"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/647 E., 2024/258 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Sağlık Bakanlığına bağlı Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde işçi olarak çalıştığını, müvekkilinin Erzurum Yakutiye Belediye Başkanlığında 2003 tarihinden itibaren işçi olarak çalışmaktayken Belediyelerin kapatılması veya ihtiyaç fazlası başka kurumlara devrine ilişkin kanunlara göre 2010 yılında Sağlık Bakanlığına devredilerek Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde atamasının yapıldığını ve bu işkolunda kurulu Türkiye Sağlık-İş Sendikasına 14.12.2012 tarihinde üye olduğunu, üyeliğinin 20.12.2012 tarihinde kabul edilerek 21.12.2012 tarih ve 2197 sayılı yazı ile Hastaneye bildirildiğini, müvekkilinin fark alacakları için Ankara 21. İş Mahkemesinin 2017/655 Esas sayılı dosyası ile ücret zammı farkı, ilave tediye farkı, hizmet zammı farkı talepleri ile 13.11.2017 tarihinde dava açıldığını ve bu dosyada 13.11.2017 tarihine kadar olan alacaklarının hesaplandığını, müvekkilinin yevmiyesinin ilk dava tarihi itibarıyla 111,97 TL olarak hesaplandığını ileri sürerek bu dosya ile tespit edilen yevmiye üzerinden hesaplanacak fark ücret, ikramiye, ilave tediye ve hizmet zammı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacak kalemlerinin zamanaşına uğradığını, davacıya nakil bildiriminde belirtilen yevmiyeye göre ödemelerin yapıldığını, davalı Kurum işbu dava ile temerrüde düşürüldüğünden talep edilen faiz başlangıç tarihlerine ve faiz türüne itiraz ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2021 tarihli kararı ile; davacının 07.07.2003 tarihinden itibaren Hizmet-İş Sendikası üyesi olduğu ve toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yaralanması gerektiğinin anlaşıldığı, davacıya çalıştığı sürede toplu iş sözleşmesi ücret zamlarının tam olarak uygulanmadığı, 13.11.2017-14.11.2019 döneminde ücretine uygulanması gereken farklar belirlenerek alacakların hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 09.02.2023 tarihli kararıyla; davacının 2010 yılında Sağlık Bakanlığına devredilerek Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine atamasının yapıldığı ve bu işkolunda kurulu Türkiye Sağlık-İş Sendikasına 14.12.2012 tarihinde üye olduğu, üyeliğinin 21.12.2012 tarih ve 2197 sayılı yazı ile aynı Hastaneye bildirildiği, fark alacaklar için Ankara 21. İş Mahkemesinin 2017/655 Esas sayılı dosyası ile 13.11.2017 tarihinde dava açıldığı ve bu dosyada 13.11.2017 tarihine kadar olan alacaklarının hesaplandığı, davacının yevmiyesinin ilk dava tarihi itibarıyla 111,97 TL olarak hesaplandığı, Ankara 21. İş Mahkemesinin 2017/665 Esas sayılı dosyasında tespit edilen yevmiye dikkate alınarak toplu iş sözleşmesindeki ücret zammı maddelerindeki zam oranları gözetilerek 13.11.2017 tarihinden itibaren hesaplanan fark alacakların hüküm altına alındığı, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 18.10.2023 tarihli ilâmı ile; somut dosya ile aynı gün incelemesi yapılan Dairemizin 2023/15053 Esas, 2023/15331 Karar sayılı dosyasında davacının 13.11.2017 tarihindeki yevmiyesinin 107,19 TL olarak belirlendiği, henüz kesinleşmemiş olan Ankara 21. İş Mahkemesinin 2017/665 Esas sayılı dosyasında tespit edilen ücretin esas alınmak suretiyle karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davacın Sağlık Bakanlığında çalışmaya başladığı tarih ile Sağlık İş Sendikasına üye olduğu tarih arasında Hizmet İş Sendikasıyla imzalanan toplu iş sözleşmesinden faydalanması gerektiğini, emsal davaların iddialarını destekler nitelikte olduğunu, bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamaları kabul etmediklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının dava dilekçesinde talep ettiği alacaklara hak kazanamayacağını, davacının çalışma şartları, ünvan ile mali ve sosyal hakları kabul ederek ve bilgisi olarak kadro talebinde bulunduğunu ve şartları taşıdığı dikkate alınarak sürekli işçi kadrosuna geçtiğini, davacıya gerekli tüm ödemelerin tam ve zamanında yapıldığını ve alacağının bulunmadığını, davacının sendika üyesi olup olmadığının, üye ise sendikaya üyelik tarihinin, iş sözleşmesinin sona erip ermediğinin ve dayanışma aidatının ödenip ödenmediği hususlarının tespitinin gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların hesaplanmasında dikkate alınacak yevmiyenin belirlenmesi ve anılan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde, dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir.
3. Somut uyuşmazlıkta toplu iş sözleşmesi ve bireysel iş sözleşmesi hükümleri değerlendirildiğinde; ücret alacağı bakımından kesin bir vade belirlenmediğinden kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez. Buna göre davacının talebi de dikkate alındığında, talep konusu alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince temerrüt tarihinin hangi tarih olduğu açıkça belirtilmeksizin infazda tereddüt yaratacak şekilde "bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren" faize hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın tüm, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerinde yer alan “04/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihlerinden itibaren” ibaresinin çıkartılarak yerine "arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 29.11.2019 tarihinden itibaren” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.