"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/726 E., 2024/98 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince ikinci bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince üçüncü bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekmesine karşın sözleşmeye aykırı olarak davacının ücretinin asgari ücret seviyesine çekilmek ve bu ücrete %4 oranında ücret zammı uygulanmak suretiyle eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek davacının eksik ödemeden kaynaklı fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinin sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra da ilgili düzenlemeler uyarınca eksiksiz ödendiğini, davacının fark alacaklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.09.2021 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle, belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca dosyada mübrez bilirkişi raporunda her ne kadar %16 oranı esas alınarak davacının fark alacakları belirlenmiş ise de; davacının 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde ücreti asgari ücretin %11 fazlası olarak belirlendiğinden, bu oran esas alınarak İlk Derece Mahkemesince resen yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 23.12.2021 tarihli kararıyla; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.02.2022 tarihli kararıyla; arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartı bulunmadığından davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi ve ücret farkı ile ikramiye farkı alacaklarına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, ayrıca ikramiye farkı alacağına en yüksek banka mevduat faizi yerine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanmasının da hatalı olduğu gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 15.09.2022 tarihli kararıyla; bozma kararı doğrultusunda yapılan yargılamada, davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle, belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca dosyada mübrez bilirkişi raporunda her ne kadar %16 oranı esas alınarak davacının fark alacakları belirlenmiş ise de davacının 02.04.2018 tarihli sözleşmesinde ücreti asgari ücretin %11 fazlası olarak belirlendiğinden, bu oran esas alınarak İlk Derece Mahkemesince resen yapılan hesaplama doğrultusunda, davacının arabuluculuk son tutanak tarihine kadar olan fark alacaklarının kabulüne, arabuluculuk son tutanak tarihinden sonraki taleplerinin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.01.2023 tarihli kararıyla; Dairemizin bir önceki bozma gerekçesinde arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğinin belirtilmesinin yanı sıra 2021 yılı ikramiye alacağına ilişkin hesap yapılmasının da hatalı olduğuna değinilmesi gerekirken, kararda bu hususa yer verilmemesinin maddi hataya dayandığı, Yüksek Hakem Kurulu kararıyla uygulanan toplu iş sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) hükümlerine göre yararlandığı bir toplu iş sözleşmesi olmadığından bu sözleşmede ocak ve temmuz aylarında beşer günlük yevmiye tutarında ödeneceği düzenlenen ikramiye ücretinin, 2021 yılı Ocak ayı ve sonrası için hesaplanmasının hatalı olduğu, fark ilave tediye alacağında faiz başlangıcı hususu temyiz edenin sıfatına göre bozma kapsamı dışında kalmış olup bozma sonrası kurulan hükümde fark ilave tediye alacağına dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi yerine arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olmadığı, arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla henüz muaccel olmayan dönem hesaplamaya dâhil edilerek ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasının da isabetli olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1. İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2023 tarihli kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılamada, hesap dönemine ve faiz başlangıç tarihlerine dikkat edilerek ve fakat hükme esas alınan bilirkişi raporunda temel ücretin tespitinde dönem asgari ücretinin %16 fazlası ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri doğrultusunda yapılan hesaplama esas alınarak, davacının arabuluculuk son tutanak tarihine kadar olan fark alacaklarının kabulüne, son tutanak tarihinden sonraki fark alacaklarının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 26.05.2023 tarihli tashih kararında ise, kararın hüküm kısmında istinaf yolu olarak gösterilen kanun yolunun, temyiz yolu olduğuna dosya üzerinden karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.09.2023 tarihli kararıyla; davacının sürekli işçi kadrosuna geçişi sırasında davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle, belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca hesap yapılması yerinde ise de davacının belirsiz süreli iş sözleşmesinde ücreti, asgari ücretin %11 fazlası olarak belirlenmesine rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda dönem asgari ücretinin %16 fazlası üzerinden yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
F. İlk Derece Mahkemesince Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılamada, bozma gerekleri doğrultusunda alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığını herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini, davacının ücretinin her seneki asgari ücrete yükseltilerek iş sözleşmesindeki oran üzerinden tekrar tespiti talebi ile fark alacak taleplerinin toplu iş sözleşmesine, mevzuata ve Bakanlık görüşlerine aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark alacakların hesap yöntemi hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.