Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11787 E. 2024/16227 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında çalıştığı süre boyunca tahakkuk ettiğini iddia ettiği işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun zamanaşımı hükümleri uygulanarak, iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı olmayan alacaklar için her bir aya ait alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren bir yıllık zamanaşımı süresinin işleyeceği, iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı alacaklar için ise kısmi dava açılması ve ıslah edilmesi durumunda ıslah tarihinden itibaren zamanaşımı değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 45. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, somut uyuşmazlıkta reddedilen ve davacı tarafından temyize konu edilen toplam miktar Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihindeki...efektif satış kuruna göre 13.286,29 TL olup belirtilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 14.07.2019-15.08.2020 tarihleri arasında yurt dışında bulunan işyerinde demirci formeni olarak aylık net 2.000,00 USD ücret karşılığında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak işveren tarafından feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette çalışmadığını, zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, iddia edilen ücretin çok fahiş olduğunu, belirli süreli istihdam sağlandığını, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacının fazla çalışma ve hafta tatili alacağı olmadığını, davacının yurt dışında çalışması sebebiyle uyuşmazlığın çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı işçinin davalı işveren nezdinde formen olarak çalışmakta iken davalı tarafından 15.08.2020 tarihinde işten çıkarıldığı, feshin haklı ve geçerli nedene dayandığının davalı tarafça ispat edilemediği, bu doğrultuda davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunduğu, davacının 14 gün yıllık izin alacağı olduğu, banka kayıtları incelendiğinde ödenmeyen ücret alacağı olduğunun tespit edildiği, davacının haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı, ayda iki defa hafta tatilinde çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yaptığı, İŞKUR'a yazılan müzekkere cevabında yurt dışı sözleşmesine rastlanmadığı, bu nedenle taraflar arasında herhangi bir hukuk seçimi bulunmadığı, bu durumda davaya konu uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili ile davacının çalıştığı Şirket arasında organik bağ bulunmadığını, hizmet süresi tespitinin hatalı olduğunu, yurtdışı giriş-çıkış kayıtlarının tek başına hizmet süresinin tespitine yeterli olamayacağını, ücret tespitinin hatalı olduğunu, davacının hiç bir zaman 2.000,00 USD ücretle çalışmadığını, tanık beyanlarında 3,20 USD/saat ücretinin dikkate alınmayarak 4,80 USD/saat üzerinden yapılan hesaplamanın anlaşılamadığını, iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, hatalı tespit edilen ücrete dayanılarak ücret alacağı kabulünün mümkün olamayacağını, tanıkların fazla çalışma ücretinin ödendiğini beyan ettiğini, ulusal bayram ve genel tatil günleri tespitinde Rusya'nın ulusal bayram ve tatil günlerinin dikkate alınmasının gerektiğini, Türkiye'de bulunduğu sürelerin yıllık izinde geçen süreler olarak kabul edilmesinin gerektiğini, yapılan indirimin düşük olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı işverenin Rusya'da bulunan şantiyelerinde demirci formeni olarak çalıştığı, daha sıkı ilişkili hukukun Türk hukuku olmadığı bu nedenle uyuşmazlığa mutad işyeri hukuku olan Rusya hukukunun uygulanması gerektiği davacının yurtdışı giriş-çıkış kayıtları gereğince 14.07.2019-15.08.2020 tarihleri arasında çalıştığı, banka kayıtları, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde ücret tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu davalıya husumet yöneltilmesinde bir hatanın bulunmadığı, tanık beyanları değerlendirilerek Rusya Federasyonu İş Kanunu'na göre belirlenen fazla çalışma, hafta tatili alacağının dosya kapsamına uygun olduğu, davacının yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu, taleplerin zamanaşımına uğramadığının anlaşıldığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'na göre yapılan hesaplama doğrultusunda davacının talebiyle bağlı kalınarak alacakların hüküm altına alındığı belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davacı vekilinin temyiz istemi kesinlik sınırı nedeniyle reddedildiğinden temyiz nedenlerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; Rusya Federasyonu İş Kanunu'na göre davanın süresinde açılıp açılmadığı, husumet, zamanaşımı, hizmet süresi ve aylık ücret miktarının tespiti, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2, 5, 8, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri.

3. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 81, 91, 108, 111, 112, 152, 153, 178 ve 180 nci maddeleri ile ilgili diğer hükümleri.

4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315;..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

3. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde sözü edilen süreler, zamanaşımı süresi niteliğindedir. Söz konusu Kanun'un 392 nci maddesinin son fıkrasında, maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda mahkeme tarafından tekrar başlatılabileceği düzenlenmiştir. Kanun'un mahkemeler tarafından uygulanmasına ilişkin olarak Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesinin verdiği 29.05.2018 tarihli ve 15 sayılı kararda; Kanun'un 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin işçi tarafından kaçırılması ve geçerli nedenlerin beyan edilmesi durumunda mahkemece sürelerin yeniden verilebileceği, geçerli nedenlerin ise işçinin hastalığı, mücbir sebepler nedeniyle mahkemeye gidememesi, ağır hasta aile bireylerinin bakım ihtiyacı gibi bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma süresini objektif olarak engelleyen koşullar olabileceği açıklanmıştır. Bu objektif koşulların işçi bakımından mevcut olup olmadığı her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

4. Somut uyuşmazlıkta, davacının Rusya hukukuna tâbi çalışmasının sona erdiği tarihte yürürlükte olan Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi uyarınca uygulanması gereken zamanaşımı süresi bir yıldır. Davacı tarafça mahkemeye başvurma süresini objektif olarak engelleyen koşulların (geçerli nedenlerin) varlığı iddia ve ispat edilmediğinden talep edilen alacaklar bakımından bir yıllık zamanaşımı süresinin dolup dolmadığına göre değerlendirme yapılmalıdır.

5. Öncelikle iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı olmayan ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve hafta tatili ücretleri belirsiz alacak olarak talep edilmiş olup bu alacaklar bakımından zamanaşımı süresi her bir aya ait alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren bir yıldır. Dosya kapsamından iş sözleşmesinin 15.08.2020 tarihinde sona erdiği, davanın ise 20.11.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf cevap dilekçesinde usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunmuş ise de Mahkemece davaya karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i dikkate alınmadan karar verilmiştir. Açıklanan sebeplerle ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ile hafta tatili ücretlerinin her bir aya ait alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren bir yıllık (pandemi ve arabuluculukta duran süreler de dikkate alınarak) sürenin geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

6. Kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti ve ücret alacakları yönünden ise dava, kısmi dava şeklinde açılmıştır. Davacı vekili, 14.10.2022 tarihli dilekçesi ile söz konusu taleplerini ıslah etmiş; davalı vekili ise 19.10.2022 havale tarihli dilekçesi ile yasal süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Buna göre, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti ve ücret alacakları yönünden dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresi dolmamış ise de ıslah tarihi olan 14.10.2022 tarihi itibarıyla bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmaktadır. Şu hâlde davalı tarafın ıslaha karşı zamanaşımı def'ine değer verilerek ıslaha tâbi alacak miktarlarının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmelidir. Mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı savunması dikkate alınmadan karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

B. Davalı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.