"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1284 E., 2024/1513 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 40. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/203 E., 2024/134 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılara ait Rusya'da bulunan şantiyelerinde 07.05.2013-30.06.2015 tarihleri arasında ekskavatör operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin bildirimsiz ve haksız olarak fesih edildiğini, iş sözleşmesi imzalandığı anda ücretlerin 1.800,00 USD olduğunu ve iş sözleşmesinin sonlandığı esnada sistemin değiştirilerek saat başı üzerinden ücretlerin ödendiğini, barınma ve yemeğin işveren tarafından karşılandığını, çalışma saatlerinin 08.00-19.00 olduğunu, ancak bir çok kez 22.00-23.00' e kadar çalıştırıldığını, 15 günde bir hafta tatili olduğunu, dinî bayramların ilk günü haricinde diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştırıldığını, davalı Şirketler arasında organik bağ olması hasebiyle işçilik alacaklarından müteselsilen sorumlu olduklarını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacı işçinin kendi işçileri olmadığını, işin yapıldığı yer mahkemeleri yetkili olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, davacının hangi ülkelerde ne süre ile çalıştığının belli olmadığını, usulen hasımların sayısının ve kimliklerinin açıkça yazılması, husumetin işçinin çalıştığı şirkete yöneltilmesi gerektiğini, hizmet tespiti anlamında Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) sözleşmelerinin istenmesi gerektiğini, dava dilekçesi ekinde olduğu iddia edilen belgeler kendilerine tebliğ edilmediğinden beyanda bulunma ve delil sunma hakkını saklı tuttuklarını, dava konusu edilen tüm alacak kalemlerinin varlığına itiraz ettiklerini, kabul anlamına gelmemek üzere tüm alacak kalemleri için zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının alacak kalemlerinin çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini, iddia edilen ücretin taraflarca kabul edilmediğini, hizmet tespiti yapılırken davacı tarafından iddia edilen çalışma sürelerinde resmî kayıtlar ile çakışan sürelerin olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğini, davacının topluluk sigortası veya isteğe bağlı sigortalı olup olmadığının sorulması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesi ekinde olduğu iddia edilen belgeler müvekkili Şirkete tebliğ edilmediğinden bu belgelere beyan ve delil sunma haklarını saklı tuttuklarını, çalışmanın Rusya'da geçmesinden dolayı Türkiye'de kaydı bulunmadığını, hizmet tespiti noktasında İŞKUR'a müzekkere yazılması gerektiğini, işçilik alacaklarının Rusya Federasyonu hukukuna göre değerlendirilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacının belirli süreli hizmet sözleşmesi ile çalıştığından ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, çalışma yurt dışında olduğundan ücretin brüte çevrilmemesi gerektiğini, davacının topluluk sigortası veya isteğe bağlı sigortalı olup olmadığının sorulması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının aralarında organik bağ olduğu değerlendirilen davalılar nezdinde toplam 2 yıl 15 gün süre ile iş makinesi operatörü olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı neden bulunmaksızın feshedildiği, Rusya iş hukukuna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, banka kayıtları, emsal araştırma sonuçları ve tanık beyanları dikkate alındığında; yapılan iş kapsamında davacının aylık 1.800,00 TL (net) ücret ile çalıştığı, 09.11.2023 tarihli hesap raporunun dosya içeriğine uygun olduğu, davacının yabancı hukuka göre zamanaşımı süresini bilmemesi ve davalı işverence de bu hususta aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunun geçerli bir neden olarak kabul görmesi gerektiği, Rusya iş mevzuatı uyarınca, geçerli bir neden var ise sürenin mahkeme tarafından yeniden başlatılacağının düzenlendiği görülmekle, davalı yanın zamanaşımına ilişkin def'i ve itirazlarına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde:
a. Uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini,
b. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda zamanaşımı süresinin hatalı olarak değerlendirilip uygulandığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (Vahit Doğan, Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; Gülin Güngör, Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2 ve 8. maddelerinin bir gereğidir.
Dairemizce daha önce bazı kararlarda, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392. maddesinde sözü edilen sürelerin, hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Somut olayda dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de Bölge Adliye Mahkemesince, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297/2 hükmüne göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, hüküm yerinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğinin yazılması hatalıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (B) numaralı bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "HAK DÜRÜCÜ SÜRE NEDENİYLE" ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.