"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1119 E., 2024/1371 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında Ankara 6. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Yakutiye Belediye Başkanlığında (Belediye) çalışmakta iken 2010 yılında Sağlık Bakanlığına devredildiğini, aynı tarihte Sendikaya üye olduğunu, Belediyede çalışırken üyesi olduğu sendikanın toplu iş sözleşmesinin uygulanmaması, hatalı uygulanması veya usule aykırı protokol ile yevmiyelerinin düşürülmesi sonucu Bakanlığa devredilirken ücretlerinin düşük gösterildiğini belirterek ücret zammı, ikramiye, hizmet zammı ile ilave tediye fark alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; nakil bildiriminde belirtilen yevmiyeye göre ödeme yapıldığını, devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurumun sorumlu tutulamayacağını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, faiz başlangıç tarihi ve faiz türünü de kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 6. İş Mahkemesinin 24.03.2021 tarihli ve 2020/8 Esas, 2021/419 Karar sayılı kararıyla; davacının Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına (Sağlık İş Sendikası) üye olduğu, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığı, dava dışı Yakutiye Belediyesinden naklen atama ile davalı ... Bakanlığa geçtiği, davacıya ödenen yevmiye ile toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca ödenmesi gereken yevmiye miktarları arasında fark olduğu ve davacıya eksik ödeme yapıldığının anlaşıldığı, talep edilen alacakların zamanaşımından etkilenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin 04.05.2023 tarihli ve 2022/859 Esas, 2023/993 Karar sayılı kararıyla; belirlenen fark alacaklardan davalının sorumlu olduğu sonucuna varılmasında hata bulunmadığı, hüküm altına alınan alacaklar yönünden zamanaşımı sürelerinin dolmadığı, işletilen faiz türüne yönelik hata bulunmadığı, dosya kapsamında davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, toplu iş sözleşmelerinde ise temerrüde ilişkin bir hüküm yer almadığı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan fark ücret, fark ikramiye, fark hizmet zammı yönünden bilirkişi raporunda hesaplanan her bir alacak kalemi için temerrüt tarihi olarak her ayın farklı bir gününün ödeme günü olarak belirtilmesinin hatalı olduğu, bununla birlikte dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 07.11.2023 tarihli ve 2023/12466 Esas, 2023/16719 Karar sayılı kararı ile; davalı vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek, 01.01.2004-31.12.2005 yürürlük süreli olmak üzere 20.03.2004 tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin bazı maddelerinde, 22.04.2004 tarihinde imzalanan protokol hükümleri ile bir kısım değişiklik yapıldığı, bu ek protokolün 5 inci maddesinde, toplu iş sözleşmesinin 56 ncı maddesinde 14.100.000 TL olan ve 18.500.000 TL'ye çekilen taban yevmiyelerin 14.500.000 TL olarak 2003 yılından sonra girenler için yeniden belirlendiği, bu değişiklikten sonra davacının ücretinin protokol hükümlerine göre belirlendiği ve toplu iş sözleşmesindeki düzenlemeler çerçevesinde belirlenen ücretlerinin ödendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise anılan düzenleme dikkate alınmadan hatalı şekilde davacının 2003 yılı taban ücreti 18,50 TL olarak esas alınmak suretiyle hesaplama yapıldığı, davacının ek protokol tarihi olan 22.04.2004 tarihine kadar toplu iş sözleşmesinin 56 ncı maddesine göre belirlenen taban ücretlere göre ücret farkı alacaklarına hak kazandığı görülmekte ise de davalı tarafın davaya karşı zamanaşımı def'inde bulunduğu, bu nedenle bu dönemin zamanaşımına uğradığı, dolayısıyla toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark alacak taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, kabule göre de talep konusu olan ve davalı ... ile Sağlık İş Sendikası arasında imzalanan 01.01.2017-31.12.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra Öz Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası ile 10.08.2020 tarihinde imzalanan 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin bulunduğu; ancak arabulucuya başvuru tarihi itibarıyla anılan toplu iş sözleşmesi henüz imzalanmadığından, bu toplu iş sözleşmesinden doğacak alacaklar bakımından muacceliyetin de gerçekleşmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, davacının 2004 yılında ücretinin kanuna aykırı bir şekilde düşürüldüğünü ve düşürülen ücretin devir tarihindeki ücretini etkilemesi nedeniyle 2004 yılından bu güne gelen bir silsile neticesinde hak kaybının yaşandığını, 2004 yılında Belediyenin tek taraflı yaptığı ücret düşüklüğü devam ederek bu güne kadar geldiğinden bu hatanın düzeltilmesi ve zamanaşımı süresi içindeki fark alacakların hüküm altına alınması gerektiğini, davanın konusunun belirtilen husus olduğunu, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un devredilen işçilerin tâbi olduğu toplu iş sözleşmesinden faydalanacağı hususunu açıkça kapsamına alıp düzenlediğini, 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un (5747 sayılı Kanun) ise 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na (5216 sayılı Kanun) atıf yaptığını, burada işçilerin ücret ve mali sosyal hakları hakkında aynı düzenlemeler mevcut olup yapılan atıfı yok saymak suretiyle işçinin devirden önceki tis hükümlerinden faydalandırılmayacağının kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının Sağlık İş Sendikası ile imzalanmış olan toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklarının bulunup bulunmadığı, 01.01.2019 tarihinden itibaren bu toplu iş sözleşmelerine göre hesaplama yapılıp yapılamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5747 sayılı Kanun'un geçici 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
" Bu Kanun uyarınca mahalleye veya köye dönüşen belediyelerin personel devri, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun ek 2 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre yapılır. Devredilen personelden, 04.04.2007 tarihli ve 5620 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi kapsamında bulunanlar, devredildikleri belediye veya il özel idarelerinde, 5620 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesine göre istihdam olunurlar. Devir sebebiyle personel giderlerinde meydana gelecek artışlarda, 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin sekizinci fıkrasındaki sınırlamalar dikkate alınmaz. Personel devri nedeniyle ilgili il özel idaresinin veya belediyenin norm kadrosunda yapılması gereken ilave ve değişiklikler, ilgili belediye veya il özel idaresinin talebi üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından altı ay içinde sonuçlandırılır. Bu belediyelerin malvarlıkları, hak, alacak ve borçları, mahalle olarak katıldıkları belediyeye veya ilgili il özel idaresine intikal eder. Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin taşınmazları ile ihtiyaç duyulan araç ve gereçleri paylaşım, devir ve tasfiye komisyonunca ilgili köy tüzel kişiliğine bırakılır. Mahkemelerde süren davaları ile belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, katıldığı belediye veya ilgili il özel idaresidir."
