Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11813 E. 2024/16125 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip feshetmediği, kıdem tazminatı, fazla mesai ve yıllık izin ücretlerine hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin istifasının haklı nedene dayandırılmadığı, istifa dilekçesinin verilmesinden uzun süre sonra dava açılarak fesih iradesine haklılık kazandırma çabası içinde olunduğu, ayrıca fazla mesai ve yıllık izin ücretlerinin zamanaşımına uğradığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 14.05.2008 tarihinden itibaren günlük 12 saatlik vardiyalar hâlinde, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, kreş ve emzirme odası bulundurma zorunluluğunun yerine getirilmediğini, sigorta primlerinin düşük gösterildiğini, davacıya mobbing (psikolojik taciz) uygulandığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi koşullarının oluştuğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; tazminat ve alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 10.09.2013 tarihinde istifa ederek işten ayrıldığını, Şirket bünyesinde ödenmeyen alacağı bulunmadığını, davacının dürüstlük kuralına aykırı şekilde uzun yıllar sonra haklı fesih gerekçesi yaratmaya çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesininin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının, istifa ederek işten ayrıldığı, dilekçesinde sebep bildirmediği, makul süre geçtikten sonra dava açtığı, yıllık izinlerini kullandığı, fazla çalışma ücretinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesinin, delilleri toplamadan, eksik inceleme ile gerekçeli karar haklarını ihlal ederek karar verdiğini, davacının iradesini yansıtmayan istifa dilekçesine itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının birden fazla haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshettiğini, davacının, günlük 12 saatlik vardiyalar hâlinde hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığının tanık beyanları ile ispatlandığını, sigorta primlerinin düşük gösterildiğini, psikolojik taciz uygulandığını, davacıya okuma fırsatı tanınmadan belge imzalatıldığını, davacının uzun yıllar davalı işyerinde çalıştığını, istifa ederek ayrılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, dilekçenin matbu olarak yazdırıldığını, emsal Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, kıdem tazminatının on yılık zamanaşımı süresi içerisinde talep edilebileceğini, ücretin düşük olduğunu, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından imzası ikrar edilen el yazısı ile yazılan dilekçede, "Çalışmakta olduğum görevimden, 10.09.2013 tarihi itibari ile kendi isteğimle istifa ediyorum." şeklinde beyanda bulunulduğu, istifa dilekçesinde haklı fesih sebebine dayanılmadığı, iş sözleşmesinin feshinden altı yıldan fazla süre sonra açılan davada, istifa dilekçesinin haklı feshe tahvili için gerekli olan makul sürenin geçtiği, davacının istifa dilekçesinden uzun süre sonra açtığı dava ile fesih iradesine haklılık kazandırma çabası içine girdiği, irade fesadı hâlinin de söz konusu olmadığı anlaşıldığından iş sözleşmesinin davacı tarafından haksız olarak feshedildiğinin kabulü ile kıdem tazminatı isteğinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, dava tarihi itibarıyla yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacakları yönünden beş yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan anılan alacakların reddedilmesinin ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde haklı nedenle sona erdirilip erdirilmediği, zamanaşımı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun'un 32, 41, 53 vd. maddeleri.

4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147 nci maddesinin birinci bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.