Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10993 E. 2024/14585 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belediye ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının belediyenin işçisi sayılıp sayılmayacağı ve buna bağlı olarak talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, muvazaa tespiti yapılan ihale kapsamında çalışan işçi listelerinde yer almadığı, aksine muvazaalı olmadığı tespit edilen başka bir hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştığı gözetilerek, davacının fark alacaklarına ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalıların

istinaf başvurularının kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 28. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılması için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... (Belediye) bünyesinde dava dışı ... Hizmetleri AŞ (... AŞ) sigortalısı olarak çalıştığını, davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığı hususunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (...) iş müfettişlerince dava dışı Şirket bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı raporda tespit edildiğini, kesinleşmiş muvazaa olgusu nedeniyle müvekkilinin başlangıçtan itibaren davalı ... işçisi sayılarak geçmişe dönük ücret ve alacaklarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek fark alacaklarının, ayrımcılık tazminatının ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde bahsi geçen muvazaa tespit raporunun iptaline ilişkin davanın kesinleşmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dava dışı Şirket çalışanı olduğunu, müvekkili Belediye ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, zira söz konusu dava dışı Şirket ile yapılan ihalelerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na (4734 sayılı Kanun) uygun şekilde yapıldığını ve ihale konusu işlerin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesinde sayılan işlerden olduğundan üçüncü kişilere gördürülmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının müfettiş raporuna dayanarak dava ikame ettiğini ancak rapora itiraz edildiğini ve Mahkeme tarafından verilen kararın tespit hükmünde olduğunu, eda hükmünde olmadığını, buna göre dava ikame edilemeyeceğini, davalı firmanın ayrı bir tüzel kişilik olduğunu, davalı ... ile ilişkisinin muvazaalı olamayacağını, davalı firmanın ihale ile iş aldığını, işçilerini kendisinin işe aldığını, sözleşme yaptığını, davalı firmanın davalı ... karşısında üçüncü kişi konumunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kesinleşen yargı kararı uyarınca ... ile dava dışı ... AŞ arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı ve davacının başlangıçtan itibaren ... işçisi sayılması gerektiği, bu nedenle davalının husumet itirazına itibar edilmediği, dava türüne göre zamanaşımı def'inin değerlendirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; bilirkişi raporunun hatalı tespitler içerdiğini, bu doğrultuda davanın kabulü gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin ve ayrımcılık tazminatının tümden reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... vekili; davaya cevap dilekçesi ve aşamalarda savunduğu hususları tekrar ederek davacının dava dışı ... AŞ çalışanı olduğunu, toplu iş sözleşmesi bulunan bir işyerinde muvazaadan söz edilemeyeceğini, davacının davasının kısmi dava niteliğinde olduğunu, ücret alacaklarına ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, husumet nedeniyle davanın reddi gerekirken kabulü yönündeki kararların hukuka aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından hakkın kötüye kullanılması hususunun dikkate alınmadığını, her bir dosyada birbirinden bağımsız olarak muvazaa olgusunun araştırılması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Davalı Şirket vekili; davaya cevap dilekçesi ve aşamalarda savunduğu hususları tekrar ederek belirsiz alacak davası açılamayacağını, zamanaşımı def'inin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, hesaplamaların hatalı yapıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, ... iş müfettişlerince dava dışı Şirket bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı raporda muvazaa tespiti yapılan ihale kapsamında çalışan işçi listelerinde bulunmadığı, aksine davacının ... İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 07.07.2014 tarihli ve 4687 sayılı raporuna göre davalı ile dava dışı ... İnşaat San. Tic. Ltd. Şirketi arasında yapılan ve muvazaalı olmadığı tespit edilen 27.06.2012 tarihli hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan işçiler arasında olduğu, bu hâlde, davacının fark alacaklarına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken muvazaa tespitine dayalı olarak karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; tüm delillerin müvekkilinin ... Belediyesinin çalışanı olduğunu gösterdiğini, İlk Derece Mahkeme kararında bu durumun açıklığa kavuşturulduğunu, muvazaa konusunda hatalı yorum yapıldığını, istinaf başvurularının reddinin de hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalının tarafı olduğu asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı, bunun sonucu olarak da davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 5393 sayılı Kanun'un 67 ve 70 inci maddeleri, 4734 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi.

4. Dairemizin 16.05.2024 tarihli ve 2024/4658 Esas, 2024/8591 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.