3. 5216 sayılı Kanun'un ek 2 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Birleşme, katılma veya geçici 2 nci madde gereğince Büyükşehir Belediyesi sınırlarına giren belediyelerin yürütmekte olduğu su, kanalizasyon, katı atık, ulaşım, her çeşit yolcu ve yük terminalleri, toptancı halleri, mezbaha, mezarlık ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere bina, tesis, araç, gereç, taşınır ve taşınmaz malları ve bu hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yatırım, alacak ve borçları büyükşehir belediyesine veya ilgili bağlı kuruluşuna devredilir.
Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hizmet alanlarında Devlet memuru olarak çalışmakta olanlar kadrolarıyla birlikte, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta olanlar ise bu şekilde çalışmalarına esas teşkil eden kadrolar ile birlikte büyükşehir belediyesine veya ilgili bağlı kuruluşuna devredilir. Devredilen personelin aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer malî haklarının ödenmeye devam olunması, atanma ve kadro unvanlarının yeniden düzenlenmesinde 5393 sayılı Kanunun 50 nci maddesi hükümleri uygulanır.
Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hizmet alanlarında ilgili mevzuatı uyarınca ihdası ya da vizesi yapılmış sürekli işçi kadrolarında veya geçici iş pozisyonlarında 4857 sayılı İş Kanunu'na göre çalışmakta olanlar ise mevcut kadro ve pozisyonları ile birlikte büyükşehir belediyesine veya ilgili bağlı kuruluşuna devredilir. Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları, devir işleminden önce haklarında uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi veya bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmeye devam olunur. Pozisyon değişikliği hali dahil yapılacak bu devir işlemi, ücret ile diğer malî ve sosyal haklarda değişiklik yapılmasına hak kazandırmaz ve başka bir toplu iş sözleşmesinin uygulanmasını isteme hakkını vermez. Devir işleminden sonra yapılacak toplu iş sözleşmelerine ise bu işçilerin mevcut ücret ile diğer malî haklarında diğer işçiler için kararlaştırılacak artış oranı veya miktarını geçecek şekilde artış öngören ya da diğer işçilerden farklı yeni malî ve sosyal haklar verilmesini sağlayacak hükümler konulamaz.
..."
4. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 36 ncı maddesi şöyledir:
" (1) Toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe iş sözleşmeleri toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. İş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır. Toplu iş sözleşmesinde iş sözleşmelerine aykırı hükümlerin bulunması hâlinde ise iş sözleşmesinin işçi yararına olan hükümleri geçerlidir.
(2) Sona eren toplu iş sözleşmesinin iş sözleşmesine ilişkin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder."
5. 6356 sayılı Kanun'un ek 2 nci maddesi şöyledir:
" (1)Hükümet, kamu işveren sendikaları ile işçi sendikaları konfederasyonları arasında;
a) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları, özel kanunlarla kurulan diğer kamu kurum ve kuruluşları, hizmetlerini genel bütçenin transfer tertiplerinden yardım alarak yürüten kamu kurum ve kuruluşlarında,
b) Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları (iştirakler hariç), birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin %50’sinden fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan her türlü işletme ve şirketler, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun çerçevesinde özelleştirme kapsamında veya programında bulunanlardan sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait kuruluşlarda,
c) İl özel idareleri, belediyeler ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri, belediyelerin bağlı kuruluşları, müessese ve işletmeleri ile bunların birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin %50’sinden fazlasına sahip oldukları şirketlerde, çalıştırılan işçilerin mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolü imzalanabilir. Bu protokol hükümleri geçerlilik süresi içinde bu madde kapsamındaki idareler ile taraf konfederasyona üye olan sendikalar için bağlayıcıdır."
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.