Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11786 E. 2024/16124 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip feshetmediği, kıdem tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine ilişkin zamanaşımı def'inin olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin istifa dilekçesindeki gerekçenin haklı fesih nedeni oluşturmadığı, diğer haklı fesih iddialarını ispatlayamadığı ve fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine ilişkin zamanaşımı süresinin geçtiği değerlendirilerek, mahkeme kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 11.04.2009 tarihinden itibaren günlük 12 saatlik vardiyalar hâlinde, hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, sigorta primlerinin düşük gösterildiğini, müvekkiline psikolojik taciz (mobbing) uygulandığını, iş sözleşmesini haklı fesih koşularının oluştuğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; tazminat ve alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 21.10.2013 tarihinde işverene çektiği ihtarname ile okula başlayan çocuğunun olması ve okula gidip gelme saatlerinin kendisininki ile uyuşmaması nedeni ile istifa ederek işten ayrıldığını, Şirket bünyesinde ödenmeyen alacağı bulunmadığını, dürüstlük kuralına aykırı şekilde uzun yıllar sonra haklı fesih gerekçesi yaratmaya çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesininin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çocuğunun okula başlaması nedeni ile istifa ederek işten ayrıldığı, makul süre geçtikten sonra dava açtığı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin zamanaşımına uğradığı, sırf yıllık izin ücreti yönünden yargılamaya devam edilmesinin usul ekonomisine uygun olmadığından eldeki dosyadan tefrik edildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesinin, delilleri toplamadan, eksik inceleme ile gerekçeli karar haklarını ihlal ederek karar verdiğini, davacının iradesini yansıtmayan istifa dilekçesine itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının birden fazla haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshettiğini, günlük 12 saatlik vardiyalar hâlinde, hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, sigorta primlerinin düşük gösterildiğini, psikolojik taciz uygulandığını, davacıya okuma fırsatı tanınmadan belge imzalatıldığını, uzun yıllar davalı işyerinde çalıştığını, istifa ederek ayrılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, dilekçenin matbu olarak yazdırıldığını, emsal Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, kıdem tazminatının on yılık zamanaşımı süresine tâbi olduğundan bu süre içerisinde talep edilebileceğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, noter ihtarında fesih sebebi olarak, çocuğunun okula başlaması ve çocuğunun okula gidiş geliş saatleri ile çalışma saatlerinin çakışmasını bildirdiği, ihtarnamede bildirdiği fesih sebebi ile bağlı olduğu ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi kapsamında haklı bir fesih sebebine dayanmadığı, psikolojik taciz uygulandığını ispatlayamadığı, dava ile fesih iradesine haklılık kazandırma çabası içine girdiği anlaşıldığından kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve fazla çalışma ücreti yönünden zamanaşımı süresinin hak kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl olduğu, dava tarihi itibarıyla bu alacaklar yönünden beş yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan anılan alacakların reddedilmesi ve davanın reddedilmiş olmasına göre yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde haklı nedenle sona erdirilip erdirilmediği, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresinin geçip geçmediği hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 32, 41, 44 ve 46 ncı maddeleri.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147 nci maddesinin birinci bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.