Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11389 E. 2024/15626 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının çalıştığı işin Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında olup olmadığı ve buna bağlı olarak fazla mesai ücreti ile kısa çalışma primi taleplerinin dayanağı bulunup bulunmadığı hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucunda davacının çalıştığı işin yönetmelik kapsamında olmadığı, gürültü ve toz ölçümlerinin sınır değerlerin altında kaldığı tespit edilerek davacının fazla mesai ve kısa çalışma primi taleplerinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 14.03.2022 tarihli kararı ile davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Kaldırma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılamada, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait Karadeniz ... Onarım ... Komutanlığındaki marangoz işyerinde çalıştığını, Türk ... Sendikası üyesi olarak işletme toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Günde ancak 7,5 saat çalışılabilecek işler" başlıklı 4 üncü maddesinin "gürültülü işler" başlıklı (p) bendinin "gürültü düzeyi en yüksek maruziyet etkin değerini (8h=85 dB (A)) aşan işler", "Pnömokonyoz yapan tozlu işler" başlıklı (s) bendinin (I) numaralı alt bendinin ise "pnömokonyoz yapan tozların bulunduğu işyerlerindeki işler" hükmünü içerdiğini, işyerinde en son 02.12.2016 tarihinde yapılan iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin ölçümlerde gürültü düzeyi 85 db(A) üzerinde çıktığını, davacının Yönetmelik kapsamında bulunan bir işyerinde çalışmasına rağmen söz konusu madde hükmüne aykırı olarak günde 8,5 saat çalıştırıldığını, benzer durumda olanlar için açılan davaların Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, Yönetmelik'in 7 nci maddesinde Yönetmelik'te sayılan işlerde fazla çalışma yapılamayacağının açıkca düzenlendiğini, toplu iş sözleşmesi hükmüne göre Yargıtayca yapılan fazla çalışmasının karşılığı olan ücretin %80 zamlı olarak ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığını; ayrıca toplu iş sözleşmesinin 52 nci maddesinin "Kısa çalışma primi" başlıklı (c) bendinin de “Verilmesini gerektiren sebeplerin geçici olarak ortadan kalkması halinde tamamen kesilmek, müktesep bir hak sayılmamak ve başkaca bir ödemeyi etkilememek üzere “sağlık kuralları bakımından günde azami yedibuçuk saat veya daha az çalışılması gereken işler hakkında yönetmelik kapsamında istihdam edilen işlerin fiili çalışma sürelerine % 14 kısa çalışma primi ödenir.” hükmünü içerdiğini, Yönetmelik'e göre 7,5 saat kapsamında bir işte çalışmasına rağmen günde 7,5 saat çalıştırılmadığından (8,5 saat çalıştırıldığından) %14 kısa çalışma priminin hiç ödenmediğini, sonuç olarak 7,5 saat çalışması gerektiğinin tespiti ile haksız olarak ödenmeyen günde yarım saat fazla çalışma ve 20.09.2013 tarihinde yürürlüğe giren 24. Dönem ve devamı Toplu İş Sözleşmeleri'nin 52 nci maddesinde belirtilen kısa çalışma priminin temerrüt tarihlerinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının yaptığı işin niteliği gereği Yönetmelik kapsamında olmadığını, işyerinde toz emiş sistemi bulunduğu gibi davacının toz maskesi ve kulaklık ile çalıştığının cevap dilekçesi ekindeki belgeler ile sabit olduğunu, işyerindeki sonulabilir inert toz miktarının sınır değeri 5 mg olmasına rağmen 26.12.2016 tarihinde yapılan ölçümlerde bu değerin 0.92 olarak ölçüldüğü, gürültü seviyesi bakımından yapılan ölçümde ise yalnızca anlık gürültü seviyesinin miktarına yer verildiği, ancak Yönetmelik hükümlerine göre gürültüye maruz kalınan sürenin de dikkate alınması gerektiğini, bu sürenin de günlük 8 saat