Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11802 E. 2025/196 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan işçilik alacakları davasında, alacağın Türk Lirası veya Amerikan Doları üzerinden hüküm altına alınıp alınmayacağı ve davalı tarafından açılan karşı davanın açılmamış sayılıp sayılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının Türk Lirası cinsinden icra takibi başlatmış olması ve dava türünü sonradan ıslah yoluyla değiştirmiş olsa dahi ilk seçiminden dönemeyeceği, karşı davanın ise davalı vekilinin iki celseye katılmaması nedeniyle açılmamış sayılmasının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1985 E., 2024/1727 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. İş Mahkemesi

SAYISI : 2016/16 E., 2023/85 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Asıl davada hükmedilen ve davalı-karşı davacı tarafça temyize konu edilen miktar 37.019,73 TL olup bu miktarın, karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz isteminin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-karşı davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Kanun'un 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile davacı-karşı davalının asıl davaya yönelik ve davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafça ödenmeyen 120.000,00 Ruble (4.000,00 USD) ücret alacağı bulunduğunu, sözleşme ile 3 ay önceden haberdar etme şartı nedeni ile 3 aylık ücret alacağı bulunduğunu, keşide edilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2009/4924 dosya numaralı icra takibine de kötüniyetle itiraz edildiğini beyan etmiş; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde; davacının davalı Şirketi zarara uğrattığını, kendisine gönderilen 50.000,00 USD'nin bir kısmının hesabını hâlen veremediğini, davacının üzerinde bulunan Şirket parası ve davacının Şirketi zarara uğratması nedeniyle 25.000,00 TL'nin yasal faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-karşı davacı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacının üst düzey bir çalışan olduğunu, çalışma dönemine ilişkin tüm ücret ve haklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiği, Şubat 2009 ayı için davacının talebiyle bağlı kalınarak 4.000,00 USD, Mart 2009 ayı için 20 günlük olmak üzere 3.333,33 USD toplamı 7.333,33 USD'nin takip tarihi itibarıyla kur karşılığının 12.155,73 TL'ye tekabül ettiği ve davalının bu bedeli davacıya ödediğini ispat edemediği, cezai şart olan 15.000,00 USD'nin TL olarak karşılığının 24.864,00 TL olduğu, davacının bu alacak kalemine hak kazandığı, davacının masraf alacağı olduğuna ilişkin tespite yarar herhangi bir bilginin dosyada yer almadığı, davacının bu alacak kalemine hak kazanamadığı, davacının 19.12.2022 tarihli tam ıslah dilekçesi ile davanın türünün alacak davası olarak değiştirilerek dava müddeabihinin 25.226,00 USD olarak talep edildiği, dava türünün alacak davası olarak değiştirilmesine itibar edildiği, ancak davacı tercih hakkını kullanarak Türk lirası cinsinden takip başlattığından davanın tam ıslahı yoluyla dahi bu seçiminden dönemeyeceği; karşı dava yönünden ise karşı davacı tarafından 04.12.2012 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırıldığı, karşı davacı vekilinin 29.03.2013 tarihli celseye de mazeretsiz olarak katılmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde; alacakların tam ıslah dilekçesi doğrultusunda döviz cinsinden hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı-karşı davacı vekili karşı davaya yönelik temyiz dilekçesinde; ceza dosyasındaki bilirkişi raporunda hesaplama hatası yapıldığını, bunun maddi hata niteliğinde olduğunu, davacının zimmetinde bulunan miktarının hesaplanması için yeniden bilirkişi incelemesi gerekirken dosyanın mevcut hâli ile karara çıkartılmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş olup asıl davaya yönelik temyiz istemi miktardan reddedildiğinden, bu husustaki temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, asıl dava konusu alacakların hangi para birimine göre hüküm altına alınması gerektiğine ve karşı davanın açılmamış sayılmasına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24/1 hükmüne göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Temyizen incelenen karşı davaya ilişkin karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı ve davalı- karşı davacı vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Asıl Dava Yönünden

1. Davalı-karşı davacının asıl davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2. Davacı- karşı davalının temyiz itirazları yönünden temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

B. Karşı Dava Yönünden

Davalı-karşı davacının temyiz itirazları yönünden temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı-karşı davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.