalı ... Reasürans Brokerliği AŞ vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; davacının fazla çalışma, ikramiye ve aylık ücret zammı alacağı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, zira söz konusu alacakların mevcut olması durumunda davacının ani bir şekilde işi bırakması yerine iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme yoluna başvurabileceğini, oysa davacının böyle bir talebinin ne işi bırakmadan önce ne de sonrasında kendilerine iletilmediğini, açtıkları ihbar tazminatı davasından sonra böyle bir dava açtığını ve diğer ayrılan işçilerle organize bir şekilde tanıklık yoluna başvurduklarını savunarak karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

1. Mahkemenin 13.11.2015 tarihli ve 2015/588 Esas, 2015/26 Karar sayılı kararı ile; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (5521 sayılı Kanun) 5 inci maddesi gereğince, iş mahkemelerinde açılan her dava açıldığı tarihte ya davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesinde ya da işçinin çalıştığı işyeri için yetkili mahkemede açılabileceği, bunlara aykırı sözleşmelerin geçersiz olduğu, iş mahkemelerinde yetkinin de görev gibi kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu iki mahkeme haricinde hiçbir mahkemenin iş davalarına bakamayacağı, Mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesiyle Mahkemenin yetkisizliğine; dosyanın yetkili mahkeme olan Bakırköy iş mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.

2. Dairemizin 29.03.2016 tarihli ve 2016/6325 Esas, 2016/7719 Karar sayılı ilâmı ile; tarafların gösterdiği deliller toplanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken tarafların hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde duruşma açılmadan evrak üzerinden yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu, kaldı ki Mahkemece yetkisizlik kararı “davalıların adreslerinin mahkemenin yetki alanı dışında olması” gerekçesine dayandırılarak verilmiş ise de 5521 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir.” düzenlemesini içerdiği, bu hüküm karşısında Mahkemece işçinin işini yaptığı işyerinin, davanın açıldığı mahkemenin yetki alanı içerisinde yer alıp almadığının araştırılmaksızın yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmetmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 14.09.2020 tarih ve 2016/269 Esas, 2020/468 Karar sayılı kararı ile; tanık anlatımlarından ve dosya kapsamından, işçinin önelsiz ve haklı sebep olmaksızın feshine yeni işe girdiği işverenin sebep olduğu ve ihbar tazminatından davalı işçi ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, giriş-çıkış kayıtlarının incelemesinden davalı-karşı davacı işçinin haftalık 45 saati geçen çalışmasının olmadığı, ayrıca, davalı-karşı davacı ikramiye ve zam farkı alacağı talebinde bulunmuşsa da ispat yükümlülüğü kendisinde bulunan ve tanık deliline dayanan davacı bu alacaklarının oluştuğunu somut olarak ispatlayamadığından; asıl davanın kabülüne; karşı davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı ... davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 23.03.2022 tarihli ve 2021/12787 Esas, 2022/4003 Karar sayılı ilâmı ile; davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra taraflar arasında ikramiye alacağının uyuşmazlık konusu olduğu, davalı-karşı davacının 02.04.2012 - 18.08.2015 tarihleri arası davacı işyerinde çalıştığı, dosyaya ibraz edilen Banka kayıtları ile de sabit olduğu üzere 2013 yılındaki çalışması karşılığı olmak üzere 21.02.2014 tarihinde bonus adı altında ikramiye ödemesi yapıldığı, yine aynı şekilde 2014 yılındaki çalışması karşılığı olmak üzere ise 27.02.2015 tarihinde ikramiye ödemesi yapıldığı, 2015 yılı içindeki 8,5 aylık çalışması yönünden ise ikramiye alacağı talep edildiği, Mahkemece davalı karşı-davacının 2015 yılı içindeki 8,5 aylık çalışması yönünden ikramiye alacağı bulunduğunu somut olarak ispatlayamadığından bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmiş ise de yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu, davacı-karşı davalıda çalışan işçilere yılda bir kez ikramiye ödemesi uygulaması bulunduğunun tanık beyanı ve banka kayıtlarından anlaşıldığına, davacının 01.01.2015-18.08.2015 tarihleri arasındaki fiilî çalışması sebebiyle ikramiye alacağına hak kazandığı sabit olup kıstelyevm usulüne göre alacak miktarının hesaplanması ve hüküm altına alınması gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve ek bilirkişi raporundaki iki farklı hesaplamadan birinci seçeneğin hükme esas alındığı, karar verilen diğer talepler bakımından bozma yapılmadığından önceki hükümlerin aynen korunduğu, yine davalılar arasındaki ilişkinin teselsül sorumluluğu doğurduğu konusunda bir bozma bulunmadığından müştereken ve müteselsilen sorumluluğun belirlendiği, sonuç olarak asıl davanın kabulü ile ihbar tazminatı talebinin kısmen kabulüne, karşı davanın kısmen kabulü ile ikramiye alacağı talebinin kısmen kabulüne, fazla çalışma ücret alacağı ve zam farkı alacağı taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı vekili; davalı-karşı davacı çalıştığı süreçte hiçbir şekilde hedeflerine ulaşamadığı gibi zaten prim tespit tarihinde çalışmadığı için kendisine bir performans değerlendirmesi vs. de yapılmadığını, bu nedenle davalı-karşı davacının herhangi bir ikramiyeye hak kazanmasının asla söz konusu olamayacağını, aynı zamanda raporda ikramiye hesaplamasının dayanağı olarak tanık beyanlarının belirtildiğini fakat dosya kapsamında dinlenen tanıkların işyerinde ikramiye uygulaması olup olmadığı konusunda herhangi bir beyanda bulunmadıklarını, bununla birlikte sadece Banka kayıtlarının 2015 yılının ilgili 8,5 aylık çalışması içinde davacının performansının prime hak kazanmak için yeterli olduğunu göstermeyeceğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı ... vekili; bilirkişi ek raporunda ikramiye alacağının iki seçenekli olarak hesaplandığını, ikinci seçenek olarak yer verilen ikramiye alacağı hesaplamasının usul ve kanuna uygun olmasına rağmen birnici seçenek olarak yer verilen hesaplamaya itibar edilmesinin mümkün olmadığını, zira müvekkilinin geçmiş dönemlerde almış olduğu ikramiyelerin ilgili dönemlerinin dönem ücretlerine oranlandığını ve müvekkili davalıya yapılan ikramiye ödemelerinin bütün çalışma dönemindeki ortalaması alınarak 2015 yılı içinde çalıştığı süre için kıstelyevm usulü ile bir hesaplama yapıldığını, ancak müvekkili 2015 yılında davacı işveren nezdinde 230 gün çalışmış olduğundan, müvekkili davalı-karşı davacının 2015 yılı içindeki 8,5 aylık çalışmasına bu rakam oranlandığında daha yüksek bir rakama ulaşıldığını; ayrıca Mahkeme gerekçeli kararında, diğer talepler bakımından bozma yapılmadığından önceki hükümler aynen korunduğunu belirtmesine rağmen, hüküm kısmında asıl dava bakımından verilen hükümler ve yargılama giderlerinin bozma kapsamı dışında kalmış olmasına ve aynen korunmasına rağmen değiştirilerek hükme geçirildiğini ve asıl dava davacısı yararına fazladan yargılama giderine hükmedildiğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl dava yönünden yargılama gideri ve vekâlet ücretinin belirlenmesi, karşı dava bakımından ikramiye alacağının hesaplanlanması noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 ve 34 üncü maddeleri.

3. Karar tarihinde yürülükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı- karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.