olarak dikkate alınması gerektiği, yapılan işin niteliği gereği işyerinde bu sınırın aşılmasının da mümkün olmadığını; ayrıca davacı tarafça talep edilen faizin türü ile başlangıç tarihlerine de itiraz ettiklerini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin 14.03.2022 tarihli kaldırma kararı sonrasında işyerinde yapılan keşif ve alınan kök ve ek heyet bilirkişi raporları doğrultusunda, Karadeniz ... Onarım ... Komutanlığı bünyesindeki marangozhanenin yaklaşık 300 metrekare kapalı alanında planya, testere vb. tezgâhları olan ve her bir tezgahta çalışması sırasında oluşan ahşap tozlar için emiş sistemi bulunan atölye niteliğinde olduğu, marangozhanede 2018 yılında 1 kişi, 2019 yılında 2 kişi, 2020 yılından sonra 1 kişi, 2021 yılında 4 kişi ve 2022 yılı itibarıyla tek vardiya 2 personel çalıştığı, sadece davacının tezgah kullanmak için mesleki yeterlilik belgesi olduğu, diğer çalışanın atölye içinde tezgah kullanımı haricinde ve lojmanlardaki doğramaların sökülme/takılmasında yardımcı eleman olarak çalıştığının taraflarca teyit edildiği, davacı tarafça emsal olarak sunulan 10 ayrı raporda İstanbul Tersanesi Komutanlığı bünyesindeki silah fabrikası, boru fabrikası, tesviye fabrikası gibi yoğun gürültü altında çalışılan üretime dayalı işyerlerinde günlük maruziyet ölçüm değerlerinin 90-134 dB(A) civarında olduğu fabrikalar olduğunun belirtildiği; ancak somut uyuşmazlıktaki işyerinin bu nitelikte olmadığından diğer dosyalardaki raporların emsal olarak değerlendirileremeyeceği, işyerinde bilirkişi heyeti tarafından yapılan ölçümler ve 10.12.2021 tarihli ...Komutanlığınca ... Üyesi A... Danışmanlık Mühendislik firmasına yaptırılan 29 sayfalık iş sağlığı ve güvenliği ölçüm ve analiz raporunun da değerlendirilmesiyle suretiyle davalı işyerinde yapılan işlerin Yönetmelik kapsamına girmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava 2018 yılında açılmasına rağmen İlk Derece Mahkemesi tarafından hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında yapılan değerlendirmelerde dava tarihinden sonra 2021 yılında işveren tarafından yaptırılan gürültü ölçüm değerlerinin esas alınmasının hatalı olduğunu, kararın gerekçesinde toz riski bakımından hiçbir değerlendirmeye de yer verilmediğini, davanın açıldığı tarihte dava konusu işyerinde yapılan en son 2016 yılında gürültü ölçümü yapıldığını ve bu ölçümde müvekkilinin gürültü maruziyet seviyesinin 85 dB(A) üzerinde olduğunun tespit edildiğini, söz konusu raporun değerlendirmeye esas alınması gerektiğini, bilirkişiler tarafından ölçümlerin usulsüz şekilde yapıldığını, bu yüzden raporların hükme esas alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 14.03.2022 tarihli kaldırma kararından sonra talimat mahkemesi vasıtasıyla mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ile bilirkişi heyetinden asıl ve itiraz üzerine ek rapor aldırıldığı, aldırılan raporlara göre çalışılan ortamdaki gürültü ölçümünün sınır değerin altında bulunduğu, toz ölçüm sonuçlarının sınır değerlerleri aşmadığı hususlarının davalı işveren tarafından yaptırılan ölçüm sonuçlarının da değerlendirilip dikkate alınması suretiyle belirlendiği, davacının çalıştığı marangozhane atölyesinde yapılan işlerin Yönetmelik kapsamına giren işlerden olmadığı belirlendiğinden davacının davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının Yönetmelik kapsamına giren işlerde çalışıp çalışmadığı, buna göre kısa çalışma primi ve fazla çalışma alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.16.07.2013 tarih ve 28709 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe Yönetmelik hükümleri.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.