"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin, davalı işyerinde 1998 Kasım ayından 30.05.2019 tarihine kadar satış temsilciliği, satış şefliği, bölge şefliği, bölge müdürlüğü, yiyecek müdürlüğü ve son olarak da ... Anadolu Kuzey Yiyecek Bölge müdürlüğü görevlerinde çalıştığını, işe iade davasının hâlen derdest olduğunu, davacının son brüt ücretinin 20.650,00 TL olduğunu, davacının çalışma süresinin son 5 yılında bölge müdürü olarak Ankara merkezinde 4 distribütör ve dış alanlarda 4 il ve 10 distribütörü kapsayan operasyonun sorumluluğunu aldığını, haftanın 4 günü Ankara'da, 2 günü Ankara dışında çalıştığını, asıl çalışma yeri olan Ankara'daki sürede haftanın 4 günü saat 07.15'te başlayan işin en erken 19.00'da bittiğini, seyahatte olduğu dönemlerde ise saat 06.30'da yola çıkmakla başlayan işin tüm gün çalışarak 21.00 civarında otele giriş ile sonlandığını, müvekkiline fazladan yapılan ödemelerin prim mahiyetinde olduğunu, fazla çalışmalarının karşılığını alamadığını ileri sürerek fazla çalışma ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, yetki itirazları olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının hak ettiği tüm alacaklarının eksiksiz ödendiğini, davalı işyerinde prim karşılığı çalışma yapıldığından fazla çalışmaların karşılığının ödendiğini, durumun bordrolarda da görüleceğini, davacının üst düzey yönetici olduğunu, kendi çalışmasının belirlediğinden fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağını, bölge müdürü pozisyonunda ve daha çok prim almak maksadıyla fazla çalışma yapan davacının bu çalışmayı kendi isteğiyle gerçekleştirdiğini, davacının el yazısıyla imzaladığı ibranamenin irade fesadı ile imzalandığı ya da imzanın kendisine ait olmadığı yönünde bir iddiasının bulunmadığını, ibranamenin geçerli olması sebebiyle de davacının fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanamadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işyerinde en üst düzey konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı, işyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğinin kabul edilmesi gerektiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2017 tarihli ve 2017/22-2523 Esas 2017/2004 Karar; 16.04.2019 tarihli ve 2015/22-3698 Esas, 2019/469 Karar sayılı kararlarında da açıkça benimsendiği üzere, işyerinde üst düzey konumda çalışan işçinin, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı, davacının davalı işyerinde ... merkezli ... Anadolu Kuzey ... Bölge müdürü olarak çalıştığı, yine dava dilekçesi ile dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının fazla çalışma alacağına esas alınan ücretinin brüt 20.625,00 TL olduğu, davacının işyerinde kendi çalışmasını belirleyebilecek şekilde üst düzey yönetici olarak çalıştığı, üzerinde çalışma koşullarını düzenleyen amirinin olmadığı, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretin kendisine ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı işverenin satış direktörüne bağlı üst düzey yöneticisi olan .... tarafından müvekkilinin bağlı çalıştığı ...'ya gönderilen 07 Ağustos 2018, 15 Ağustos 2018, 20 Mayıs 2019 tarihli bayram çalışma programı e-postalarının örneklerinin dosyada yer aldığını, 15.08.2018 tarihli e-postada, ...'nin "Bayram öncesi Pazar ve arefe çalışıyoruz." talimatının yer aldığını, altında yer alan tabloda ise pazar ve arefe günü müvekkilinin çalışma yapıp yapmayacağının tek taraflı olarak Şirket merkezinde yer alan yöneticileri tarafından bir tablo ile belirlendiğini, davacı müvekkilinin iş pozisyonu, davalı işveren nezdinde bölge müdürü olarak geçmekte olup Türkiye genelinde aynı pozisyona sahip 16 bölge müdürü bulunduğunu, hiyerarşik düzende bu 16 bölge müdürünün, bir üst pozisyon olan 4 pazarlama müdürüne bağlı olarak çalıştığını, dolayısıyla müvekkilinin pozisyonunun üst düzey yönetici değil ... düzey yönetici olarak kabul edildiğini, davanın tanıklarından ...’nın, müvekkili ile aynı şehirde, aynı işyerinde, bir üst pozisyonda çalıştığını, kaldı ki, ...'nın da üst pozisyonunda yönetici mevcut olmakla beraber yöneticisi olarak birlikte çalıştığını, ...'nın görev tanımının pazarlama müdürü olduğunu, buradan anlaşılacağı üzere, müvekkilinin pozisyonunun en üst düzey sıfatını haiz olmadığını, iddialarını ispatlar nitelikte olan davalı işverenliğe ait güncel hiyerarşi organizasyon şemasını sunduklarını, şemada yer alan M.G'nin müvekkili ile aynı iş pozisyonuna sahip olduğunu, açıkça görüleceği üzere müvekkilinin çalışmış olduğu pozisyonun üstünde, aynı işyerinde çalışan, görev ve talimat veren bir başka yönetici ve onların da üstünde 2 kademe daha yönetici bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Şirket organizasyonundaki görevi ve konumu, yapılan işin niteliği, davacının aylık ücret miktarı ve çalışmalarının karşılığının bu ücret ile karşılandığı, davacı tarafça dayanılan Şirket iç yazışma içeriklerinin dava dışı ...’ya fazla çalışma yapılması yönünde talimat niteliği taşımadığı, kendi ekibinin satış hedeflerini tutturabilmesi açısından çizilen plan ve programlar mahiyetinde olduğu, davacının üst düzey yönetici pozisyonunda çalıştığı, bu sebeplerle çalışma saatlerini kendisinin belirleyebildiği; ayrıca dinlenen tanıkların davacı ile menfaat birliği içinde oldukları ve iddianın başka herhangi bir delille desteklenmediği hususları dikkate alındığında Mahkemece, fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu; nitekim davacı tanığı ...'nın davalı aleyhine açtığı fazla çalışma ücreti alacağı davasının reddine ilişkin mahkeme kararının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 08.05.2022 tarihli ve 2022/199 Esas, 2022/1373 Karar sayılı kararı ile istinaf incelemesinden ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 31.10.2022 tarihli ve 2022/11073 Esas, 2022/13685 Karar sayılı kararı ile temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının kendi çalışmasını ayarlayabilen üst düzey yönetici konumunda çalışıp çalışmadığı ve buna göre fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41 ve 63 üncü maddeleri.
3. Bölge adliye mahkemelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin Dairenin 04.04.2023 tarihli ve 2023/6171 Esas, 2023/4908 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
"...
1. İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması hâlinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar.
2. O hâlde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.