"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ahşap kalıpçısı olarak 14.11.2006-22.02.2014 tarihleri arasında yurtdışı iş sözleşmesi ile davalının Rusya'da bulunan şantiyelerinde en son saatlik 5.000,00 USD ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 18.12.2018 tarihli birleşen davaya ilişkin dava dilekçesinde; müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları ile yıllık izin ücret alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi 2016/278 Esas sayılı dosyası ile kısmi alacak davası açıldığını; ancak yargılamanın uzaması nedeniyle fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının zamanaşımına uğrama tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını, bu sebeple İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü 2017/16514 Esas sayılı dosyası ile davalı tarafa karşı 07.06.2017 tarihinde 2.000,00 USD fazla çalışma alacağı ve 750,00 USD hafta tatili alacağı için toplam 2.750,00 USD'lik ilâmsız icra takibi başlattıklarını ancak davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde; davacının davalı işyerinde kesintisiz çalışması bulunmadığını, çalışmasının aralıklı olduğunu, davacının 1 yılı doldurmayan çalışmaları yönünden kıdem tazminatına hak kazanamayacağını ayrıca istifa ettiği dönemlerin bulunduğunu, ücretinin brüt 1.459,46 TL olduğunu, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının fazla çalışma yapmadığını, işyerinde resmî ve dinî bayramlarda çalışma yapılmadığını, yıllık izinlerin tam olarak kullandırıldığını, hafta tatili iznini de kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; tarafları ve konusu aynı olan davanın derdest olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli kararı ile; asıl dava bakımından davacının iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde feshedildiğinin davalı işverence ispatlanamadığı, tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı ve hafta tatili günleri ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışma yaptığı ayrıca davalı işverence sunulan belgelere göre davacının kullanmadığı 70 günlük yıllık izninin bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, birleşen dava bakımından ise derdestlik dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 18.05.2023 tarihli kararı ile; davacının ücret tespitinde hata olmadığı, emsal dosya içeriklerine göre de barınma ve yemek ücreti bedeli 200,00 USD eklenmesinin yerinde olduğu, davacının iş sözleşmesinin haklı sebep bildirilmeden feshedildiği ve çalışma dönemleri arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin de dolmadığı, davacının aralıklı çalışmalarının birleştirilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklısı olduğu ve kullanmadığı yıllık izinlerinin bulunduğu, asıl davada davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinde hata bulunmadığı; birleşen dava bakımından ise, asıl davanın kısmi olduğu ve bakiye alacaklar için yeniden dava açılması durumunda derdestliğin söz konusu olmayacağı ancak birleşen davada zamanaşımı def'i ileri sürüldüğü bu nedenle birleşen davada talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığı, buna göre davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken usulden reddine karar verilmesinde hata olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz istemlerinde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 05.12.2023 tarihli kararı ile; davacının birleşen dosyaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine, davalının ise asıl dava bakımından diğer temyiz nedenlerinin reddine karar verildikten sonra dinlenen tanıkların çalıştıklarını beyan ettikleri sürelere göre hafta tatili, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması hesaplanan dönemin tamamında çalışma koşullarını bilemeyeceklerinin anlaşıldığı, söz konusu alacakların davacı tanıklarının davacıyla birlikte ortak çalışma dönemi ile sınırlı olarak belirlenen dönem yönünden ispatlandığı ve uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan bir ülkede çalışan davacının ücreti brütleştirilirken yalnızca %5 oranında genel sağlık primi eklenmek suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği gerekçe gösterilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanıkların görgüye dayalı beyanlarının davacı ile birlikte ortak çalışma dönemini kapsadığı, tanık beyanlarının yalnızca bu dönem yönünden dikkate alınarak hesaplama yapıldığı ve bozma ilâmı doğrultusunda davacının ücretinin brütleştirildiği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının istifa ettiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, tespit edilen ücret seviyesinin fahiş olduğunu, giydirilmiş ücretin hatalı tespit edildiğini, fazla çalışma hesabının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı ile tanıklar arasında menfaat birliği bulunduğunu, tanıkların beyanlarının kendi çalışma dönemleri bakımından geçerli olacağını, davalı işyerinde resmî ve dinî bayram günlerinde çalışma uygulaması bulunmadığını, işçilere hafta tatili dâhil olmak üzere tüm yasal izinlerin kullandırıldığını, ıslahtan sonra zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ispatı ve hesaplanması ile yurt dışında çalışan davacıya ödenen aylık brüt ücretin tespiti hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 24 ve 27 nci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.
3. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesi.
4. 5510 sayılı Kanun'un 5 inci ve 81 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.