"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Üniversite bünyesinde alt işveren aracılığıyla çalışmakta iken, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (696 sayılı KHK) 127 nci maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü maddesi gereğince sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini hâlen davalının kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, kadroya geçişte asgari ücretin %30 fazlası ücret ile kadroya geçirildiğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ait genelge hükümlerine göre 01.01.2019-14.09.2019 tarihleri arasında yapılan ödemelerin %4'lük zam ile yapıldığını, eksik ödenen fark ücret, ikramiye, ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin davacının ücretine ilişkin asgari ücretin %30 fazlasının üzerine toplu iş sözleşmesinde öngörülen %4 zammın uygulanmasını talep ettiğini ancak bu talebin kabulünün mükerrer zam yapılması sonucunu doğuracağını, müvekkili İdare tarafından ilgili mevzuat, sözleşme ve toplu sözleşme hükümlerine uygun olarak işlem yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacının, davalı ... bünyesinde alt işverenler işçisi olarak çalışmakta iken hizmet alım sözleşmesinin eki teknik şartnamenin 9. maddesinde “... asgari ücretin % 25 fazlası ücret” düzenlemesinin yapıldığı, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeler uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmelerinin geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedildiği, sürekli işçi kadrolarına geçirilmeyle ilgili düzenlemenin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışanların daha önce ücret ile diğer mali ve sosyal haklarını asgari ücretle irtibatlandıran uygulamalara son verdiği, sürekli işçi kadrolarına geçen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının yeni süreçte Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin uygulanması ile oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağına ilişkin açık ve emredici yasal düzenleme yapıldığı, davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği açıkça öngörülmediğinden davalı işverenin ücret belirlemesine ilişkin işlemlerinin yasal düzenlemeye uygun tespit edilerek %4 oranında zamların yapıldığı buna göre davacının fark ücret alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine
karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin ücretinin Üniversite ile imzalanan iş sözleşmesi ile açıkça belirlendiğini, kadroya geçirildikten sonra 02.04.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere imzaladığı iş sözleşmesinin 11 inci maddesinde, “Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışırken alınan ücret ve ferileri korunur. Ücret tipi yevmiye üzerinden ödenir” düzenlemesinin yer aldığını, yani davacının kadroya geçiş sonrasında imzaladığı iş sözleşmesinde ücretinin, asgari ücretin belirli bir oranında fazlası olarak ödeneceğinin belirlendiğini, iş sözleşmesindeki bu hükmün farklı yorumunun işçiler arasında eşitsizliğe yol açacağını, davacının 696 sayılı KHK gereğince ihale sözleşmeleri ile aldığı hakları ile kadroya geçirildiğini, sonrasında imzaladığı bireysel iş sözleşmesinde de bu hakların korunacağının yazılı olduğunu, davacının ücretinin yazılı rızası alınmadan düşürülemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında 02.04.2018 tarihinden itibaren geçerli olan belirsiz süreli iş sözleşmesinde; “Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışırken alınan ücret ve fer'ileri korunur. Ücret tipi yevmiye üzerinden ödenir.” hükmüne yer verildiği, iş sözleşmesinin sözü geçen maddesinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışılırken alınan aylık ücretin korunacağı yönünde düzenleme bulunmasına rağmen, ilerleyen dönemde de aylık ücretin hizmet alım sözleşmesindeki esaslara göre tespit edileceğine dair düzenleme bulunmadığı, anılan sözleşmede asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceğinin açıkça öngörülmediği, buna göre İlk Derece Mahkemesince davanın reddedilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 ve 32 nci maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.