"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1546 E., 2024/1913 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 40. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/370 E., 2024/86 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 22.11.2015-04.09.2020 tarihleri arasında mekanik ve elektrik ustası olarak net 2.000,00 USD ücret ile çalıştığını, 200 USD elden kalan kısmının bankadan ödendiğini, davalı işverence 3 öğün yemek ve barınma imkânı sağlandığını, şantiyede 07.00-21.00 saatleri arasında hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günü ayrımı gözetmeksizin çalıştığını, 1 gün Ramazan bayramında, bir gün Kurban bayramında ve bir gün de yılbaşında izin kullandığını, davacının iş sözleşmesinin haksız ve önelsiz olarak fesih edildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile hafta tatili, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatili alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazı ve zamanaşımı de'i olduğunu, davacının davalı müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, gerçek işverenin tespitinin gerektiğini, herhangi bir hak alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı nezdinde toplam 3 yıl 9 ay 4 gün süre ile elektrik ustası olarak olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği, Rusya iş hukukuna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, banka kayıtları ile ücret ödemelerinin örtüşmemesi üzerine, davacının yaptığı iş dikkate alınarak, birbiriyle uyumlu tanık beyanlarına itibar edilerek davacının aylık 2.058,00 TL (brüt) ücret ile çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılmasının yerinde olduğu, davacının Rusya'da resmî tatil ve dinî bayram günleri dâhil, ayda iki hafta tatili olacak şekilde, haftanın 6 günü 08.00-19.00 saatleri arasında bir saat ara dinlenme ile haftada 20 saat fazla çalışma ile çalıştığı, haftanın 7 günü çalışma olduğunda haftalık 23,33 saat fazla çalışma ile çalıştığı, Rusya Federasyonu iş mevzuatına göre bu çalışmaların karşılığı 2 katı ücret verilmesinin gerektiği ve imzalı bordroların olduğu aylar için fark fazla ücret hesaplandığı görülmekle, son bilirkişi kök ve ek raporundaki hesaplama dikkate alınarak ancak taleple bağlı kalınmak suretiyle hüküm kurulduğu, davalı işverence Rusya iş hukukuna göre alacakların zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiş ise de; davacının yabancı hukuka göre zamanaşımı süresini bilmemesi ve davalı işverence de bu hususta aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunun geçerli bir neden olarak kabul görmesi gerektiği, Rusya Federasyonu iş mevzuatı uyarınca geçerli bir neden var ise, sürenin mahkeme tarafından yeniden başlatılacağının düzenlendiği görülmekle davalı yanın zamanaşımına ilişkin def'i ve itirazlarına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davanın kanuni süresi içinde açılmadığını,
2. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini,
3. Hizmet süresinin ve ücretin hatalı belirlendiğini,
4. Davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı ve bu alacaklardan müvekkili Şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını,
5. Net ücretinin brütleştirilmeye tâbi tutulmaması gerektiğini,
6. Davacıya çalışmış olduğu hafta tatillerinin ve fazla çalışmaların karşılığının ödendiğini,
7.Yabancı bir ülkede çalışılması hâlinde ulusal bayram ve genel tatil alacağı talebinin kabul edilemeyeceğini,
8. Menfaat birliği içindeki tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini beyan etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın gerekçeli karar elde etme hakkının ihlaline sebebiyet verip vermediği, ayrıca davalının talep konusu hak ve alacaklardan sorumlu tutulup tutulamayacağı, davacının bu alacaklara hak kazanıp kazanmadığını ispatlayıp ispatlayamadığına ilişkindir.
1.2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 141/3 hükmünde, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297/1-(c) hükmüne göre mahkeme kararı; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde içermelidir.
Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulamagerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
Somut olayda; davacı vekili müvekkilinin davalı Şirketin Rusya'da kurulmuş olan .... adlı dava dışı iştirakinin, Rusya'da bulunan muhtelif şantiyelerinde çalıştığı iddiasıyla davalı aleyhine eldeki davayı açmış, davalı vekili ise davacının müvekkili Şirket bünyesinde çalışmadığını savunarak husumet itirazında bulunmuştur. Bu itirazın uyuşmazlığın esasını etkileyecek mahiyette olduğu ve bu nedenle de gerekçeli kararda karşılanması gerekli olduğu açıktır. Yine İlk Derece Mahkemesince yargılama safhasında iki hesap raporu alınmasına karşın gerekçede hükme esas alınan bilirkişi raporunun kararda belirtilmemesi de isabetsizdir.
Yapılan bu tespitlere göre İlk Derece Mahkemesince, Anayasa ve 6100 sayılı Kanun'da öngörülen anlamda herhangi bir gerekçe oluşturulmadan karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte gerekçe içeren karar vermek olmalıdır.
2. Öte yandan 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde somut uyuşmazlığa yabancı hukukun uygulanması yönünde bir itiraz öne sürmediği gibi ön inceleme duruşmasında da taraflar hukuk seçimi konusunda da anlaşmış değildir. Şu hâlde yukarıdaki açıklama doğrultusunda somut uyuşmazlığa Türk hukuku uygulanması gerekirken Rusya hukukunun uygulanması hatalıdır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş yargılamanın Türk Hukukuna göre yapılıp temyiz eden taraf lehine oluşan usuli müktesep hak gözetilerek yeniden karar vermekten ibarettir.
3. Ayrıca somut uyuşmazlıkta, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacağı talepleri tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Davacı tanıklarının da davalı aleyhine dava açtıkları ve davacı ile menfaat birliği içinde oldukları anlaşıldığından; somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edecekleri de tartışmasızdır. Başka delillerle desteklenmeden tek başına menfaat birliği içindeki tanıkların anlatımına itibar edilmesi mümkün değildir. Dosyada tamamı menfaat birliği içindeki tanıkların anlatımından başka da delil bulunmadığından; fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacağı taleplerinin somut, inandırıcı ve yeteri delillerle ispatlanamaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.