Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11593 E. 2024/13596 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşçinin iş akdinin feshedilmesi nedeniyle açtığı belirsiz alacak davasında, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin miktarının belirlenmesine ve faiz, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına aykırı olarak, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerini kabul etmesi, fazla çalışma sürelerinin ve diğer alacakların hesabında eksiklikler bulunması, faiz ve vekâlet ücretine ilişkin hataların devam etmesi ve yargılama giderlerinin paylaştırılmasında isabetsizliklerin bulunması gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı asıl işveren Millî Eğitim Bakanlığına bağlı ... ... Yatılı Bölge İlköğretim Okulunda ihale ile temizlik, yemek, kalorifer bakım ve yakma hizmetleri satın alınan alt işverenler nezdinde okul temizliği, öğrencilere üç öğün yemek dağıtımı vb. işlerde hizmetli olarak çalıştığını, okulda yatılı olarak kaldığını ve 14 günde bir evine gidebildiğini, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, hafta tatili, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Millî Eğitim Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; iddia edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili İdare ile davacı arasında imzalanan bir iş sözleşmesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... İnşaat Yemek ... İnsan Kaynakları San. Tic. Ltd. Şti. (Şirket) yetkilisi cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 24.06.2015 tarihli ve 2013/152 Esas, 2015/103 Karar sayılı kararı ile; davalı Bakanlığın asıl işveren konumunda bulunduğu, diğer davalının ise alt işveren konumunda olduğu, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davacının yaptığı işin mevsimlik iş niteliğinde olduğu ve davacının yıllık ücretli izin hakkı olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11.12.2018 tarihli ve 2018/15348 Esas, 2018/26886 Karar sayılı kararıyla; dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti talebinin belirsiz alacak davasının konusunu oluşturmayacağı, söz konusu taleplere yönelik davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, davacının fiilen yaptığı iş veya işler, bunların ne şekilde yapıldığı, okulun hangi bölümlerini kapsadığı, çalışılan işyerinin kapsam ve kapasitesi, vardiya veya nöbet sisteminin bulunup bulunmadığı hususları tespit edilmeksizin dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hakkında karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtayın bozma kararında belirttiği kıdem ve ihbar tazminatının belirsiz alacak davası olarak açılması hâlinde hukuki yarar yokluğundan reddedilmesine ilişkin görüşünü değiştirmesi sebebiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verildiği; ayrıca bozma kararı sonrası alınan 19.03.2021 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalara itibar edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; Mahkemece hukuka aykırı bir şekilde eksiklikler içeren bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalılar yararına ayrı ayrı vekâlet ücreti verilemeyeceğini, faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Şirket vekili; bozmaya aykırı şekilde hüküm kurulduğunu, davacı tanıklarının davacı ile menfaat birliği içinde olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden indirim yapılmamasının hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

3. Davalı Millî Eğitim Bakanlığı vekili; müvekkili İdare ile davacı arasında imzalanan bir iş sözleşmesinin bulunmadığını, davacının iddia ettiği fazla çalışma ücretini hak etmediğini, Yargıtay bozma kararına uyulmasına rağmen kurulan hükmün direnme niteliği taşıdığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; bozma kararının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve bu alacaklara yürütülen faiz ile vekâlet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 44, 46, 47, 63 ve 68 inci maddeleri.

3. Dairemizin 15.06.2020 tarihli ve 2020/1451 Esas, 2020/5501 Karar sayılı kararında usuli kazanılmış hak kavramı şöyle açıklanmıştır:

"...

Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay'ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir hüküm kuramaz. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11.12.2018 tarihli bozma kararında davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin taleplerinin belirsiz alacak davasının konusunu oluşturmayacağından söz konusu taleplere yönelik davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına rağmen bozma gereği yerine getirilmeksizin davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı taleplerinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.

3. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11.12.2018 tarihli bozma ilâmında; ... ... Yatılı Bölge İlköğretim Okulunda davalı alt işveren Şirket işçisi olarak okul temizliği, temizlik, yemek dağıtımı ve okul çevre düzenlemesine ilişkin bakım ve temizlik işlerinde hizmetli olarak çalıştığını iddia eden davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkin taraflar arasında mevcut uyuşmazlığın giderilebilmesi için davacı işçinin fiilen yaptığı iş veya işlerin neler olduğu, bunların ne şekilde yapıldığı, okulun hangi bölümlerini kapsadığı, çalışılan işyerinin kapasitesi, vardiya veya nöbet sisteminin bulunup bulunmadığı hususlarının tespit edilerek çalışma şartlarının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

4. Mahkemece bozmaya uyularak toplanan deliller ve bilirkişiden alınan ek rapor neticesine göre; davacının işyerinde haftanın 6 günü 06.00-20.00 saatleri arasında çalıştığı ancak Yargıtay içtihatlarına göre günlük fazla çalışmasının 3 saati aşamayacağından haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı, iki haftada 1 gün hafta tatili kullandığı, tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasını sürdürdüğü kabul edilmiştir. Ne var ki Dairemizin 2021/7089 Esasına kayıtlı olarak temyiz incelemesi yapılan ve davacı işçi ile birlikte aynı işyerinde çalışan .... isimli başka bir işçinin dosyasında, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; söz konusu işçinin bir hafta haftada 7 gün çalışarak haftalık 21 saat, diğer haftada 5 gün çalışarak haftalık 10 saat fazla çalışma yaptığı değerlendirmesiyle hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.

5. Dosya kapsamı içerisinde davalı Şirket yetkilisi ..., işyerinin 800 öğrenci kapasiteli yatılı okul olduğu, çalıştırılan işçi sayısının yeterli olmaması nedeniyle çalışanların fazla çalışma yapmak durumunda kaldıkları, işçilerin 15 günde bir dönüşümlü olarak izne ayrıldıkları, cuma günü öğleden sonra ile pazartesi sabahı arasında 2,5 gün izinli oldukları yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür.

6. Dosya içeriğinde yer alan hizmet alım sözleşmeleri incelendiğinde ise 2009 yılı ihalesinde 4 kaloriferci, 2 aşçı ve 15 temizlik işçisi; 2010 yılı ihalesinde 2 kaloriferci, 2 aşçı ve 12 temizlik işçisi; 2011 ve 2012 ihalelerinde 18 personel; 2013 yılı ihalesinde ise 12 personel çalıştırılmasına dair hizmet alımlarının yapıldığı tespit edilmektedir.

7. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; 800 öğrenci kapasiteli yatılı bölge ilköğretim okulu olan davalı işyerinde okulların kapalı olduğu yaz tatilleri haricinde çalışan davacının, hizmet alım sözleşmelerinde belirlenen sayıda diğer işçilerle birlikte işyerinde yatılı kalarak ve dava dilekçesindeki beyan dikkate alındığında iki haftada bir cuma günleri çalışma bitiminden pazartesi günleri çalışma saatine dek izin kullanmak suretiyle, 06.30-19.00 saatleri arasında çalıştığı gözetilerek hüküm kurulması gerekir.

8. Ayrıca bozmadan önce dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından indirim yapıldığı hâlde, bozma sonrası hükme esas alınan 19.03.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda tanık beyanlarına göre hesaplanan miktarlardan indirim yapılmaması da hatalıdır.

9. Diğer taraftan davacının, dava konusu fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışma alacakları bakımından davasını belirsiz alacak davası türünde açmış olmasına rağmen söz konusu alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmetmek gerektiği hâlde anılan alacakların bir bölümüne dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmiştir. Belirsiz alacak olarak talep edilen alacaklarda dava açıldıktan sonra yargılama esnasında artırılan alacak miktarları bakımından zamanaşımı süreleri işlemeyeceği gibi artırılan miktar bakımından faize hükmedilirken de kısmi davadan farklı olarak tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceği gözetilmeksizin karar verilmesi de isabetli olmamıştır.

10. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11.12.2018 tarihli bozma kararında davalılar yönünden ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin ve davalı Millî Eğitim Bakanlığının harçtan muaf olduğu ifade edildiği hâlde, davacı tarafça peşin yatırılan toplam 489,84 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmesine rağmen, aynı hataların bozma sonrası verilen hükümde de tekrar edilmesi ayrı bir bozma sebebidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde davacı ile davalı Şirkete iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.