"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 60. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin ortadan kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının Cezayir'deki işyerinde muhtelif şartiyelerde 31.05.2014-03.07.2016 tarihleri arasında aylık net 2.000,00 USD ücretle çalıştığını, iş sözleşmesine 03.07.2016 yılında işveren tarafından son verildiğini, fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve dinî tatillerde çalıştığını ancak alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının çalışmasının 26.03.2016 tarihine kadar sürdüğünü, davacının istifa ederek iş sözleşmesini sonlandırdığını, son ücretinin 1.750,00 USD olduğunu, işvereni ibra ettiğini, fazla çalışma yapmadığını, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 31.05.2014 - 26.03.2016 tarihleri arasında davalı Şirket bünyesinde toplamda 1 yıl 9 ay 26 gün hizmet süresinin bulunduğu, ücretinin 1.750,00 USD olduğu, davalı tarafça davacının istifa ettiği savunulmasına karşın bu belgeye itibar edilmediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacı tarafça ıslah harcı yatırılmadığından dava dilekçesinde talep edilen miktarların hüküm altına alındığı, davacının fazla çalışma yaptığı, ayda 2 hafta tatilinde çalışma yapıldığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışma yapıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı (katılma yoluyla) ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Mahkemece 12.04.2021 tarihinde kendisine bir hafta süre verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, ek dava açmak için süre talebinin de kabul edilmeden esas hakkında karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, hükme esas alınmayan tutarlar üzerinden yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, yatırılması gereken harç tutarının Mahkemece belirlenmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının işten kendi isteği ile 18.06.2016 tarihli dilekçe ile istifa ederek ayrıldığını, bu nedenle hizmet süresinin hatalı belirlendiğini, istifa sebebiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, dosyaya sunulan ibraname ile davacıya 2.158,34 USD ödeme yapılarak tüm alacaklarının ödendiği ve müvekkili Şirketi ibra ettiğini, başkaca alacağı kalmadığını, Mahkemece ibranameye değer verilmemesinin kabul edilemez olduğunu, kıdem tazminatının yabancı para cinsinden hüküm altına alınamayacağını, kıdem tavanı gözetilerek “TL” üzerinden hüküm altına alınması gerektiğini, davacının net olarak hüküm kurulması taleplerine rağmen kıdem ve ihbar tazminatında talebi aşılarak brüt hüküm kurulduğunu, yurt dışında çalışan işçilerin net ücretleri brüte çevrilirken sadece %5 oranında genel sağlık sigortası primi eklenmesine rağmen bilirkişi ek raporunda da bu şekilde tespit yapılmasına karşın, brüt ücret hesabının hatalı olduğunu, % 5 genel sağlık sigortası primi eklenmesi ile birlikte 1.837,50 TL brüt ücret miktarı elde edilmesi gerekirken nasıl belirlendiği belli olmadan 1.842,10 TL yazılmasının hatalı olduğunu, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışması olmadığını, yıllık 270 saat fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğuna dair ek sözleşme hükümlerinin dikkate alınmadığını, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının dönemsel ücretten değil son ücret üzerinden hesaplanmasının doğru olmadığını, yabancı ülkede yapılan tatiller ile davacının Türkiye'de bulunduğu günlerin dışlanmadan hesap yapıldığını, davacı tanığının menfaat birliği içinde olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece davacıya ıslah harcını yatırması için kesin süre verilmesinde hata olmadığı, davacının açacağı ek davanın yargılamanın aşaması itibarıyla birleştirilmesinin beklenmemesinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı, ayrı dava olarak açılmasında bir sakınca olmadığı, davacının süresinde harcının yatırmaması sebebiyle 09.04.2021 tarihli ıslah dilekçesinin harcının yatırılmaması sebebiyle hükme esas alınamayacağı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının 21.06.2021 tarihli ıslah dilekçesindeki tutarlar üzerinden hüküm altına alınması ve davacının tüm taleplerinin kabul edilmiş olması karşısında davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu tutulması gerektiğinin açık olduğu, davacıya ıslah harcı yatırmak için verilen sürenin muhtıra olmaması sebebiyle mahkemece harç tutarının belirtilmesinin gerekmediği, harç yatıracağı tutar kadar dava açmış sayılacağı için, bu tutarın tespitinin Mahkemece belirlenmesinin gerekli olmadığı, davalının istinaf sebeplerinin kaldırma kararı öncesi ile aynı olduğu ve itirazların tamamının kaldırma kararında değerlendirildiği, kaldırıma kararına konu alacaklarında, kaldırma kararına uygun olarak hüküm altına alınması sebebiyle davalının itirazlarının yerinde görülmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ıslah dilekçesinin dikkate alınıp alınamayacağı ile iş sözleşmesinin feshi, ücret miktarı, kıdem ve ihbar tazminatı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma alacağının var olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 maddeleri, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma alacağının, uzun bir süre için hesaplanması ve miktarının yüksek çıkması hâlinde, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre bu alacak kaleminden uygun bir indirim yapılması gerekir. Yapılacak indirim; işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir. Aynı ilke ve esaslar hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti bakımından da geçerlidir.
3. Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının ispatında, dosyaya sunulan "Çalışma düzeni ve ücret tarifeleri" başlıklı belge dikkate alınarak hesaplanan alacaklar herhangi bir indirim uygulanmaksızın hüküm altına alınmıştır. Söz konusu belge incelendiğinde, belge içeriğinde genel olarak işyerindeki çalışma düzenine ve saatlerine yer verildiği anlaşılmakta olup belgenin doğrudan davacının çalışma yaptığı saatlere ve günlere ilişkin olmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; hesaplanan fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarından uygun oranda bir indirim yapıldıktan sonra belirlenecek miktarın hüküm altına alınması yerine yanılgılı değerlendirme ile indirim yapılmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.